Üst Yöneticilerin Sorumluluk Alanı
5018 sayılı Kanunun mali literatürümüze kazandırdığı kavramlardan birisi de üst yöneticilerdir. Anılan Genel Kurul Kararında üst yöneticilerin sorumlulukları ile ilgili olarak “ 5018 sayılı Kanunun 11 inci maddesinde; Bakanlıklarda müsteşar, diğer kamu idarelerinde en üst yönetici, il özel idarelerinde vali ve belediyelerde belediye başkanı üst yöneticidir. Ancak, Millî Savunma Bakanlığında üst yönetici Bakandır.
Üst yöneticiler, idarelerinin stratejik planlarının ve bütçelerinin kalkınma planına, yıllık programlara, kurumun stratejik plan ve performans hedefleri ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlanması ve uygulanmasından, sorumlulukları altındaki kaynakların etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, malî yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesi, izlenmesi ve bu Kanunda belirtilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinden Bakana; mahallî idarelerde ise meclislerine karşı sorumludurlar.
Üst yöneticiler, bu sorumluluğun gereklerini harcama yetkilileri, malî hizmetler birimi ve iç denetçiler aracılığıyla yerine getirirler. denilmek suretiyle üst yöneticilerin sorumlulukları düzenlenmiştir.
Üst yöneticiler işlerin gidişatından harcama yetkililerinin ve diğer görevlilerin bilgilendirmeleri ve raporları ile bilgi sahibi olmaktadırlar. Bununla birlikte üst yöneticilerin özel Kanunlardan doğan Sayıştaya karşı mali sorumlulukları olabileceği gibi, münferit bir olayda sorumluluklarına hükmedilmeleri de gerekebilir. Bu husus, meselenin Sayıştay yargısında görüşülmesi sırasında hükme bağlanacak bir konudur.
Dolayısıyla bu aşamada bir genelleme yaparak üst yöneticilerin, işlemlerin hukuka uygun olarak yürütülmesinden sorumlu olacakları ya da olmayacakları yönünde bir görüş belirtilmesi uygun bulunmamaktadır.” ifadeleri yer almaktadır.
Yukarıdaki bölümlerde de bahsedildiği üzere, 5018 sayılı Kanunun getirdikleri anlamında önem taşıyan hususlardan birisi de, harcama sürecinde görev alacak görevliler ve bunların yetki ve sorumlukları hakkındadır. Yeni harcama süreci, 1050 sayılı Kanunun öngördüğü klasik harcama süreci dışına çıkarak, bütçenin uygulanması ve denetlenmesinde ilgili harcama birimlerini sorumlu tutan anlayışa paralel olarak yetki ve sorumluluğu ilgili kamu idarelerine vermiş, bu çerçevede süreçte görev alacak kişileri de yeniden belirlemiştir. Bu belirlemeler, 5018 sayılı Kanun öncesi harcama sürecine damgasını vuran üst yönetimin yeni dönemde yetkileri ve rollerini de tartışmaya açmıştır.
Bilindiği üzere üst yönetimin Kanunun ifadesiyle üst yöneticilerin harcama sürecindeki rolü, ağırlıklı olarak ihale yetkilisi olarak sürece dahil olmak şeklindedir. Bu çerçevede kamu idarelerinin üst yöneticileri pozisyonunda olan müsteşarlar, belediye başkanları, rektörler, genel müdürler ile sayılan kişilerin yardımcıları 5018 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesine kadar, 4734 sayılı Kanunun ihale yetkilisi olarak kendilerine verilen ihale komisyonlarını oluşturma, ihale komisyonları tarafından alınan kararları onaylama veya reddetme, idare adına sözleşmeleri imzalama ve sözleşmelerin devrinde izin verme gibi yetkileri kullanmışlardır. Ancak Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununun yürürlüğe girmesiyle birlikte, özellikle harcamaların harcama yetkililerince yapılacağının hükme bağlanması nedeniyle üst yönetimin ihale mevzuatından doğan bu yetkileri de tartışma konusu olmuştur.
