Belediyelerde işçi istihdamı, 1980’li yıllarda ortaya çıkan özelleştirme politikasının etkisi ile yapısal bir değişiklik yaşamıştır. Şirketleşme ve ihale uygulamalarının yaygınlaşması, işçi statüsünde istihdamın “belediye içi” ve “belediye dışı” olmak üzere iki temel sorun alanı haline gelmesine yol açmıştır.
Belediye içi işçi istihdamı, işçi-memur ayırımından kaynaklanan geleneksel bir özelliğin yanı sıra, sürekli işçi-geçici işçi ayrımına dayanan yeni bir özellik taşımaktadır. Belediye dışı işçi istihdamı, belediyelerde şirketleşme ve ihalecilik uygulamaları ile ortaya çıkmıştır. Belediyelerin kendi bünyelerinde sürdürdükleri hizmetleri kurdukları, ortak oldukları şirketlere ya da özel sektör şirketlerine devretmeleri, işçi istihdamında belediye bünyesi dışına kaymaya yol açmıştır. Bu durum belediye içi istihdamı doğrudan etkilemektedir. Öte yandan işi yürüten ister belediye şirketi ister bir taşeron olsun, yürütülen hizmetin sorumlusu yine belediyedir; dışarıya kayan işgücü yine belediyenin sorumluluk alanı içinde yer alır. Belirtilen iki nedenden ötürü, belediyelerde istihdam üzerine yapılacak incelemelerin belediye içi istihdam ile sınırlı tutulmamasını zorunlu kılmaktadır.
BELEDİYE İÇİ İŞÇİ İSTİHDAMI
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4. maddesine göre, kamu hizmetleri memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürülür. Bu yasaya bağlı kurumlar dört istihdam şekli dışında personel çalıştıramazlar.
İlk üç kategoriden farklı olarak, işçilere DMK hükümleri uygulanmaz. İşçiler, İş Kanunu’na ve iş mevzuatına göre bağıtlanan bireysel ya da toplu iş sözleşmelerine uygun olarak çalıştırılırlar. “Böylece Devlet Memurları Kanunu, kamu kuruluşlarında da, özel kesim kuruluşlarındaki gibi işçi çalıştırılabileceğini ve kamu kuruluşlarında çalıştırılan işçiler için ayrı bir düzenlemeye gerek olmadığı ilkesini benimsemiştir.” Belediyede çalışan işçilerin iş hukukuna tabi olması nedeniyle, bu alanda yaşanan sorunlar belediye işçilerini de doğrudan etkilemektedir.
kaynak:yerelnet.org.tr |