Banka Ve Sigorta Muameleleri Vergisi ve Türk Vergi Sistemindeki Yeri
Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi (BSMV), bankaların yaptıkları teslim ve hizmetlerden alınmamakta olan KDV yerine ihdas edilmiş bir dolaylı vergidir. Mal teslimi ve hizmet ifası kapsamına girmeyen para teslimi ve para ile ilgili hizmetlerin ifası karşılığı yapılan işlemlerden Banka Ve Sigorta Vergisi alınmaktadır.
Katma Değer Vergisi Kanunu’ nun 17/4-e maddesinde “banka ve sigorta muameleleri vergisi kapsamına giren işlemler’’ KDV’den istisna tutulmuş olduğundan, banka ve sigorta muameleleri vergisi kapsamına giren işlemler (teslimler), KDV Kanunu kapsamına girmezler.
BSMV KDV’den önce de uygulanmakta olan işlem vergisidir.
BSMV, 13.7.1956 tarih ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nda düzenlenmiştir. Bu Kanun’un ilk 27 maddesi Katma Değer Vergisi Kanunu 1.1.1985 tarihinden itibaren yürürlüğe girdikten sonra uygulamadan kaldırılmıştır.
I-VERGİNİN KONUSU
6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun “Mevzu, Vergiyi Doğuran Olay” başlıklı 28 inci maddesine göre; “Banka ve sigorta şirketlerinin 10.6.1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununa göre yaptıkları işlemler hariç olmak üzere, her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar banka ve sigorta muameleleri vergisine tabidir.” denilmektedir.
Banka ve sigorta muameleleri vergisinde vergiyi doğuran olayın meydana gelmesi için banka ve sigorta şirketlerince yapılan işlem sonucu sonucunda banka ve finansal kurumlar lehine nakden veya hesaben para alınması gerekmektedir.
Vergiyi doğuran olayın meydana gelmesi için gelirin tahsili şart değildir. Mükellefler tarafından faiz, komisyon ve benzeri adlar altında lehe alınan paraların tahakkukunun yapılarak gelir hesaplarına alınması yeterlidir. Buna karşılık kambiyo muamelelerinde belirtilen şartlar aranmamakta verginin doğması için sadece kambiyo satışının yapılması yeterli bulunmaktadır.
–Bankerlerin yapmış oldukları banka muamele ve hizmetleri dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar,
–Kendileri veya başkaları hesabına menkul kıymet alıp satmayı, alım – satıma tavassut etmeyi veya alıp sattıkları menkul kıymet karşılığı borçları ödemeyi taahhüt etmeyi meslek haline getirenlerin bu faaliyetleri dolayısıyla lehlerine kalan paralar ile mevduat faizi vermek veya sair adlarla faiz ve benzeri menfaatler sağlamak üzere devamlı olarak para toplama işiyle uğraşanların
topladıkları paralara sağladıkları gelir ve menfaatler üzerinden komisyon, ücret, hizmet karşılığı gibi adlarla aldıkları paralar dahil banka muameleleri vergisine tabidir.
2279 sayılı Kanuna göre ikraz işleriyle uğraşanlarla 28’ inci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen muamele ve hizmetlerden herhangi birini devamlı olarak yapanlar bu Kanununun uygulanmasında banker sayılırlar.
Bir banka muamelesi olan ikraz muamelesinin bankerler tarafından yapılması halinde, bu işlem dolayısıyla kendi lehlerine her ne ad ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi bulunmaktadır.
Bir şahsın münhasıran altın alım ve satımı ile uğraşması banker sayılmasını gerektirmez.
II-İSTİSNALAR
6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 29 uncu maddesi kapsamında önemli istisnalar aşağıda belirtilmiştir.