5018 sayılı Kanun, harcama yapma konusunda yetkiyi analitik bütçe sınıflandırması da esas alınarak kurumsal düzeyin üç ve dördüncü düzeylerinde ödenek gönderilen birimlerin yöneticilerine (harcama yetkilileri) vermektedir. Bu noktada, örnek olarak genel bütçeli idare olan bakanlıklarda bu yetkinin genel müdürler veya yetki devri yaptığı yardımcıları tarafından, belediyelerde ise hizmet birimlerinin başı durumunda olan daire başkanları veya müdürler tarafından yerine getirilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla 4734 sayılı Kanun uygulamasında ihale yetkilisi olarak ihale talimatlarını veren, onay belgelerini imzalayan, ihale komisyonlarını teşekkül ettiren, ihale komisyonları tarafından alınan kararları onaylayan veya iptal eden, idare adına yüklenicilerle sözleşmeleri imzalayan fakat 5018 sayılı Kanun ile üst yönetici olarak tanımlanan kişilerin belirtilen yetkileri kullanması artık mümkün değildir. Anılan görevlerin üst yöneticiye bağlı olarak çalışan ve kendilerine ödenek gönderilen birimlerin amirleri tarafından yerine getirilmesi gerekmektedir. İhale yetkilisi olarak bilinen kişilerin 5018 sayılı Kanun düzenlemesiyle birlikte harcama yapma yetkisi ortadan kalkmıştır. Kısaca 5018 sayılı Kanun, kendisine ödenek gönderilmeyen üst yönetici ve yardımcılarını harcama sürecinin dışına çıkarmıştır. Kaldı ki üst yöneticilerin ihale yetkilisi olamamaları nedeniyle harcama sürecinin dışına çıkartılması anılan kişilerin ihale komisyonu üyesi olmasının da önünü kapatmaktadır. Anılan Kararda özetle “Söz konusu ihalede ihale yetkilisi konumundaki “Fen İşleri Müdür Vekili”nin amiri konumunda bulunan Belediye Başkan Yardımcısının komisyon başkanı sıfatıyla imzasının bulunduğu bir karar karşısında; idare hukukunun genel ilkeleri ve Türk Kamu Yönetiminin işleyişi ile 657 sayılı Kanunun amir-memur ilişkilerini düzenleyen hükümleri göz önüne alındığında “objektif ve bağımsız” davranabilmesini zorlaştıracağı ve söz konusu görevlendirmenin doğru olmadığı, ihalenin sağlıklı bir şekilde yapılmasını ve sonuçlandırılmasını engelleyebileceği, ayrıca diğer idareler açısından da emsal teşkil etmesinin önüne geçilmesi bakımından söz konusu ihalenin iptal edilmesi gerektiği açıktır.” Hükümlerine yer verilerek üst yönetci yardımcılarının dahi ihalelere komisyon üyesi olarak katılmalarının mümkün olmadığı ifade edilmiştir.
Özetle, 01.01.2006 tarihinde yürürlüğe giren ve mali yapımızda ciddi değişiklikleri de beraberinde getiren 5018 sayılı Yasa ile harcama süreci dışına çıkarılan üst yöneticilerin Sayıştay yargılamasında mali olarak sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığı, bunun yerine hukuka uygun olmayan mali işlemlerden dolayı bulundukları kamu idarelerinin en üst yöneticisi olmalarından dolayı idari açıdan sorumlu tutulabilecekleri değerlendirilmektedir. Dolayısıyla harcama sürecinin dışında olan herhangi bir mali işlemde doğrudan rol almayan üst yöneticilerin mali anlamda -özel mevzuatlarından sorumlu olmadıklarının belirtilmemesi halinde- Sayıştay yargılamasında sorumluluklarının da söz konusu olmayacağı düşünülmektedir. Harcama sürecinin dışına çıkarılan üst yöneticilerin mali süreçte gözetim ve izleme yükümlülükleri söz konusudur.
Ancak değerlendirmemiz bu şekilde olmakla birlikte, 5018 sayılı Kanunun bu anlamda doğru bir düzenleme yapmadığını da belirtmekte fayda bulunmaktadır. Bu çerçevede bütçe uygulamasında özellikle ihale sürecinde üst yönetimi tamamen devre dışı bırakmak çok da doğru bir yaklaşım olmasa gerektir. Yapılan ihalelerden kurumların üst yönetiminin (müsteşar, vali, belediye başkanı, rektör ve bunların yardımcıları) devre dışı bırakılması ister istemez özellikle seçimle işbaşına gelen mahalli idarelerde sıkıntıları da beraberinde getirmektedir. Seçimle görev yapan kişilerin ihale sürecinin dışına çıkartılması, bu anlamda doğru bir düzenleme olmamıştır. Bu noktada yapılması gereken, özellikle mahalli idarelerde ihale yetkilisi kavramında değişikliğe giderek üst yöneticilerin de ihale yetkilisi olabilmelerini veya harcama yetkilisi görevinin en azından üst yönetici yardımcıları uhdesinde birleştirilmesi yönünde düzenleme yapılmasını sağlamaktır.