Karar Tarihi : 21.9.1989
Karar No : 4651/1
KONU
Sayıştay ilamlarının infazında karşılaşılan güçlüklere çözüm bulunmasına ilişkin Maliye ve Gümrük Bakanlığı istemi.
KONU İLE İLGİLİ MEVZUAT
Anayasanın 160’ıncı maddesi,
832 sayılı Sayıştay Kanununun;
1’inci maddesi,
Değişik 14’üncü maddesi,
Değişik 16’ncı maddesi,
45’inci maddesi,
63’üncü maddesi,
64’üncü maddesi,
65’inci maddesi.
İNCELEME
Konu ile ilgili mevzuat ve bu husustaki Daire Kararı incelenerek gereği görüşüldü:
I. Anayasanın 160’ıncı maddesinde, Sayıştay’ın, genel ve katma bütçeli dairelerin bütün gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevli olduğu; Sayıştay’ın kesin hükümleri hakkında, ilgililerce, yazılı bildirim tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir kereye mahsus olmak üzere karar düzeltilmesi isteminde bulunulabileceği; bu kararlar dolayısıyla idari yargı yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır.
832 sayılı Kanunun 1’inci maddesinde, anılan Anayasa hükmüne paralel olarak Sayıştay’ın genel ve katma bütçeli dairelerin gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek, sorumluların hesap ve işlemlerini yargılama yoluyla kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevli olduğu; değişik 14’üncü maddesinde, Sayıştay dairelerinin birer hesap mahkemesi olduğu; değişik 16’ncı maddesinde, Sayıştay Temyiz Kurulunun, dairelerce verilen ilamların son hüküm mercii olduğu; 45’inci maddesinde, sorumlularca, gelir, gider, mal ve kıymetlerden mevzuata uygun olarak tahakkuk ettirilmediği, alınmadığı, harcanmadığı, verilmediği, saklanmadığı veya idare edilmediği Sayıştay’ca kesin hükme bağlananların, sorumlular tarafından keyfiyetin idarece kendilerine bildirilmesinden itibaren üç ay içinde hazineye ödenmesi gerektiği; Sayıştay’ca haklarında verilen kesin hükümlerin sorumlulara ve ayrıca gerekli kovuşturma yapılmak üzere Maliye ve Gümrük Bakanlığına tebliğ edileceği;
63’üncü maddesinde, Sayıştay ilamlarının birer nüshasının sorumlulara, birer nüshasının sorumluların bağlı olduğu bakanlık veya daireye, ikişer nüshasının da biri ilgili saymanlığa gönderilmek üzere Maliye ve Gümrük Bakanlığına ve bir nüshasının da Savcılığa usulüne göre tebliğ edileceği belirtilmiş; ilamların infazına ilişkin 64’üncü maddesinde, Sayıştay ilamlarının, kesinleştikten sonra 45’inci madde gereğince İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yerine getirilmesi öngörülerek ilamların infazını izlemekten, gönderildikleri dairelerin en büyük amirleri sorumlu tutulmuş; 65’inci maddesinde de, genel mahkemelerce verilen hükümlerin, Sayıştay’ın hesap ve işlemler yönünden hükmüne engel teşkil etmeyeceği hükme bağlanmıştır.
Anılan maddelere göre, Sayıştay, sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlayan ilk ve son derece bir hesap mahkemesi olup; Sayıştay’ın kesin hükümleri hakkında bir başka yargı yerine başvurulması mümkün bulunmamaktadır.
832 sayılı Kanunda, Sayıştay ilamlarının, İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yerine getirilmesi öngörülmüştür.
Ancak, ilamların infaz edilebilmesi için, bunların “kesinleşmiş” olması gerekmektedir. Bu husus, 832 sayılı Kanunun 45’inci maddesinde “…. Sayıştay’ca kesin hükme bağlananları…”, 64’üncü maddesinde de “Sayıştay ilamların kesinleştikten sonra…” denilmek suretiyle açıkça vurgulanmıştır. Sayıştay ilamları ya 832 sayılı Kanunda belirtilen 90 günlük süre içerisinde temyiz edilmemek ya da temyiz isteğinin Temyiz Kurulunca karara bağlanması suretiyle kesinleşmektedir.
Bu konuda belirtilmesi gereken diğer bir husus da, Sayıştay ilamlarının muhatabının, ilamda kendilerine tazmin borcu yüklenilen ve mali mevzuat gereğince, işlemlerinden dolayı sorumlu tutulan sayman, tahakkuk memuru, onaylayan, düzenleyen gibi görevliler olduğudur. İlamlarda gösterilen tazmin tutarlarının, bu “sorumlu” kişilerden tahsili gerekmektedir. İlamlarda gösterilen tutarların bu kişilerce Hazineye ödenmesinden sonra, bunların, ödemenin yapıldığı üçüncü kişilere rücu etmesi, sorumlularla ahizler arasında ayrı bir hukuki ilişkinin konusunu teşkil etmektedir.