- a) Merkezleri Türkiye’de bulunan bankaların kendi şube ve ajansları ile veya bu şube ve ajansların birbirleriyle yaptıkları muameleler dolayısıyla tahakkuk eden paralar,
b)Merkezleri Türkiye dışında bulunan bankaların Türkiye’de mevcut şube ve ajanslarının birbirleriyle yaptıkları muameleler dolayısıyla tahakkuk eden paralar,
c)Hususi kanunlarla her türlü vergiden istisna edilmiş olan esham ve tahvillerin, faiz, temettü ve ikramiyeleri,
d)Bankaların müşterileri nam ve hesabına başka şahıs ve müesseselere yaptırdıkları hizmetler mukabili olarak aldıkları ve aynen mezkur şahıs veya müesseselere ödedikleri paralar,
- e) Bankaların, bankerlerin ve sigorta şirketlerinin sermayelerinin tamamı kendilerine ait veya iştirakleri bulunan sınaî işletmelerden sağladıkları kârlar,
- f) Bankaların, bankerlerin ve sigorta şirketlerinin sermayelerine iştirak ettikleri banka, banker ve sigorta şirketlerinin bu kanuna göre banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi muamelelerden mütevellit karları,
- g) Emeklilik sözleşmeleri, hayat sigortaları (hayat sigortalarında ferdi kaza, hastalık sonucu maluliyet ve tehlikeli hastalıklar teminatlarının da ek teminat olarak verildiği sözleşmeler dahil) ve sağlık sigortaları ile ihracata ait nakliyat sigortalarında sözleşme ve poliçe üzerinden alınan paralar,
- h) Mükerrer sigorta muameleleri ile retrosesyon muameleleri dolayısıyla alınan prim, komisyon vesair paralar,
ı) Biçilmemiş veya toplanmamış her türlü tarım mahsulleriyle tarım hayvanları için addolunan zirai sigortalar dolayısıyla alınan paralar,
- i) Nükleer rizikolara karşı yapılan sigortalar dolayısıyla alınan paralar,
- j) Türkiye Halk Bankasının, ihtisas kredileri kapsamında küçük ve orta ölçekli sanayi işletmelerine verdiği krediler ya da bu işletmelerin dış ticaret işlemlerine yaptığı aracılık hizmetleri dolayısıyla aldığı paralar ile Esnaf ve Sanatkarlar Kefalet Kooperatiflerinin kefaleti altında esnaf ve sanatkarlara verdiği krediler dolayısıyla alınan paralar ve bu kooperatiflerin ortaklarından masraf karşılığı adıyla aldığı paralar,
- k) Mevduat toplamayan bankaların açmış oldukları yatırım kredileri dolayısıyla kendi lehlerine aldıkları paralar,
- l) Bankaların, yetkili müesseselerin, özel finans kuruluşlarının ve PTT’nin Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkındaki Kararlar ve bu kararlara dayanılarak çıkarılan tebliğlere göre Merkez Bankasına yapacakları zorunlu, döviz ve efektif devirleri,
- m) Arbitraj muameleleri ve bu muameleler sonucu lehe alınan paralar,
- n) Kooperatifler aracılığı ile Başbakanlık Toplu Konut İdaresi ve bankalar tarafından açılan konut kredileri dolayısıyla lehe alınan paralar.
- o) Kurumlar Vergisi Kanununa göre yapılan birleşme, devir, bölünme ve hisse değişimi işlemlerinden doğan kazançlar.
ö) Emeklilik yatırım fonlarının, sermaye piyasalarında yaptıkları işlemler nedeniyle elde ettikleri paralar,
- p) Banka ve sigorta şirketleri ile emeklilik şirketlerinin kuruluşlarında veya sermayelerini artırdıkları sırada çıkardıkları hisse senetlerinin itibari değerlerinin üzerinde elden çıkarılması sonucu kendi lehlerine kalan paralar.
- r) 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (12) numaralı bendi kapsamındaki işlemler dolayısıyla lehe alınan paralar.
Ayrıca, özel kanunlarla banka ve sigorta muameleleri vergisinden istisna edilmiş işlemler ve muafiyet verilen kurum ve kuruluşlar bulunmaktadır.
III-MÜKELLEF
6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun “Mükellef” başlıklı 30 uncu maddesinde; “Banka ve sigorta muameleleri vergisini banka ve bankerlerle sigorta şirketleri öder.”hükmü yer almaktadır.
