VAKIF KAVRAMI
“Vakıf” sözcüğünün kökeni Arapça’dır. Sözcük anlamı, alıkoyma, durdurma, tutuklama, duruş, kımıldanmamadır. Çoğulu “vakıflar” yada “evkaf “ olarak belirtilir. Vakfetmek, yukarıdaki anlamıyla hapsetmek, alıkoymak anlamına gelmektedir. Vakfeden “vâkıf “, vakfedilen şey ise “vakıf “tır. (*)
Vakfın hukuki anlamı ise “bir malın kamu yararına olarak sonsuza kadar tahsis edilmesi, alınıp – satılmadan alıkonulmasıdır. Vakfetmede geri alma, süre ile kısıtlama ya da yararlanmanın engellenmesi gibi şartlar geçerli değildir”. (**)
Medeni Kanun’un 73 üncü maddesine göre ise ; “Vakıf, başlı başına mevcudiyeti haiz olmak üzere, belli malın belli bir gayeye tahsisidir.
Yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere vakıf, mal topluluğunun meydana getirdiği bir hükmi şahıstır. Hükmi şahısların diğer bir çeşidini ise şahıs topluluklarından oluşan gruplar meydana getirir. Bu konuda derneklerle ilgili bahiste açıklama yapılmıştır.
Vakıf bir mal topluluğundan oluşur, ancak bu malın menkul veya gayrimenkul olması şart değildir. Her ne kadar genelde vakıflar arazi, bina gibi gayrimenkullerin tahsisi sonucunda oluşsa da menkul mallar, haklar ve hatta çeşitli malların gelirlerinin tahsisi ile de vakıf kurmak mümkündür.
Bu durum Medeni Kanun’un 73 üncü maddesinde; “Bir mamelekin bütünü veya gerçekleşmiş veya gerçekleşeceği anlaşılan her türlü geliri veya ekonomik değeri olan haklar vakfedilebilir.” cümlesiyle açıklanmıştır.