Şu hale göre, Sayıştay ilamlarının infazının, bunların kesinleşmesinden sonra ve sorumlulara yönelik olarak İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yapılması gerekmektedir.
Oysa, Maliye ve Gümrük Bakanlığınca intikal ettirilen ve infazında güçlük çekildiği belirtilen olaylardan, bu yasal prosedüre uyulmadığı anlaşılmaktadır. Gerçekten, anılan Bakanlıkça intikal ettirilen kimi olayda ortada kesinleşmiş Sayıştay ilamı olduğu halde İcra ve İflas Kanunu yerine idari yoldan tahsilata girişilmiş; kimi olayda temyiz yoluna başvurulup henüz temyiz isteği karar bağlanmadan bazen sorumlular bazen ahizler aleyhine adliye mahkemesine dava açılmış; bir kısım olayda da, ortada kesinleşmiş Sayıştay ilamı varken sorumlular yerine ahizlerden tahsiline tevessül edilmiştir.
Bakanlıkça intikal ettirilen olayların ortak özelliği, 832 sayılı Yasada öngörülen usule uyulmamış olması olup; yasal prosedüre uyulması halinde, bu tür aksaklıklarla karşılaşılmayacaktır.
Bu itibarla, Sayıştay ilamlarının infazında, 832 sayılı Yasada öngörülen prosedürün izlenmesi gerektiğinin zorunlu bulunduğu hususunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına duyurulması uygun olacaktır.
II. Bakanlık yazısında değinilmemekle beraber gerek bakanlık temsilcileri tarafından ifade edilen gerekse dairece üzerinde durulan hususlara gelince;
1. 832 sayılı Kanunun 62’inci maddesinde, ilam müsveddelerinin mahkeme kurulu tarafından görülüp imza edildikten sonra gereği kadar ilam çıkarılacağı; bunlardan ikişer nüshası daire başkanı ve üyeler tarafından imza edildikten sonra imzalı nüshalardan birisinin dairede alıkonulup diğer imzalı nüsha ile imzasız nüshaların hesap dosyası ile birlikte Birinci Başkanlığa verileceği; bunların Birinci Başkan veya tevkil edeceği kimseler tarafından Sayıştay mühürü ile mühürlenip imza edildikten sonra mahkeme kurulu tarafından, imzalı nüshanın Genel Sekreterlikçe saklanacağı belirtilmiş; 63’üncü maddesinde ise, Sayıştay ilamlarının birer nüshasının sorumlulara, birer nüshasının sorumluların bağlı olduğu bakanlık veya daireye, iki nüshasının biri ilgili saymanlığa gönderilmek üzere Maliye ve Gümrük Bakanlığına ve bir nüshasının da Sayıştay Savcılığına tebliğ olunacağı hükme bağlanmıştır.
Bu hükümlerde, ilamların iki nüshasının imzalanacağı belirtilerek bunlardan birisinin dairede alıkonulması diğer imzalı nüshasının da Genel Sekreterlikçe saklanması öngörülmüş olup; ilgililere tebliğ edilenler, imzasız nüshalardır.
Bu itibarla, 832 sayılı Kanundaki özel düzenlemenin bir gereği olarak, icra dairelerine, Sayıştay ilamlarının asıllarının ibrazı mümkün bulunmamaktadır. Daire başkanı üyelerce imzalı nüsha ibraz edilememekle beraber, idarece, infaz için icra dairelerine gönderilen ilam nüshaları; Sayıştay mührü ile mühürlü olup, Birinci Başkanın veya tevkil ettiği kimsenin imzasını taşımaktadır.
Bu nedenlerle 832 sayılı Kanundaki özel düzenleme sonucu Sayıştay ilamlarının daire başkanı ve üyelerce imzalı asıl nüshalarının icra dairelerine ibraz edilemeyeceği, sadece Birinci Başkan veya tevkil ettiği kimsenin imzasını taşıyan ve mühürlü nüshalarla yetinilmesi gerektiği hususunun duyurulmasını temin bakımından keyfiyetin Adalet Bakanlığına yazılması uygun olacaktır.
2. Saymanlık idare hesaplarının yargılanması sonucu düzenlenen Sayıştay ilamlarında tazmin hükümleri (1)’den itibaren sıra numaraları verilmek suretiyle birbirini takibeden metinler halinde yazılmakta, gereği kadar nüsha çıkartılarak 832 sayılı Kanunun 63’üncü maddesinde yazılı ilgililere tebliğ edilmektedir.
