Yöresel tavırlarımızı çalarken her yörenin otantik değerlerini korumak,kendi başımıza “yorum yaptım” adı altında hızlı/yavaş çalmak, süsleme ve tremolalardan vb. uzak durmak gerekir. Gençlerimizde bunu çok sık görmekteyiz.Çok uzun yazıp sizleri sıkmak istemem.Kısaca iki örnek vereyim; Ege, teke zotlatması çalacaksak bunu cura ile çalmalıyız ve tıpkı tekenin kayadan kayaya zıplamasını anlatan o muhteşem ritme itibar etmek gerek.Bu nedenle bir tambura veya divan değil,cura ile çalmak yerinde olur. Bozlak tabiri “acı ile haykırmak” demektir. Ayni Cazz müziği gibi. Hançere/diyafram kullanılarak ve oldukça yüksek ses ile,yani acı ile haykırır gibi söylemek gerek. Hem çalması,hem söylemesi zor olan,bilgi+yetenk/kabiliyet gerektiren bu havamızı, bu duyguları en iyi yansıtabilecek,yöresel adı ile “Abadal” dediğimiz (45/47 arası) divan ile çalınır. Bu ön bilgi ışığı altında “açış yaparken,ilgili müziğin ana temaları,tavrı içinde kalarak açış yapmak gerekir.Abartılı bir misal vermek gerekirse zeybek tavrı ile bozlak açılışı yapamayız.