İkrazatçılık (Borç Verme) İşinin Vergi Mükellefiyeti Açısından Tespit Edilmesi Gereği

dolar-6

İkrazatçılık (Borç Verme) İşinin Vergi Mükellefiyeti Açısından Tespit Edilmesi Gereği

4. Daire         2011/1133 E.  ,  2014/3373 K.

  • FAIZ GELIRI,
  • İKRAZATÇILIK FAALIYETI,
  • VERGI ZIAYI CEZASI,
  • BEYAN EDILMEYEN FAIZ GELIRI ÜZERINDEN CEZALI TARHIYAT

“İçtihat Metni”Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Özeti : Dönem içerisinde aynı kişiye üç kez borç para vermenin faaliyetin devamlı olduğunun kabulü için yeterli olmadığı dolayısıyla davacının ikrazatçılık faaliyetinde bulunmadığı hakkında.

Temyiz Eden  :

Karşı Taraf      : Vize Mal Müdürlüğü

İstemin Özeti  : İkrazatçılık faaliyetinde bulunduğu ileri sürülen davacının elde ettiği faiz gelirini beyan etmediğinden bahisle adına 2005/7-9. dönemi için salınan vergi ziyaı cezalı gelir geçici vergisinin kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. Edirne Vergi Mahkemesinin 16/09/2010 günlü ve E:2009/858, K:2010/940 sayılı kararıyla; davacı tarafından her ne kadar, … adlı kişi ile aralarında taşınmaz mal satımına ilişkin bir sözleşme olduğu, adı geçen şahsın davacıya taşınmazı satmayı vaat ettiği, paranın da bu sebeple avans olarak verildiği, ancak şahsın vaadini yerine getirmediği, karşılığında çek verdiği, çeklerin de karşılıksız çıktığı, bir borç verme işinin olmadığı ileri sürülmüş olsa da, davacı hakkında tanzim olunan vergi inceleme raporu ve tutanağın incelenmesinden, davacının …’e Temmuz 2005’de 100.000-TL, Ağustos 2005, 100.000-TL ve Eylül 2005’de 108.000-TL olmak üzere toplam 308.000-TL nakit borç verdiği, karşılığında ise alacağını teminen farklı keşide tarihli 8 adet çek aldığı, aralarında herhangi bir satış sözleşmesi veya taahhütname yapmadıkları, taşınmaz mal satım ve taahhüde ilişkin olarak tevsik edici bir belgenin bulunmadığı, sözleşme düzenlenmediği halde verilen paralar için çek alınmış olmasının borçların faiz karşılığı verildiğini gösterdiği, borç verme işinin bir yılda üç kez aynı şahsa yapıldığı, yani mutad meslek haline gelmiş sayılacağı, davacının mutad olan durumun aksini ispat edemediği, aralarında yakın akrabalık veya iş ilişkisi bulunmayan bir kişiye bir takvim yılında birden fazla kere borç para verdiği ortaya konulan davacının, söz konusu borç verme işlemini bizzat kendi ifadeleri ile devamlı ve mutad meslek halinde, belli bir ivaz karşılığında yaptığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Tetkik Hâkimi Ş. Emre Dülger’in Düşüncesi : Davacının … adlı şahsa verdiği para karşılığında faiz geliri elde ettiği ve elde edilen faiz gelirini beyan etmediği ileri sürülerek cezalı tarhiyat yapılmıştır. Davacı tarafından anılan şahsa verilen paranın borç olmadığı, taşınmaz satışı vaat edilmesine karşılık avans olarak verildiği, ancak şahsın vaadini yerine getirmediği, karşılığında çek verdiği, çeklerin de karşılıksız çıktığı, herhangi bir tahsilat yapılmadığı, dolayısıyla elde edilen bir gelirin bulunmadığı, aksine verdiği paranın kaybedildiği ileri sürülmüştür.

