Başta vergi alacağı olmak üzere kamu alacaklarının belirlenen vadelerinde tahsili kamu hizmetlerinin aksamadan yürütülmesi bakımından çok önemlidir. Bu nedenle kamunun ihtiyaç duyduğu finansman kaynaklarının güvence altına alınması amacıyla Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da gerekli düzenlemelere yer verilmiştir. Vadesinde ödenmeyen alacaklar için borçluya ödeme emri çıkarılmakta; 15 gün içinde ödemesi, mal bildiriminde bulunması yada dava açması istenmektedir. Borçlunun tutumuna göre kanunda ön görülen cebri tahsil yollarına baş vurulmaktadır.
Borçlunun borcunu ödememesi halinde teminat verilmişse paraya çevrilmekte, kefil gösterilmişse kefil takip edilmektedir. Mal bildiriminde bulunmuşsa bunlarda paraya çevrilerek alacak tahsil edilmektedir.
Borçlunun kamu borcunu ödememek için yapabileceği muvazaalı işlemlere karşı da 6183 Sayılı Kanun’da bir kısım işlemlerin iptal edilebilmesine imkan veren düzenlemeler yapılmıştır. Kanunun 24 ila 31’inci maddelerinde iptal davalarına ilişkin hükümler düzenlenmiştir. Bu hükümlerle güdülen amaç; amme alacağını ödemeyen borçlunun malı bulunmadığı ya da borca yetmediği takdirde, amme alacağının tamamının veya bir kısmının tahsiline imkan bırakmamak amacıyla borçlu tarafından yapılan tek taraflı hukuki muamelelerle borçlunun amacını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan bütün muamelelerin hükümsüzlüğünü sağlamak ve bu yol ile amme alacağını tahsil etmektir.
Umumi mahkemelerde iptal davası açılması
24’üncü maddede amme borçlusunun aşağıda açıklanan (kanunun 27, 28, 29 ve 30’uncu maddelerinde yazılı) tasarruf ve muamelelerinin iptali için umumi mahkemelerde dava açılır ve bu davalara diğer işlere takdimen (öncelikle) umumi hükümlere göre bakılır. İptali istenen tasarrufun değerine göre dava sulh hukuk veya asliye hukuk mahkemelerinde açılacaktır. Yetkili mahkeme Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre belirlenir.
İptal davası açılacak kişiler
İptal davası borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimselerle bunların mirasçılarına ve asıl borçlu ile işlem yapan suuniyet sahibi diğer üçüncü şahıslara karşı açılır. Üçüncü kişilerin kötü niyetli olduğunun ispatı külfeti alacaklı kamu idaresine ait olacaktır. İptal davaları alacaklı kamu idarelerinin bu konuda yetkilendirilmiş birimlerince açılır.
İptal davasında zaman aşımı
Yukarıda açıklanan Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 27, 28, 29 ve 30’uncu maddelerinde sözü geçen tasarrufların vukuu tarihinden beş yıl geçtikten sonra dava açılamaz. Bu sürenin hak düşürücü süre olduğu göz önünde tutulmalıdır.
İptal edilebilecek tasarruflar
– İvazsız tasarrufların hükümsüzlüğü
Amme alacağını ödememiş borçlulardan, müddetinde veya hapsen tazyikına rağmen mal beyanında bulunmayanlarla, malı bulunmadığını bildiren veyahut beyan ettiği malların borcuna kifayetsizliği anlaşılanların ödeme müddetinin başladığı tarihten geriye doğru iki yıl içinde veya ödeme müddetinin başlamasından sonra yaptıkları bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar hükümsüzdür.(27’nci madde)
İvazsız tasarrufların hükümsüzlüğüne ilişkin 27’nci madde ile hükümsüz sayılan diğer tasarruflara ilişkin 29’uncu maddede ön görülen iki yıllık süre, kamu alacağının ödeme süresinin başladığı tarihten geriye doğru kaç yıllık süre içerisinde yapılmış tasarrufların iptalinin istenebileceğine ilişkin olup, bu maddelere göre açılacak davalarda da hak düşürücü sürenin hesabında her halükarda tasarrufun gerçekleştirildiği tarihten itibaren 5 yıllık sürenin dikkate alınması gerekmektedir.
Bağışlama sayılan tasarruflar
Yukarıda belirtilen hükmün uygulanmasında aşağıdaki tasarruflar bağışlama olarak kabul edilir.
1. Üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan hısımları ile, eşler ve ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) sihri hısımlar arasında yapılan ivazlı tasarruflar,
2. Kendi verdiği malın, akdin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler,
3. Borçlunun kendisine yahut üçüncü bir şahıs menfaatine kaydı hayat şartıyla irat ve intifa hakkı tesis ettiği akitler.
Hükümsüz sayılan diğer tasarruflar
Kamu alacağını ödemeyen borçlulardan müddetinde veya hapis uygulamasına rağmen mal beyanında bulunmayanlarla, malı bulunmadığını bildiren veyahut beyan ettiği malların borcuna kifayetsizliği anlaşılanların ödeme müddetinin başladığı tarihten geriye doğru iki yıl içinde veya ödeme müddetinin başlamasından sonra yaptıkları tasarruflardan aşağıda belirtilenler hükümsüzdür:
1. Borçlunun teminat göstermeyi evvelce taahhüt etmiş olduğu haller müstesna olmak üzere, borçlu tarafından mevcut bir borcu temin için yapılan rehinler,
2. Borca karşılık para veya mutat ödeme vasıtalarından gayrı bir suretle yapılan
ödemeler,
3. Vadesi gelmemiş bir borç için yapılan ödemeler.
Borçlunun malı bulunmadığı veya borca yetmediği takdirde amme alacağının bir kısmının veya tamamının tahsiline imkan bırakmamak maksadıyla borçlu tarafından yapılan tek taraflı muamelelerle borçlunun maksadını bilen veya bilmesi lazım gelen kimselerle yapılan bütün muameleler tarihleri ne olursa olsun hükümsüzdür. (Madde 30)
Tek taraflı muameleler diğer tarafın irade beyanına gerek olmaksızın sadece kamu borçlusu tarafından gerçekleştirilen hukuki tasarruflardır.
Yukarıda sözü edilen tasarruf ve muamelelerden faydalananlar elde ettiklerini, elden çıkarmışlarsa takdir edilecek bedelini, bu kanun hükümleri dairesinde vermeye mecburdurlar. Bunlar karşılık olarak verdikleri şeyden dolayı alacaklı kamu idaresinden bir talepte bulunamazlar. (Madde 31)
İptal davasına konu mal ister borçlu ister üçüncü şahıslar olsun dava mahkemece kabul edildiğinde alacaklı bunları haczettirme hakkına sahip olur. Akif Akarca/Dr. Mehmet Şafak