Özel Bütçe Nedir? Özel Bütçe Ne İşe Yarar?
“Özel bütçe”, bir bakanlığa bağlı veya ilgili olarak belirli bir kamu hizmetini yürütmek üzere kurulan, gelir tahsis edilen, bu gelirlerden harcama yapma yetkisi verilen, kuruluş ve çalışma esasları özel kanunla düzenlenen kamu kurumlarıdır (m.12). Özel bütçeli kuruluşlar içerisinde Yüksek Öğrenim Kurulu, Üniversiteler ve TODAİE, Türk Dil Kurumu Başkanlığı, TÜBİTAK, TRT gibi çeşitli kurumlar ile halen katma bütçe kapsamında olan Vakıflar Genel Müdürlüğü, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü yer almaktadır. Özel bütçe kapsamında kurumlar 50 madde halinde sayılmıştır.
Mevcut düzenleme ile bütçenin kapsamı genişletilmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumları bütçesinin tanımlanması, Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar Bütçesinin ise merkezi yönetim bütçesi kapsamına alınması ile bütçenin kapsamı genişlemiş ve bu haliyle bütçe daha anlamlı hale gelmiştir. Mevcut haliyle devlet bütçesinin kapsamı dar olup, kamu mali işlemlerinin önemli bir kısmını kapsamamaktadır. Burada dikkati çeken bir başka düzenleme ise katma bütçeli idarelerin kaldırılarak bu kurumların (birkaç istisna hariç) merkezi yönetim bütçesi kapsamına alınmasıdır. Katma bütçeli idareler uygulamada, Muhasebe- i Umumiye Kanunu ile kendilerine atfedilen anlamlarını yitirmişler, genel bütçe ödenekleri ile ayakta duran idareler haline gelmişlerdir. Aslında, mevcut düzenleme ile yapılan, bir bakıma fiili durumun hukukileştirilmesidir. Kanaatimizce, hem bütçe kapsamının genişletilmesi, hem de katma bütçeli idarelerin yeniden bir düzenlemeye tabi tutularak merkezi yönetim bütçesi içerine alınması mali disiplin açısından yerinde düzenlemelerdir.
Bütçe sitemine getirilen bu düzenleme 01/01/2005 tarihinden itibaren yürürlüğe girecektir.
Kanunda bu bütçe ilkelerine ilave olarak klasik bütçe ilkelerine de yer verilmiştir. Burada dikkat çeken bir düzenleme, ödeneklerin belli “amaçları” gerçekleştirmek için tahsis edilmesidir (13/o). Bu düzenleme performans esaslı (amaca yönelik) bütçeleme dolaysıyla getirilmiştir. Bu düzenlemeyi adem- i tahsis ilkesi ile karıştırmamak gerekir. Adem-i tahsis ilkesinde belli gelirler belli giderlere tahsis edilmektedir. Oysa ki burada ödenekler belli “amaçlar” için tahsis edilmektedir.
Kanunda klasik bütçe ilkeleri sayılmış olmakla beraber 19. maddedeki düzenleme ile mali yıla girmeden kanunlaşma ilkesine bir istisna getirilmiştir. Bu maddeye göre merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçelerindeki ödeneklerin yetersiz kalması halinde veya öngörülmeyen hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla, karşılığı gelir gösterilmek kaydıyla, kanunla ek bütçe yapılabilir. Bilindiği gibi ek bütçeler mali yıla girmeden kanunlaşma ilkesini ihlal eden uygulamalardır. Mali disiplini sağlamaya yönelik olan bir yasada bu tür, mali disiplini zedeleyici hükümlere yer verilmesi mali disiplin açısından sağlıklı olmayacaktır.
Yeni bütçe sistemi sınıflandırılması itibariyle böyle olmakla birlikte bütçe kod yapısı da değişmiştir. 2004 yılından itibaren program bütçe sistemi terk edilerek analitik bütçe sistemine geçilmiştir. Analitik bütçe sistemi Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 10. maddesinde düzenlenen performansa dayalı bütçeleme uygulaması ile birincil olarak ilgili ve buradaki düzenlemeye paralel bir uygulamadır. IMF’nin GFS (Government Finance Statistics= Devlet Mali İstatistikleri) sınıflandırma sistemi ve ESA 95 (European System of Integrated Accounts= Avrupa Bütünleştirilmiş Hesaplar Sitemi) esasına göre hazırlanmıştır. Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununda “bütçeler… uluslararası standartlara uygun olarak belirlenen bir sınıflandırmaya tâbi tutularak hazırlanır ve uygulanır” (m.13/k) denilerek bütçenin uluslararası standartlara göre hazırlanmış olmasının yasal çerçevesi çizilmiştir.
Uluslararası standartlara göre hazırlanan analitik bütçe sistemi ile per-formansa dayalı yönetimin alt yapısının oluşturulması amaçlanmaktadır. “Harcama ve borçlanmanın kodlanması”[1]