Bir bütün halinde düzenlenen ilamların birden çok sorumluyu ilgilendirmesi nedeniyle sorumlulardan bazılarının temyiz yoluna başvurması bazılarınınsa başvurmaması sonucu, ayrı ayrı birer müstakil hüküm teşkil eden her bir maddenin farklı zamanlarda kesinlik kazanması itibariyle infaz aşamasında saymanlığa gönderilen takım halindeki bir nüsha ilam kafi gelmemektedir.
Saymanlığa gönderilen nüshanın, ilamın kesinleşen bir kısım hükmünü infazı için icra dairesine verilip bilahare aynı ilamda yer alan başka bir hüküm kesinleştiğinde icra dairesine ibraz edilecek nüsha kalmamasının yarattığı zorlukları ortadan kaldırabilmek için ilamların düzenlenmesinde yeni yöntemler geliştirilmesi uygun olacaktır. Her bir maddenin ayrı sayfalara yazılıp altına yargılamaya katılan üyelerin adlarının yazılması suretiyle ilam düzenlenmesi bu hususta akla gelen tedbirlerden biridir. Ancak, idarece yapılacak araştırmalar sonucu sorunlara çözüm getirici başkaca tedbirler de bulunabileceğinden, Genel Kurulca bağlayıcı mahiyette karar alınması uygun görülmemiştir.
3. Sayıştay ilamlarıyla değişik sorumlular hakkında tazmin hükmü verilebildiğinden ve her madde müstakil bir hüküm niteliğinde olduğundan, ilamda yer alan her bir hükmün kesinleşme durumunun ayrı ayrı izlenerek 832 sayılı Kanunun 45’inci maddesi uyarınca infaz işlemine geçilmek üzere kesinleşen hükümlerinin infazla görevli merciye bildirilmesi gerekmektedir. Bunun için de, daha önce alınmış bazı Genel Kurul kararlarında işaret edildiği üzere, ilam hükümlerinin itiraz edilmemek veya süresi içinde itiraz edilmemek suretiyle mi yoksa Temyiz Kurulunca hüküm olduğu gibi veya düzeltilerek tasdiki suretiyle mi kesinleştiğini gösterir çok iyi bir kayıt sistemi tesis edilmesi gerekmektedir. Böylelikle, uygulamada görüldüğü gibi otuz maddelik bir ilamın sadece bir maddesine itiraz edilmesi halinde itiraz edilmemiş yirmidokuz maddesinin infazının da bir maddeye yapılan itirazın sonuçlanmasına kadar ertelenmesi gibi durumlar ortadan kalkacaktır.
Bu konuda üzerinde durulması gereken diğer bir husus da, kesinleşen ilamlar hakkında yapılan işlemlerin denetçilerce incelemeye tabi tutulması keyfiyetidir. Daha önce alınmış bulunan bir Genel Kurul kararında da ifade edildiği üzere saymanlık hesaplarının denetimi sırasında, Bütçe Hizmetlerinden Doğma Eşhas Borçları Cetvelinin eki durumunda olan Sayıştay ilam infaz cetvellerinde gösterilen ilamlarda yazılı tazmin hükümlerindeki meblağın 832 sayılı Kanunun 45’inci maddesi hükmü icabı, sorumlular tarafından keyfiyetin idarece kendilerine bildirilmesinden başlayarak üç ay içinde Hazineye ödenip ödenmediğinin, ödenmemiş ise, aynı Kanunun 64’üncü maddesi gereği olarak İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre işlem yapılıp yapılmadığının denetçilerce araştırılması gerektiğine; esasen kesinleşen ilam hükümlerinin yerine getirilmemesinden anılan 64’üncü madde uyarınca sorumlu bulunan dairelerin en büyük amirleri hakkında yine aynı Kanunun 51’inci maddesinde belirtilen müeyyideler, Sayıştay’ın istemi üzerine ilgili dairelerce uygulanacağına göre, ilamların infazını izlemeyenlerin Sayıştay’ca araştırılması ve saptanması zorunlu bulunduğundan, saymanlık hesaplarının incelenmesi sırasında ilam infaz cetvellerinin, mümkün olan hallerde defter kayıtlarıyla da karşılaştırılmak suretiyle, kesinleşen ilamlar muhteviyatı hakkında uygulanan işlem yönünden de denetçilerce bir incelemeye tabi tutulması, zamanında takip edilmemiş olanlar hakkında ilamların yerine getirilmesini izlemekten sorumlu olanların yazılı savunmalarının alınarak neticenin düzenlenecek raporlara ayrı bir madde halinde behemahal dercedilmesi ve ilamların infazının izlenmediği sonucuna varıldığı takdirde sorumlular hakkında sözü edilen 51’inci madde hükmünün uygulanması cihetine gidilmesi gerekmektedir.