KARA PARA AKLAMANIN SUÇ SAYILMASI
Ülkeler, genelde, Viyana ve Strazburg sözleşmelerinin ruhuna uygun olarak, mevzuatlarında, kara para aklama suçu adı altında, yeni bir suç oluşturmuşlardır. Ülkemiz de 19.12.1996 tarih ve 4208 sayılı kanun ile bu yolu izlemiştir.
Kimi ülkeler ise bizdeki, T.C.K.’nun 512. maddesine karşılık gelen, yataklık suçunun kapsamını, suç gelirlerine genişletmek yoluna gitmek suretiyle, kara para aklamayı cezalandırma yolunu seçmişlerdir. Danimarka, İsveç, Norveç, Finlandiya ve Belçika mevzuatları, buna örnek verilebilir.
Bilindiği gibi, kara para aklama suçu, ön şartlı bir suçtur. Yani, kara para aklama suçundan önce, bir (öncül) suç işlenmiş olmalıdır. Viyana Sözleşmesinde, öncül suç, uyuşturucu ticareti suçlarından ibarettir. Bu uluslararası ve karşılaştırmalı hukukta, en sınırlayıcı olan yaklaşımdır. Singapur ve son değişikliklerden önceki Lüksemburg ve Japonya mevzuatları da, bu yaklaşımı benimsemiştir.
Strazburg Sözleşmesi, genel bir kara para aklama suçu tanımını teşvik ederken, devletlere suç saymanın kapsamını sınırlama imkanı da, tanımaktadır. Bu yaklaşım, uluslararası ve karşılaştırmalı hukuktaki, genel eğilimi yansıtmaktadır. Fransa cürüm ve cünhaları, diğer bir ifadeyle tüm ağır ve asliye cezalık suçları; Belçika gibi bazı ülkeler, cürüm, cünha ve kabahatler gibi, her türlü suçtan elde edilen gelirin aklanmasını suç sayarak, genel bir aklama suçu kabul etmektedirler. İsviçre mevzuatı sadece cürümleri, Alman mevzuatı aşağı haddi en az bir yıl, İspanya ve Avusturya ise en az 3 yıl hapsi gerektiren suçları, öncül suç saymaktadır. Kanada, Yunanistan, Lüksemburg, Japonya (200 öncül suç mevcut) ve Türk mevzuatları, sayma sistemini benimseyerek, öncül suçları tek tek saymaktadırlar.
Genelde ülkeler -ülkemiz mevzuatı dahil-, aynı kişinin hem öncül suçun, hem de kara para aklama suçunun, faili olmasını kabul etmektedirler. Ancak, bazı mevzuatlar kara para aklamayı, ayrı bir suç olarak düzenlemelerine rağmen, yataklık suçunun felsefesini almışlardır. Bilindiği gibi, yeni TCK tasarısında da yataklık olarak anılan suç, cürümden hasıl olan eşyayı, o cürme iştirak etmeksizin satın almak, gizlemek, kabul etmek hareketlerinden oluşur. Yani suçun işlenmesi için ön şart, failin suç teşkil eden fiilin icrasına, bir suretle iştirak etmiş olmamasıdır. Bu yolu izleyen Fransız mevzuatına göre, aynı kişi hem öncül suçun, hem de kara para aklama suçunun faili olamaz.
Yaptırım konusuna gelince, uluslararası sözleşmeler, taraf Devletlere aklama suçunun ciddi niteliğine uygun olarak, hapis veya hürriyeti kısıtlayıcı diğer cezalar, para cezası ve müsadere gibi, cezai yaptırımlara tabi tutma zorunluluğu getirmekte; ancak, bu cezaların tam niteliğini ve oranını belirlemeyi, Devletlere bırakmaktadır. Bu nedenle, pratikte cezalar, devletten devlete büyük farklılıklar göstermektedir. Örneğin Finlandiya’da 18 ay, Türkiye’de 2-5 yıl olan ceza, İspanya’da 6, Fransa, Yunanistan ve İtalya’da 10, İngiltere’de 14 ve ABD’de 20 yıla kadar çıkmaktadır.