Davacının ileri sürdüğü iddialar ve dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; davacı tarafından toplamda verilen 308.000 TL karşılığında aynı tutarda çek alındığı ve yapılan herhangi bir tahsilat da olmadığı dikkate alındığında elde edilen bir faiz geliri de bulunmamaktadır. Ayrıca, verilen paranın faiz karşılığı borç olarak verildiğine ilişkin herhangi bir tespit bulunmamaktadır. … tarafından Gelir İdaresi Başkanlığına verilen şikayet dilekçesinde, davacıdan faiz karşılığı borç aldığı ve davacının tefecilik yaptığına ilişkin olarak şikayette bulunulmadığı, başka şahıslar tarafından dolandırılarak çeklerinin piyasaya dağıtıldığı, çeklerini ellerinde bulunduran şahısların çekleri ne karşılığında ve kimlerden aldıklarının araştırılmasının talep edildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, borç aldığı iddia edilen … adlı şahsın da davacıdan faiz karşılığı borç aldığı yönünde bir beyanı bulunmamaktadır.

Bu durumda, davacının faiz karşılığı borç para verdiğine ilişkin olarak hiç bir tespit bulunmaması nedeniyle ikrazatçılık faaliyetinde bulunduğundan söz edilemez.

Açıklanan nedenlerle, ikrazatçılık faaliyetinden dolayı elde ettiği ileri sürülen geliri beyan etmemesi nedeniyle davacı adına yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığından davanın reddi yönündeki Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:

İkrazatçılık faaliyetinde bulunduğu ileri sürülen davacının elde ettiği faiz gelirini beyan etmediğinden bahisle adına 2005/7-9. dönemi için salınan vergi ziyaı cezalı gelir geçici vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, şu kadar ki vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa ait olduğu, 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 37’nci maddesinde ise, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu, aynı Kanun’un 75’nci maddesinde, sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkül sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratların menkul sermaye iradı olduğu, 6’ncı bendinde, kaynağı ne olursa olsun her nevi alacak faizlerinin menkul sermaye iradı sayılacağı hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından, … adlı şahsa Temmuz 2005’de 100.000-TL, Ağustos 2005, 100.000-TL ve Eylül 2005’de 108.000-TL olmak üzere toplam 308.000-TL para verildiği, adı geçen şahsın davacıya taşınmazı satmayı vaat ettiği, paranın da bu sebeple avans olarak verildiği, ancak şahsın vaadini yerine getirmediği, karşılığında çek verdiği, çeklerin de karşılıksız çıktığı, bir borç verme işinin olmadığının ileri sürüldüğü, … adlı şahsın Gelir İdaresi Başkanlığına verdiği şikayet dilekçesinde davacının da isminin yer aldığı, davacı tarafından anılan şahsa verilen toplam 308.000 TL paraya karşılık aynı tutarda çek alındığı ve herhangi bir tahsilatın yapılmadığı, … tarafından çeklerin tefeciler tarafından %15 veya %20 düşüğüne kırıldığının beyan edildiği, buradan hareketle çek tutarının iç yüzde ile alınan %15’lik kısmına isabet eden kısmının faiz geliri olduğu, geriye kalan kısmının ise ana para olduğu belirtilerek davacının elde ettiği ileri sürülen faiz gelirinin hesaplandığı ve beyan edilmeyen faiz geliri üzerinden cezalı tarhiyatın yapıldığı anlaşılmaktadır.

Dava konusu tarhiyatın dayanağı inceleme raporunda yer alan tespitlere göre davacının … adlı kişiye uyuşmazlık döneminde üç defa borç para verdiği sabit ise de, dönem içinde aynı kişiye üç kez borç para vermenin faaliyetin devamlı olduğunun kabulü için yeterli değildir. Bu bakımdan, belirtilen tespitlere göre davacının ikrazatçılık yaptığı sonucuna ulaşılamamaktadır. Bu nedenle, ikrazatçılık faaliyetinden faiz geliri elde ettiği ileri sürülerek davacı adına yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmamaktadır

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne ve Edirne Vergi Mahkemesinin 16/09/2010 günlü ve E:2009/858, K:2010/940 sayılı kararının bozulmasına,15/05/2014 gününde esasta oybirliğiyle gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY
İkrazatçılık faaliyetinde bulunduğu ileri sürülen davacının elde ettiği faiz gelirini beyan etmediğinden bahisle adına 2005/7-9. dönemi için salınan vergi ziyaı cezalı gelir geçici vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.

