Ön inceleme raporuna dayanılarak disiplin cezası verilebilir mi?

Danıştay 12. Dairesi, ön inceleme raporuna dayanılarak ve idarenin ceza verme yetkisinin zaman aşımına uğramasından sonra disiplin cezası işlemi tesis edilemeyeceğine karar verdi.

T.C.
DANIŞTAY
Onikinci Daire
Esas No : 2012/4402
Karar No: 2015/6111

Özeti : Davacı hakkında 657 sayılı Kanun hükümlerine göre disiplin soruşturması onayı alınarak usulüne uygun olarak yapılmış bir disiplin soruşturması bulunmaksızın, 4483 sayılı Kanun kapsamında ön inceleme yapılmasına ilişkin makam oluruna istinaden yapılan inceleme sonucunda hazırlanan ön inceleme raporuna dayanılarak ve idarenin ceza verme yetkisinin zaman aşımına uğramasından sonra disiplin cezası işlemi tesis edilemeyeceği hakkında.

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Karşı Taraf (Davalı) : Tapu ve Kadostro Genel Müdürlüğü
Vekili : Hukuk Müşaviri
İstemin Özeti: Kırıkkale İdare Mahkemesince verilen 09/02/2012 tarihli ve E:2011/689; K:2012/74 sayılı kararın, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi: Safiye Uysal
Düşüncesi: Kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Dava; davacının Sivas İli, Şarkışla İlçesinde tapu müdürü olarak görev yaptığı dönemde işlediği ileri sürülen fiil nedeniyle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin 1. fıkrasının (D) bendinin (f) alt bendi uyarınca kademe

ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına, ancak bu cezanın öğrenim durumu itibarıyla yükselebileceği derecenin son kademesinde bulunduğundan “brüt aylığından 1/4 oranında kesinti yapılması” suretiyle uygulanmasına ilişkin işlemin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince; davacıya isnat edilen fiilin sabit olduğu, bu fiil nedeniyle cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin 1. fıkrasının (D) bendinin (f) alt bendinde; “Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek” fiili kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmış; aym maddenin 5. fıkrasında, “Öğrenim durumları nedeniyle yükselebilecekleri kadroların son kademelerinde bulunan Devlet memurlarının, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının verilmesini gerektiren hallerde, brüt aylıklarının 1/4’ü – 1/2’si kesilir ve tekerrüründe görevlerine son verilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanun’un “Zamanaşımı” başlıklı 127. maddesinde, “Bu Kanunun 125. maddesinde sayılan fiil ve halleri işleyenler hakkında, bu fiil ve hallerin işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren;
a) Uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında bir ay içinde disiplin soruşturmasına,
b) Memurluktan çıkarma cezasında altı ay içinde disiplin kovuşturmasına başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar.
Disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrar.” hükmüne yer verilmiştir.

4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, “Bu Kanunun amacı, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri belirtmek ve izlenecek usulü düzenlemektir.” hükmüne yer verilmiş; “kapsam” başlıklı 2. maddesinin dördüncü fıkrasında ise, “Disiplin hükümleri saklıdır “düzenlemesi yer almaktadır.

Dosyanın incelenmesinden; davacının Sivas İli, Şarkışla İlçesinde tapu müdürü olarak görev yapüğı dönemde işlediği iddia edilen fiiller nedeniyle, 4483 sayılı Kanun uyarınca alınan olura istinaden Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Müfettişliği tarafından yapılan ön inceleme sonucunda düzenlenen 03.05.2011 tarihli ve 7 sayılı ön inceleme raporunda; uzun süre memurluk ve müdürlük yapmış olan davacının yüklenici tarafından verilmiş müsvedde şeklindeki bir listeye dayanarak noterden tasdikli bir liste üzerinde elle değişiklik yapmasının ve bu değişikliği kat mülkiyeti kütüğüne de yansıtmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, yaptığı bu işlemlerden menfaat temin ettiğine dair herhangi bir belge veya beyan mevcut değilse de, bu fiili 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 204. maddesinde tanımlanan “resmi belgede sahtecilik” suçuna temas eder mahiyette olduğundan, hakkında 4483 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca “soruşturma izni verilmesi” kararı verilmesinin; ayrıca, fiilinin 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin 1. fıkrasının (D) bendinin (f) alt bendinde düzenlenen “Gerçeğe aykm belge düzenlemek” tanımına uygun düşmesi nedeniyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasının teklif edildiği ve bu teklif uyarınca 04.07.2011 tarihli ve 39 sayılı dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Disiplin amiri ve disiplin cezaları” başlıklı 124. maddesinin ikinci fıkrasında; “Kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacı ile kanunların, tüzüklerin ve yönetmeliklerin Devlet memuru olarak emrettiği ödevleri yurt içinde veya dışında yerine getirmeyenlere, uyulmasını zorunlu kıldığı hususları yapmayanlara, yasakladığı işleri yapanlara durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre 125. maddede sıralanan disiplin cezalarından birisi verilir.” hükmüne; aynı Kanun’un “Cezai kovuşturma ile disiplin kovuşturmasının bir arada yürütülmesi” başlıklı 131. maddesinde ise, ” Aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması, disiplin kovuşturmasını geciktiremez.
Memurun ceza kanununa göre mahkum olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamaz.” hükmüne yer verilmiştir.

