KDV İadelerinde Gecikme Sorunu

Şirket-4

Özellikle bir süredir olduğu gibi piyasada nakit darlığı yaşanan dönemlerde, alacakların tahsil süreleri şirketler açısından önemini arttırmaktadır. Benzer şekilde döviz kurlarındaki hareketlilik ve faiz oranlarının yükselmesi de şirketler açısından vade maliyetlerini artırmaktadır.
Bu doğrultuda, KDV iadesini nakit olarak almak isteyen şirketler için söz konusu iadelerin mevzuata göre tamamlanma süreci de önemli hale gelmiştir. İade süreçlerinde şirketlerin kontrolü dışında gecikmeler ile karşılaşılmakta, değinilen nedenlerle alacakların tahsil süresine ilişkin tahammül düzeyi düşmüş olan şirketler sorun yaşamaktadır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 112. maddesinde 15 Haziran 2012 tarihinde yapılan bir değişiklik ile şirketlerin geciken iadeler nedeniyle mağdur olmasının önüne geçilmesi amacıyla aşağıda yer alan düzenlemeye yer verilmiştir;
“Vergi kanunları uyarınca iadesi gereken vergilerin, ilgili mevzuatı gereğince mükellef tarafından tamamlanması gereken bilgi ve belgelerin tamamlandığı tarihi takip eden üç ay içinde iade edilmemesi halinde, bu tutarlara üç aylık sürenin sonundan itibaren düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faiz, 120 nci madde hükümlerine göre red ve iadesi gereken vergi ile birlikte mükellefe ödenir”
Çözüm doğrultusunda atılmış iyi niyetli bir adım olsa da, maalesef bu düzenleme hedefine varmakta başarılı olamamıştır. Zira vergi iadelerinde gecikme, kanunun süre sınırı koyduğu, gerekli bilgi ve belgelerin tamamlanmasından sonraki süreçte değil, gereken bilgi ve belgelerin tamamlanması aşamasında yaşanmaktadır.

KDV iade süreci, şirketin iade talebine ilişkin başvuru evraklarının ya da yeminli mali müşavir raporunun vergi dairesine teslimi ile başlamaktadır. Vergi dairesi başvuruyu incelemekte, eksik gördüğü bilgi ve belgeleri tamamlatmakta ve iade sürecini neticelendirmektedir. İadenin gerçekleştirilebilmesi için gereken evraklar her ne kadar yasal düzenlemeler ile belirleniyor olsa da, vergi dairesinin iade işlemini gerçekleştirmek için gerekli gördüğü bilgi ve belgeleri isteme hakkı bulunmaktadır. Ancak bu süreç her zaman vergi dairesi tarafında tek bir seferde istekte bulunması ile gerçekleşememekte, bazen içerikleri birbirinden farklı eksiklik yazılarının müteaddit defalar şirketlerden talep edilmesi şeklinde ilerleyebilmektedir.

Anılan Kanun metninde yer alan “bilgi ve belgelerin tamamlandığı tarih” ifadesi ile iade için gerekli evrakların vergi dairesi tarafından tamamlandığının kabulü anlaşılmakta olduğundan, vergi dairesi tarafından gerekli evrakların tamamlanması için gönderilen her eksiklik yazısı, tamamlanma tarihini ötelemekte ve üç aylık sınırlayıcı süre hiçbir zaman tamamlanmamaktadır

Yasal düzenlemelerde amaçlanan sonuç kadar uygulamaya yansımaların da önemli olduğunun kabulü gerekmektedir. Hali hazırda KDV iadelerinin yapılması çoğu zaman üç aydan uzun bir süre almakta; ancak vergi iadesi işlemi ne kadar gecikirse geciksin, hiçbir zaman gecikme nedeniyle için mükelleflere faiz ödenmesi söz konusu olmamaktadır. Elbette şirketlerin belge eksikliklerinden dolayı da iade sürelerinin uzaması söz konusu olabilmektedir; ancak bugüne kadar idarenin gecikme nedeniyle ödediği bir faiz bulunmadığı düşünülecek olursak, sistemin amaçlandığı şekilde çalışmadığı da aşikârdır.

Şirketlerin nakit ihtiyacının ve uzayan vadelerin sebep olduğu maliyetlerin arttığı şu dönemlerde vergi iade sürelerinin en kısa sürede gerçekleştirilmesi ve şirketlerin uğrayabileceği mağduriyetleri en aza indirmenin de devletin bir görevi olduğu düşünüldüğünde, vergi dairesi çalışanlarını da zor durumda bırakmadan konunun yeni bir yaklaşımla çözüme kavuşturulması herkesin ortak arzusudur.

Kaynak: Yılmaz Sezer, Güncel Gündem Makaleler

Related Posts

İş Yönetim Belgesinin 1/5 Oranında İş Deneyim Belgesi Olarak Değerlendirilmesi Gerektiği

İş Yönetim Belgesinin 1/5 Oranında İş Deneyim Belgesi Olarak Değerlendirilmesi Gerektiği Toplantı No : 2015/061 Gündem No : 8 Karar Tarihi : 21.10.2015 Karar No : 2015/UY.I-2752 Şikayetçi: Holoğlu İnş.Tic.…

Mali Yönetim ile Mali Kontrol Arasındaki Farklar

MALİ YÖNETİM VE KAMU MALİYESİ KAVRAMLARI 5018 sayılı Kanunun 3’üncü maddesinde, mali yönetim; “Kamu mali yönetimi: Kamu kaynaklarının tanımlanmış standartlara uygun olarak etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasını sağlayacak yasal ve…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Kaçırdığın Haberler

İş Yönetim Belgesinin 1/5 Oranında İş Deneyim Belgesi Olarak Değerlendirilmesi Gerektiği

  • By admin
  • Aralık 22, 2024
  • 61 views
İş Yönetim Belgesinin 1/5 Oranında İş Deneyim Belgesi Olarak Değerlendirilmesi Gerektiği

Doğrudan Teminde İhale Komisyon Kararı Alınması Gerekir mi?

  • By admin
  • Aralık 22, 2024
  • 63 views

Mali Yönetim ile Mali Kontrol Arasındaki Farklar

  • By admin
  • Aralık 22, 2024
  • 39 views
Mali Yönetim ile Mali Kontrol Arasındaki Farklar

Kooperatif Vergi Borcunda Sorumluluk

  • By admin
  • Aralık 22, 2024
  • 47 views
Kooperatif Vergi Borcunda Sorumluluk

Akademik Personel En Son Düzenleme

  • By admin
  • Aralık 22, 2024
  • 72 views
Akademik Personel En Son Düzenleme

Divan Sazı Tekne Boyu Kaç Santim Olmalı?

  • By admin
  • Aralık 22, 2024
  • 144 views
Divan Sazı Tekne Boyu Kaç Santim Olmalı?