Banka olarak vergilendirilenler kapsamına, merkezi Türkiye’de bulunan bankalar ile yurt dışında kurulu bankaların Türkiye’deki şubeleri girmektedir.
Banka ve sigorta şirketlerinin mükellefiyetleri mutlak olup katma değer vergisi mükellefiyetleri yoktur. Banka ve sigorta şirketlerinin yaptıkları bütün işlemler banka ve sigorta muameleleri vergisi kapsamına girmektedir.
Sigorta şirketleri kapsamında mükellef olanlar;
a)7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu uyarınca kurulmuş olan sigorta ve reasürans şirketleri,
b)4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf Ve Yatırım Sistemi Kanunu uyarınca münhasıran emeklilik sigortası faaliyeti için kurulan, ancak hayat ve ferdi kaza sigortaları dallarında da işlem yapabilen bireysel emeklilik şirketleri,
c)587 sayılı Zorunlu Deprem Sigortasına Dair Kanun Hükmünde Kararname uyarınca kurulan Doğal Afet Sigortaları Kurumu ile
2-7397 sayılı Kanunun 9 uncu maddesine göre sigorta şirketlerinden sözleşme yapma ve prim tahsil etme yetkisi alan sigorta acenteleri ve bireysel emeklilik aracılarıdır.
6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun uygulamasında banker; 2279 sayılı Kanuna göre ikraz işleriyle uğraşanlarla banka muamele ve hizmetlerinden, kendileri adına veya başkaları hesabına menkul kıymet alıp satmayı, alım-satıma tavassut etmeyi veya alıp sattıkları menkul kıymet karşılığı borçları ödemeyi taahhüt etme faaliyetlerinden, mevduat faizi vermek veya sair adlarla faiz ve benzeri menfaatler sağlamak üzere devamlı olarak para toplama işinden herhangi birini devamlı olarak yapanlardır.
Bankerlik ve ödünç para verme işleriyle iştigal etmeyi belli eden ölçü, yıl içinde birden fazla kişilere ödünç para vermek, bir kişiye sürekli olarak bir çok yıllar veya yıl içinde yapılan ayrı ayrı işlemler sonucunda borç vermek veya verilen borcun vadesini müteakip yılda bir yılı aşacak şekilde uzatmak, özetle borç verme işlemlerinde tekerrür şeklinde tanımlanabilir.
Banker kapsamında vergilendirilenler; Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan aracı kurumlar, menkul kıymetler yatırım fonları – ortaklıkları, varlık yönetim şirketleri, tüketici finansman şirketleri, faktoring şirketleri, ikrazatçılar, tefecilerdir.
Bankerler banka ve sigorta şirketlerinden farklı olarak, yapmış oldukları bütün işlemler banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi değildir.
Bankerlerin yaptığı;
- Banka muamele ve hizmetleri, ikrazat işlemleri
- Kendileri adına veya başkaları hesabına menkul kıymet alıp satmayı, alım-satıma tavassut etmeyi veya alıp sattıkları menkul kıymet karşılığı borçları ödemeyi taahhüt etmeyi meslek haline getirenlerin bu faaliyetleri, dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar ile
- Mevduat faizi vermek veya sair adlarla faiz ve benzeri menfaatler sağlamak üzere devamlı olarak para toplama işiyle uğraşanların topladıkları paralara sağladıkları gelir ve menfaatler üzerinden komisyon, ücret, hizmet karşılığı gibi adlarla aldıkları paralar banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi tutulmuştur.
BSMV mükellefleri her ne kadar bankalar, sigorta ve emeklilik şirketleri, banker ve ikraz işiyle uğraşanlar olsa da, banka ve sigorta muameleleri vergisi vasıtalı bir vergi olduğundan genellikle mükelleflerce müşterilere yansıtılabilmektedirler.
Bu kapsamda günlük yaşamda yapılan ve istisna hükümleri kapsamında olan çeşitli parasal işlemlerin BSMV mükellefleri tarafından (bankalar, sigorta şirketleri) hatalı olarak müşterilere yansıtılmak suretiyle BSMV tahsil edildiği görülmektedir.