Disiplin hükümleri, kamu düzenini bozan fiillerin takip ve soruşturulmasına ilişkin hükümlerdir. Disiplin cezaları, kamu hizmetlerinin yürütülmesini ve kamu yararının devamlılığım sağlamak amacıyla, kamu görevlilerinin görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin olarak uygulanan idari yaptırımlardır.

Bakılan olayda; davacı hakkında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri gereğince ön inceleme başlatılmış ve yapılan inceleme sonucunda düzenlenen ön inceleme raporunda, davacının 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 204. maddesinde tanımlanan “resmi belgede sahtecilik” suçunu işlediğinden bahisle 4483 sayılı Kanun’un 6. maddesi uyarınca soruşturma izni verilmesi teklif edilmiştir. Sözkonusu raporda, davacının üzerine atılı fiilin aynı zamanda gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek fiilini oluşturduğu kanaatiyle 657 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması teklif edilmiş ise de; davacı hakkında usul ve yöntemine göre açılmış bir disiplin soruşturmasının bulunmadığı,

ayrıca davacının 13.05.2009 ~ 26.05.2009 tarihleri arasında işlediği iddia edilen fiilleri nedeniyle, fiilin işlendiği tarihten itibaren 2 yıl geçtikten sonra 04.07.2011 tarihli işlem ile cezalandırıldığı ve dolayısıyla yukarıda açık metinlerine yer verilen Kanun hükmü uyarınca davalı idarenin “ceza verme yetkisi”nin zaman aşımına uğradığı açıktır.

Davacı hakkında 657 sayılı Kanun hükümlerine göre disiplin soruşturması onayı alınarak usulüne uygun olarak yapılmış bir disiplin soruşturması bulunmaksızın, 4483 sayılı Kanun kapsamında ön inceleme yapılmasına ilişkin makam oluruna istinaden yapılan inceleme sonucunda hazırlanan ön inceleme raporuna dayanılarak ve idarenin ceza verme yetkisinin zaman aşımına uğramasından sonra tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.

Bu durumda; davacının üzerine atılı suç nedeniyle, usul ve yöntemine göre açılmış bir disiplin soruşturması bulunmaksızın, 4483 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmış ön inceleme raporuna dayanılarak disiplin cezası verilemeyeceği ve idarenin “ceza verme yetkisi”nin zaman aşımına uğradığı hususu gözetilmeksizin, işin esasına girilerek davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 24/11/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Related Posts

2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Sonuçları (Mart 2023)

      2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Sonuçları aşağıda gösterilmiştir. 2023 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE DENGE  TABLOSU (Bin TL.) Ocak Şubat Mart Toplam 2023 Bütçe Tahmini* Toplam/  BütçeTahmin (%)…

Algyo Hisse Kar Payı Dağıtımı Kap Açıklaması (Nisan 2023)

        Özet Bilgi Hak Kullanımı İlgili Şirketler [ALGYO, ECILC, MERCN, SOKE] İlgili Fonlar [] BISTECH Pay Piyasası Alım Satım Sistemi Duyurusu Yapılan Açıklama Düzeltme mi? Hayır (No)…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Kaçırdığın Haberler

Derneklerin Vergisel Yükümleri Nelerdir?

  • By admin
  • Kasım 15, 2024
  • 2 views

Bağ-Kur’lular SSK’dan emekli olabilir mi?

  • By admin
  • Kasım 15, 2024
  • 3 views

ÖDEME EMRİNE KARŞI DAVA AÇMA SONUÇLARI

  • By admin
  • Kasım 15, 2024
  • 3 views

İş Deneyim Belgesinin Noter Onayı ve Apostil Tasdik Şerhi (Kik Kararı)

  • By admin
  • Kasım 15, 2024
  • 3 views
İş Deneyim Belgesinin Noter Onayı ve Apostil Tasdik Şerhi (Kik Kararı)

İş Sahibi İdare ile Alt Yüklenici Arasındaki İlişkinin Hukuki Niteliği

  • By admin
  • Kasım 15, 2024
  • 4 views
İş Sahibi İdare ile Alt Yüklenici Arasındaki İlişkinin Hukuki Niteliği

Avrupa Hesaplar Sistemi (ESA 95) Nedir?

  • By admin
  • Kasım 15, 2024
  • 2 views
Avrupa Hesaplar Sistemi (ESA 95) Nedir?