Ücret Verimliliği Nedir?

Ücret ve Verimlilik :

Ücret çaılşanın emeğinini karşılığıdır. Çalışan harcadığı fikri ve bedeni gayretin karşılığını ücret olarak alır. İşveren, kullandığı bütün üretim faktörlerinde olduğu gibi emeğide tam kullanmak ister. Bu nedenle kullandığı emeğin daha fazla üretim yapabilmesi için gerekli önlemleri almak zorundadır. Bu ancak verimlilik artışı ile mümkündür. Verimliliğin çeşitli tanımları yapılabilir.

Verimlilik: Üretime giren üretim araçları ile elde edile ürün arasındaki oran demektir.

Buna göre formüle edersek:

Verimlilik= Üretim Tutarı /Üretim Faktörleri Tutarı

Üretimde kullanılan faktörler ise çeşitlilik arzeder. Buna göre verimlilik, “toprak, işgücü, sermaye ve yönetimden oluşan üretim faktörlerinin en az kaynak ile en yüksek üretimi sağlayacak biçimde kullanılması” olarak tanımlanmaktadır. (10)

Emek, sermaye, ham ve ilk madde veya yardımcı madde vb. üretim faktörlerini esas alan kısmi verimlilik ve daha pratik ve kullanmaya daha elverişlidir. Bunlar da şu şekilde formüle edilebilir.(11)

Toplam Üretim Tutarı/Emek Tutarı veya

Toplam Üretim /Sermaye Tutarı veya

Toplam Üretim /Hammede Tutarı

Bunlar arasından en çok kullanılan emekle ilgili olanıdır. Zira insan emeği üretim faktörleri arasında değer yaran tek unsurdur. Bu yüzden emek, verimlilik ölçümünde önemli bir yer tutmaktadır. Ücretlerin verimlilikle yakın ilişki kurmasının diğer bir deyişle ücret artışlarının verimliliğe dayandırılmasının çeşitli yararları vardır.

Ücretlerdeki uzun dönemli gelişme trendinin işgücü verimliliği ile uyumlu olması, fiyat yükselişlerine veya istihdam daralmasına yol açmayan bir ücret politasının temel koşulu olarak ileri sürülmektedir. Gerçekten tam rekabet koşullarında işgücünün üretime katılması sonucu elde etmiş olduğu ücret gelirinin, işgücünün verimliliğinin üzerinde olması, birim üretim maliyetindeki işçilik oranına bağlı olarak daha yüksek fiyatlara, daha yüksek fiyatlar ise daha düşük üretim ve istihdama yol açabilmektedir.

Ücretlerin prodüktiviteye bağlanmasından amaç, aynı zamanda ücretlilerin kalkınmadan adil pay almasını sağlamaktır. Hızlı iktisadi kalkınma devrelerinde, milli prodüktivite hızla artarken, diğer gelirlerle birlikte ücretlerin de aynı oranda artması istenirse, ücretlerin bağlanacağı iktisadi gösterge olarak prodüktivite faktörü ölçü alınır. Gerçekten bir taraftan reel ücret hadlerinin tedrici şekilde yükseltilmesi neticesinde hayat, çalışma ve yaşam koşulları düzelecek olan işçilerin verimlerinde artış olduğu takdirde, artan reel ücretle birlikte toplam G.S.M.H. artacaktır ve böylece diğer grupların gelirlerinde bir düşmeye yol açmayacaktır. (12)

Prodüktivite daha yüksek reel ücretler, daha fazla boş zaman ve hatta mevcut sistemin sürdürülmesi  için çok büyük bir önem taşımaktadır. Prodüktivite artışındaki küçük değişmeler dahi, önemli sonuçlar yaratmaktadır. Nitekim herhangi bir ekonomide, 20 yıllık bir devre zarfında senede %2-3 oranındaki bir prodüktivite artışı, başlangıçtaki seviyenin 1/3 oranında o ekonomide yaşayanlar için daha fazla mal, hizmet ve boş zaman ifade etmektedir.

Prodüktivitenin arzettiği bu büyük öneme karşılık ülkemizde üretim kabiliyetinin düşük olması prodüktivitenin artmasına imkan vermemektedir. Nitekim milli ekonomimizdeki düşük prodüktivite, ücretleri esas itibariyle sınırlamakta ve ”prodüktivite durumu-ücretlerin genel seviyesi” gibi bir fasit daire meydana gelmektedir. Netice itibariyle ülkemizde sanayileşme gayretlerinin yoğunlaştığı son yıllarda, düşük ücretlerin yol açtığı tatminkar olmayan hayat şartlarının üretim kabiliyetini arttırmasına ciddi bir engel teşkil ettiği, gelişmiş ülkelerin sanayileşme tarihine yaptıkları tecrübelerle sabit bulunmaktadır. (13)

Özetle günümüzde verimlilik her ülke ve her ekonomi için son derece önem taşımaktadır. Zira verimde artış sağlanamadığı takdirde ülkede yaşayan insanların hayat standardını yükseltmeye, tasarrufları ve dolayısıyla yatırımları arttırmaya imkan yoktur. Bu nedenle ücret ve verimlilik arasında yakın ilişki kurararak ücret artışlarını prodüktivite artışlarına bağlamak hem kişiler, hemde ülke açısından faydalı olacaktır.

Related Posts

KİT’lerde taşeronlara kadro yok

CHP Niğdе Millеtvеkili Ömеr Fеthi Gürеr, Ulaştırma vе Altyapı Bakanlığı’na yönеlttiği soru önеrgеlеrinе Bakan Cahit Turhan’dan yanıt gеldi. Bakan Turhan, Dеvlеt Dеmiryollarında taşеron kadrolarındaki 2 bin 797 çalışan arasında daimi…

Devlet memuru işyeri açabilir mi, şirket ortağı olabilir mi?

Dеvlеt mеmurlarının, ticarеt vе diğеr kazanç gеtirici faaliyеtlеrdе bulunmalarını yasaklayan düzеnlеmе, 657 sayılı Dеvlеt Mеmurları Kanunu’nun 28. maddеsindе yеr almaktadır. Bu maddеyе görе; ‘’Mеmurlar Türk Ticarеt Kanunu’na görе (tacir) vеya…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Kaçırdığın Haberler

KİT’lerde taşeronlara kadro yok

  • By admin
  • Kasım 22, 2024
  • 9 views
KİT’lerde taşeronlara kadro yok

Şirket hissesini satılınca neler oluyor !

  • By admin
  • Kasım 22, 2024
  • 8 views
Şirket hissesini satılınca neler oluyor !

Kıdem Tazminatı Hesaplarken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

  • By admin
  • Kasım 22, 2024
  • 16 views
Kıdem Tazminatı Hesaplarken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Vergi Dairesi Yetki Alanı Nedir? Bağlı Olunan Vergi Dairesi…..

  • By admin
  • Kasım 22, 2024
  • 8 views

Devlet memuru işyeri açabilir mi, şirket ortağı olabilir mi?

  • By admin
  • Kasım 22, 2024
  • 6 views
Devlet memuru işyeri açabilir mi, şirket ortağı olabilir mi?

Şampanya ile Şarap Arasındaki Fark Nedir?

  • By admin
  • Kasım 22, 2024
  • 26 views
Şampanya ile Şarap Arasındaki Fark Nedir?