IV- MATRAH
6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun “Matrah” başlıklı 31 inci maddesinde; “Banka ve sigorta muameleleri vergisinin matrahı, 28 inci maddede yazılı paraların tutarıdır.” hükmü yer almaktadır.
Banka ve sigorta şirketlerinin her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralardır. (10/6/1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununa göre yaptıkları işlemler hariç)
–Banker
-Kendileri veya başkaları hesabına menkul kıymet alıp satmayı, alım-satıma tavassut etmeyi veya alıp sattıkları menkul kıymet karşılığı borçları ödemeyi taahhüt etmeyi meslek haline getirenlerin kapsamında vergilendirilen gerçek ve tüzel kişiler,
-Mevduat faizi vermek veya sair adlarla faiz ve benzeri menfaatler sağlamak üzere devamlı olarak para toplama işiyle uğraşanların;
-Yapmış oldukları banka muamele ve hizmetleri dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar,
- Bu faaliyetleri dolayısıyla lehlerine kalan paralar
-Topladıkları paralara sağladıkları gelir ve menfaatler üzerinden komisyon, ücret, hizmet karşılığı gibi adlarla aldıkları paralar verginin matrahını oluşturur.
Öte yandan döviz alım satım muameleleri yapanların kambiyo alım ve satım muamelelerinde kambiyo satışlarının tutarı vergiye matrah olur.
Buna göre döviz alım ve satım muameleleri nedeniyle döviz satış tutarları üzerinden % 0,1 oranında vergi ödenmesi, döviz satışından ayrıca bir komisyon alınıyor ise bunun üzerinden % 5 oranında banka ve sigorta muameleleri vergisi hesaplanarak ödenmesi gerekmektedir.
Buna karşılık döviz alış kuru ve satış kuru arasındaki müspet fark üzerinden % 5 banka ve sigorta muameleleri vergisi ödenmesi gerekmemektedir (83 Nolu Gider Vergileri Genel Tebliği).
Ayrıca banka ve sigorta muameleleri vergisi mükelleflerinin hesabına herhangi bir muamele olmaksızın muhasebe tekniği gereği kaydedilmesi gereken değer artışları olarak tanımlanan evalüasyon karları banka ve sigorta muameleleri vergisinin konusunu oluşturmaz.
Örneğin altın stokunun ay sonunda ulaştığı değerin alım değerinden fazla olması durumunda ortaya çıkan karlılık hali.
Vergi matrahından gider ve vergi adı altında indirim yapılamaz. Bu kanunla alınan banka ve sigorta muameleleri vergisi matraha dahil edilmez.
Ayrıca sigorta şirketleri vergi dönemi içinde iptal ettikleri sigorta muamelelerine ait meblağları o dönemin vergi matrahından indirebilirler. (indirimin aynı vergi döneminde yapılması ve poliçe ile ilgili primin ödenmemiş olması şartıyla indirim mümkündür)
V-NİSPET
6802 sayılı Kanunun 33 üncü maddesinin ikinci fıkrasının Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye istinaden çıkarılan Bakanlar Kurulu Kararları ile banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi olan işlemlerde uygulanacak vergi oranları aşağıda belirtilmiştir.
b)Bankalar ile 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan aracı kurumlar arasındaki borsa para piyasası muameleleri sonucu lehe alınan paralar üzerinden %1,
6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 44’üncü maddesine göre, banka ve sigorta muameleleri vergisi, vergiye tabi olayların vuku bulduğu yer vergi dairesince tarh olunur.
6802 sayılı Kanunun 47 nci maddenin (a) bendine göre, mükellefler, bir ay içindeki vergiye tabi muamelelerini, bir beyanname ile ertesi ayın 15 inci günü akşamına kadar muamelelerin yapıldığı yer vergi dairesine beyan etmek, 48 inci madde uyarınca da aynı süre içinde tarh ve tahakkuk ettirilen vergileri ödemek mecburiyetindedirler.
