İstanbuldaki Roma Sütunları
İstanbul’da Romalılar döneminden kalma üç tane meydan sütunu vardır. Bir tane “olay” sütunu vardır. Üç tane de hipodromun ortasında kalan sütun vardır. Şimdi bunların hikayelerine bir bakalım:
Herhalde Romalılar kendilerinden önceki bazı medeniyetlerin ortaya çıkardığı değerlerin üzerine çöreklenerek, onları devam olduklarını iddia ederek, geçmişten mit türetmeye çalışarak siyaset yapan ilk medeniyetlerden biri olmalı.
Helen medeniyetinin gerçekten de devamı oldukları düşünülebilir. Birçok paralellikler vardır ama farklı dil konuşan ve farklı coğrafyada kendisini var eden bir medeniyettir Roma.
Yunan / Helen medeniyeti agoralar inşa ederken Romalılar Tiber Nehri kenarında yer alan lokal bir çiftçi topluluktu ve siyasi etkileri oldukça sınırlıydı.
Agora dedik.
Yani antik kentlerin “pazar” diye kodlayabileceğimiz bölümleri. Buradaki en önemli faaliyet elbette ticaretti ama kültürel, politik ve adli faaliyetler de yapılıyordu.
Romalılar da bu mekanlara agora dediler. Sonra zamanla bu kelimenin yerini plaza / placia gibi kelimeler aldı. Zaman zaman forum da dediler. Buradaki dilbilgisi sürecini çok iyi bilmiyorum. Bugün Romanın ardılı diyebileceğimiz Latince kökenli dilleri konuşan ülkelerde bol bol “plaza” görüyoruz.
Romalılar bu plazaların ortalarına o anki imparatorun ihtişamını yansıtan, çoğunlukla üzerilerinde o imparatorun heykelinin olduğu sütunlar diktiler. Veya bazı mekanlara, bazı tarihsel olayların anısına da sütun diktiler. Avrupa’da bunun örneklerini görmüyoruz. Bir Got faciası yaşadıkları için kalmamış da olabilir. Constantinople’a gelen Roma otoritesi ihtişama oynamış da olabilir. Ama işte sonuç olarak İstanbul’un dünyanın en iyisi olduğu nice başlıktan biri de Roma sütunu olayıdır.