Sayıştay Kanun Tasarısı Taslağı ile getirilen bir başka önemli düzenleme ise “bağımsız dış denetim” kurumlarından yararlanılabileceğidir. Taslağın 45. maddesinde bu durum şöyle düzenlenmiştir. Belediyeler ile genel bütçeli idareler, özel bütçeli idareler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, sosyal güvenlik kurumları, mahalli idareler ve özel kanunlarla anonim ortaklık şeklinde kurulmuş olanlar da dahil olmak üzere diğer kamu idarelerine (kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları hariç) bağlı veya bu idarelerin kurdukları veya doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak ortak oldukları her çeşit idare, kuruluş, müessese, birlik, vakıf, işletme ve şirketler (kamu payının yarıdan az olması halinde ortaklık hakları yönüyle) Sayıştay’ın talebi üzerine hesap ve işlemlerini bağımsız dış denetçilere denetletir. Yani, sayılmış olan kurumlara bağlı veya bu kurumların ortak oldukları müesseseler ile belediyeler bağımsız dış denetim kapsamındadır.
Sayıştayca yapılacak denetimler, bağımsız dış denetçilerin hazırladığı bu raporlar da dikkate alınarak gerçekleştirilir. Bağımsız dış denetçiler; 1.6.1989 tarihli ve 3568 sayılı Kanuna göre denetime yetkili olan yeminli mali müşavirler ile 28.7.1981 tarihli 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan bağımsız denetleme kuruluşlarıdır. Maddenin gerekçesinde bağımsız dış denetçiler tarafından yapılan denetimlerin Sayıştay denetimlerinin yerine geçmeyeceği, ona katkıda bulunacağı belirtilmektedir. Gerekçede, böyle bir düzenlemeye gidilmesinin nedeni, görev alanı genişletilen Sayıştay’ın iş yükünün hafifletilmesi olarak açıklanmaktadır. Kanaatimizce iş yükü artan Sayıştay’ın bu yükünü bu şekilde hafifletmektense, personel imkanları artırılarak genişletilmesi daha uygun olacaktır. Zira, kamu kurumlarının kısmen de olsa bağımsız dış denetçiler tarafından denetlenmesi kamu yararını zedeleyebilecektir.