2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun mükerrer 44. maddesinin birinci fıkrasında, “Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde bulunan ve belediyelerin çevre temizlik hizmetlerinden yararlanan konut, iş yeri ve diğer şekillerde kullanılan binalar çevre temizlik vergisine tabidir.” şeklinde hüküm bulunmaktadır.Yine aynı Kanun’un 5035 sayılı Kanun’la değişmeden önceki mükerrer 44. maddesinin üçüncü fıkrasında, “Çevre temizlik vergisinin mükellefi, her ne şekilde olursa olsun binaları kullananlardır. Boş bulunan binalarda bu verginin mükellefi, binaların malikleri veya malik gibi tasarruf edenleridir.” hükmü yer almaktaydı.
Anılan Kanun’un 5035 sayılı Kanun’la değişik mükerrer 44. maddesinin üçüncü fıkrasında ise, “Verginin mükellefi, binaları kullananlardır. Mükellefiyet binanın kullanımı ile başlar.” hükmü yer almaktadır.
Diğer yandan, 2464 sayılı yasanın mükerrer 44. maddesinde yer alan bir başka düzenleme ile de su tüketim miktarları esas alınmak suretiyle hesaplanan çevre temizlik vergisi, su faturasında ayrıca gösterilmek suretiyle tahakkuk edilmiş sayılır. Bu suretle tahakkuk eden vergi, su tüketim bedeli ile birlikte belediyelerce tahsil edilir. Su ve kanalizasyon hizmetleri ayrı bir kanunla düzenlenmiş bulunan büyük şehir belediye sınırları ve mücavir alanlardaki çevre temizlik vergisi ise 20.11.1981 tarihli ve 2560 sayılı kanun hükümlerine göre kurulan su ve kanalizasyon idarelerince tahsil edilir.[1]
Bu durumda, yukarıda yer alan hükümlere göre, çevre temizlik vergisinin mükellefi, her ne sıfatla ve ne şekilde olursa olsun binaları kullananlar olduğundan, binaları kullananların kiracılar olması halinde verginin kiracılar tarafından ödenmesi ve boş bulunan binalardan 01.01.2004 tarihinden itibaren çevre temizlik vergisi alınmaması gerekmektedir.
Konu ile ilgili olarak, Maliye Bakanlığı tarafından verilen bir özelgede şu görüşlere yer verilmiştir:
“Yazımız ekinde yer alan dilekçede, adı geçen kişinin belediyeniz 37080 sicil no ile kayıtlı emlak vergisi mükellefi olduğu, sahibi olduğu 125 ada 8 pafta 66 parseldeki taşınmaza ait çevre temizlik vergilerinin 2004 yılından itibaren kiracı tarafından ödenmediği, taşınmazın satışı esnasında bu vergi borcunun kendisinden talep edildiği ve mükellefin vergiyi kiracı adına ihtirazi kayıtla yatırdığı, yazınızda ise söz konusu taşınmazın 11.05.1994 tarihli çevre temizlik vergisi bildirimi ile kahve olarak kullanıldığının bildirildiği ve bu tarihten sonra herhangi bir bildirimde bulunulmadığı gerekçesiyle verginin talep edildiği belirtilmekte olup konuya ilişkin görüşümüz aşağıda açıklanmıştır.
Bilindiği üzere, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun mükerrer 44. maddesinin birinci fıkrasında, “Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde bulunan ve belediyelerin çevre temizlik hizmetlerinden yararlanan konut, iş yeri ve diğer şekillerde kullanılan binalar çevre temizlik vergisine tabidir.” denilmektedir.
Aynı Kanun’un 5035 sayılı Kanun’la değişmeden önceki mükerrer 44. maddesinin üçüncü fıkrasında, “Çevre temizlik vergisinin mükellefi, her ne şekilde olursa olsun binaları kullananlardır. Boş bulunan binalarda bu verginin mükellefi, binaların malikleri veya malik gibi tasarruf edenleridir.” hükmü yer almaktaydı.