Davacının … adlı şahsa verdiği para karşılığında faiz geliri elde ettiği ve elde edilen faiz gelirini beyan etmediği ileri sürülerek cezalı tarhiyat yapılmıştır. Davacı tarafından anılan şahsa verilen paranın borç olmadığı, taşınmaz satışı vaat edilmesine karşılık avans olarak verildiği, ancak şahsın vaadini yerine getirmediği, karşılığında çek verdiği, çeklerin de karşılıksız çıktığı, herhangi bir tahsilat yapılmadığı, dolayısıyla elde edilen bir gelirin bulunmadığı, aksine verdiği paranın kaybedildiği ileri sürülmüştür.

Davacının ileri sürdüğü iddialar ve dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; davacı tarafından toplamda verilen 308.000 TL karşılığında aynı tutarda çek alındığı ve yapılan herhangi bir tahsilat da olmadığı dikkate alındığında elde edilen bir faiz geliri de bulunmamaktadır. Ayrıca, verilen paranın faiz karşılığı borç olarak verildiğine ilişkin herhangi bir tespit bulunmamaktadır. … tarafından Gelir İdaresi Başkanlığına verilen şikayet dilekçesinde, davacıdan faiz karşılığı borç aldığı ve davacının tefecilik yaptığına ilişkin olarak şikayette bulunulmadığı, başka şahıslar tarafından dolandırılarak çeklerinin piyasaya dağıtıldığı, çeklerini ellerinde bulunduran şahısların çekleri ne karşılığında ve kimlerden aldıklarının araştırılmasının talep edildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, borç aldığı iddia edilen … adlı şahsın da davacıdan faiz karşılığı borç aldığı yönünde bir beyanı bulunmamaktadır.

Bu durumda, davacının faiz karşılığı borç para verdiğine ilişkin olarak hiç bir tespit bulunmaması nedeniyle ikrazatçılık faaliyetinde bulunduğundan söz edilemez.

Açıklanan nedenlerle, ikrazatçılık faaliyetinden dolayı elde ettiği ileri sürülen geliri beyan etmemesi nedeniyle davacı adına yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığından davanın reddi yönündeki Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle gerekçe yönünden çoğunluk kararına katılmıyorum.

Related Posts

Memurluktan atılma sebepleri arasına yeni madde ekleniyor

Kamu çalışanı memur olabilmek ve memur olma şartlarını kaybetmek şartları yasal düzenleme ile madde medde sıralanmış ve devlet memurları kanununda yer alıyor. Memurluktan atılma sebepleri arasına kadın ve çocuk tacizi,…

Mimarın 4924 sayılı Kanuna tabi hizmetlerinin kazanılmış hak aylığında değerlendirilemeyeceği

Mimarın 4924 sayılı Kanuna tabi hizmetlerinin kazanılmış hak aylığında değerlendirilemeyeceği Kategori İntibak Kanun / Madde(ler) 657 / 36 Tarih 27/04/2011 Kaynak 32 sayılı bülten 122. sayfa Özet Genel Müdürlüğünüzde bulunan…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Kaçırdığın Haberler

Memurluktan atılma sebepleri arasına yeni madde ekleniyor

  • By admin
  • Kasım 21, 2024
  • 4 views
Memurluktan atılma sebepleri arasına yeni madde ekleniyor

Mimarın 4924 sayılı Kanuna tabi hizmetlerinin kazanılmış hak aylığında değerlendirilemeyeceği

  • By admin
  • Kasım 21, 2024
  • 3 views
Mimarın 4924 sayılı Kanuna tabi hizmetlerinin kazanılmış hak aylığında değerlendirilemeyeceği

Bütçe Gideri Nedir? Giderin Gerçekleşmesi Nedir?

  • By admin
  • Kasım 21, 2024
  • 3 views
Bütçe Gideri Nedir? Giderin Gerçekleşmesi Nedir?

Beacon Nedir? Beacon Nasıl Çalışır?

  • By admin
  • Kasım 21, 2024
  • 14 views
Beacon Nedir? Beacon Nasıl Çalışır?

Temizlik Giderlerinin %4 Hesaplanması Zorunlu mu? (Kik Kararı)

  • By admin
  • Kasım 21, 2024
  • 4 views
Temizlik Giderlerinin %4 Hesaplanması Zorunlu mu? (Kik Kararı)

Bütçe Nasıl Uygulanır…Bütçe Uygulama İlkeleri Nelerdir?

  • By admin
  • Kasım 21, 2024
  • 5 views
Bütçe Nasıl Uygulanır…Bütçe Uygulama İlkeleri Nelerdir?