Tabloda 1996 yılından 2006 yılına kadar (2006 Mayıs ayı dahil kümülatif toplam) yapılan BSMV toplamı görülmektedir. 2006 yılı hedefi 1.806.000.000.-YTL dir.
Özellikle 2001 yılındaki 1.511.207.000.-YTL lik tahsilât dikkat çekicidir. Bunun dışında, BSMV tahsilâtında normal sayılabilecek bir artış görülmektedir.
Fakat son üç yılda tahsilâtta daha yüksek oranda artış gerçekleşmiştir.Bu artışı faiz oranlarında yaşanılan düşüş ve artan kredi kullanımına bağlayabiliriz.
BSMV’ nin 2006 yılı hedefleri itibariyle toplam bütçe gelirleri içindeki payı %1,1 dir. (2006 yılı toplam bütçe geliri tahmini 156.213.516.000.-YTL)
Toplam vergi gelirleri içindeki payı ise % 1,4’ dür.(2006 vergi gelirleri hedefi 132.199.000.000.-YTL)
BSMV’ nin dolaylı vergiler (hedef) içindeki payı 2006 yılında %3 gibi düşük bir rakamdır.
2005 yılı gerçekleşmelerinde; BSMV ile KDV arasında (beyan edilip tahsil edilen KDV) arasında 6 katlık bir fark oluştuğu gözlemlenmektedir.
Beyana dayanan Gelir Vergisi tahsilâtı ile yapılan karşılaştırmada ise (2005 yılı toplam gelir vergisi tahsilatı 20.457.140.000.-YTL’ dir.) beyana dayanan Gelir Vergisi ile BSMV arasında 622.443.000.-YTL tutarında fark oluştuğu görülmektedir. Bu grafikte de beyana dayalı olarak tahsil edilen Gelir Vergisinin BSMV’ den bile geri kaldığı görülmektedir.
BSMV’ nin diğer küçük hacimli kamu gelirleriyle karşılaştırıldığında (2005 yılı gerçekleşmeleri) Damga Vergisinden sonra en az gelir getiren gelir türü olduğu görülmektedir.
Maliye Bakanlığı denetim elemanlarınca yapılan denetimlerler sonucu net bir rakam olmamakla beraber BSMV kaçak oranı %169 olarak ifade edilmektedir.
Katma Değer Vergisinin bankacılık, bankerlik sigortacılık alanındaki karşılığı olan BSMV ile 2005 yılında 1.761.821.000.-YTL vergi geliri elde edilmiş olup 2006 yılındaki hedef; 1.806.000.000.-YTL dir.
Türk bankacılık sisteminin toplam aktifleri 2006 yılı tahmini 370 milyar YTL (245 milyar dolar) civarındadır. Toplam aktiflerin gayri safi milli hasılaya oranının ise yüzde 80 düzeyinde olacağı tahmin edilmektedir.
BSMV’ nin KDV ile karşılaştırıldığında çok düşük bir miktarda kaldığı görülmekte olup, diğer vergi gelirleriyle karşılaştırıldığında da BSMV’ nin, bankacılık sektörünün GSMH dan aldığı payla orantısı olamayan bir büyüklükte olduğu düşünülmektedir.
Nitekim Maliye Bakanlığı denetim elemanlarınca yapılan incelemelerde BSMV’ nde yüksek oranda kayıp ve kaçak olduğu ifade edilmektedir.
Bu çerçevede BSMV, vergi gelirleri içerisinde olması gereken yerde değildir.
BSMV’ den çeşitli nedenlerle çok sayıda işlemin istisna kapsamında tutulması da bu vergiden elde edilebilecek geliri azaltmaktadır.
Gelişmekte olan mali sistemimizde BSMV’ den beklenen gelirin elde edilebilmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır. Alınacak bu tedbirlerle aynı zamanda mali sistemiz ve kayıt dışı ekonomi kontrol altına alınabilmesinde önemli rolü olacaktır.
Bunlara ilave olarak grafiklerden görülen ilginç başka bir sonuç da; tahsil edilen beyana dayanan Gelir Vergisinin BSMV’nden de daha düşük bir tutarda tahsil edildiğidir.