Anılan Kanun’un 5035 sayılı Kanun’la değişik mükerrer 44. maddesinin üçüncü fıkrasında ise, “Verginin mükellefi, binaları kullananlardır. Mükellefiyet binanın kullanımı ile başlar.” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda yer alan hükümlere göre, çevre temizlik vergisinin mükellefi, her ne sıfatla ve ne şekilde olursa olsun binaları kullananlar olduğundan, binaları kullananların kiracılar olması halinde verginin kiracılar tarafından ödenmesi ve boş bulunan binalardan 01.01.2004 tarihinden itibaren çevre temizlik vergisi alınmaması gerekmektedir.
Bu itibarla mülkiyeti ………..’ ya ait iki adet işyerinin;
-
- 2004 yılına kadar ödenmesi gereken çevre temizlik vergilerinin; binayı kullananın kiracı olması halinde kiracıdan, binanın malik tarafından kullanılması ya da boş olması halinde ise malikten zaman aşımı süresi de göz önünde bulundurulmak suretiyle alınması,
-
- 2004 yılından sonra ödenmesi gereken çevre temizlik vergilerinin; binayı kullananın bulunması durumunda kullanandan alınması, boş bulunması halinde ise alınmaması,
gerekmektedir.
Buna göre, adı geçen mükellefe ait işyerlerinin çalışma ruhsatları, çevre temizlik vergisi bildirimleri, vergi dairesi kayıtları ve benzeri belgeleri dikkate alınarak, 01.01.2004-12.01.2009 tarihleri arasında mülk sahibince söz konusu işyerinin kullanılmadığının tespiti halinde bu dönemlere ait çevre temizlik vergilerinin iade edilmesi ve kiracı tarafından kullanılmış ise kiracıdan tahsil edilmesi gerekmektedir.”
Diğer taraftan bir başka özelge de konu ile ilgili şu görüşlere yer verilmiştir:
“………….Belediye Başkanlığından alınan ……. tarih ve …… sayılı yazıda, dilekçenizde belirtilen adreste çevre temizlik vergisi yönünden mükellefiyetinizin bulunmadığı belirtilmiştir.
213 sayılı vergi Usul Kanununun 413 üncü maddesinde; “Mükellefler, Maliye Bakanlığından veya Maliye Bakanlığının bu hususta yetkili kıldığı makamlardan vergi durumları ve vergi uygulaması bakımından müphem ve tereddüdü mucip gördükleri hususlar hakkında izahat isteyebilirler.” denilmektedir.
1988 / 9 Sıra No.lu vergi Usul Kanunu İç Genelgesinde ise; mükelleflerin, kendileri ile ilgili olmak koşuluyla vergi durumları veya uygulaması bakımından doğrudan yaptıkları başvurular dikkate alınacağı, diğer bir anlatımla mükellefler adına başkaları tarafından yapılan veya mükellefler tarafından yapılmakla birlikte, somut (müşahhas) bir olaya dayanmayan başvurular üzerine görüş verilmeyeceği açıklanmıştır.
Bu itibarla, ………ilçesi …….. Cad. ……. İşhanı No:……..adresindeki işyeri için mükellefiyetinizin bulunmadığı anlaşıldığından bu işyerine ait çevre temizlik vergisi uygulaması hakkında tarafınıza bilgi verilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun çevre temizlik vergisine ilişkin mükerrer 44 üncü maddesinin birinci fıkrasında, belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde bulunan ve belediyelerin çevre temizlik hizmetlerinden yararlanan konut, işyeri ve diğer şekillerde kullanılan binaların çevre temizlik vergisine tabi olduğu belirtilmiştir.
Anılan fıkra hükmüne göre, belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde bulunan ve belediyelerin çevre temizlik hizmetlerinden yararlanan konut, işyeri ve diğer şekillerde kullanılan binalar çevre temizlik vergisine tabi bulunmaktadır. boş bulunan dolayısıyla hiçbir şekilde kullanılmayan binalar, 01.01.2004 tarihinden itibaren çevre temizlik vergisine tabi tutulmamaktadır.”[2]