1982 Anayasası:
• 12 Eylül 1980’de asker yönetime el koydu. Böylece ülke yönetimine iliskin tüm görev ve
yetkileri Milli Güvenlik Konseyi (MGK) yürütüldügü geçici bir dönem baslamıstır.
MGK’nın yetkileri:
• MGK Baskanı Cumhurbaskanın yetkilerine sahipti Milli Güvenlik Konseyi de Anayasanın
Cumhuriyet Senatosuna ve TBMM’nin yetkilerine sahipti.
• Konsey Anayasayı degistirme yetkisine sahipti. Bu yetki ile Konsey Kurucu ktidar
özelligini tasımaktadır.
• Konseyce yapılan islemler, çıkarılan kanunlar hakkında Anayasaya aykırılıktan yargı yoluna
basvurulamazdı.
• Bakanlara kamu personeli hakkında uygulanacak islemler ve alınacak kararlar için
yürütmenin durdurulması istemi ileri sürülemezdi.
• Milli Güvenlik Konseyi 1981 yılında Kurucu Meclis hakkında kanun ile yeni bir anayasa
çalısmalarına baslamıstır. Bu kanuna göre Kurucu Meclisin görevleri:
• Yeni anayasayı ve bu anayasanın halk oyuna sunulusunu hazırlamak.
• Siyasi partiler kanunu hazırlamak ve seçim kanunu hazırlamak.
• TBMM kurulup göreve baslayıncaya kadar yasama yetkisine dayanarak, kanun koyma,
degistirme, kaldırma görevlerini yapma.
• Kurucu Meclis 2 kanattan olusuyordu. Milli Güvenlik Konseyi (askeri kanat) Danısma
Meclisi (sivil kanat). Danısma Meclisi, kanun tasarısı ve teklifleri ile Anayasa metnini
hazırlayıp MGK’ya sunuyordu. MGK bu metinleri degistirerek ya da tam olarak kabul edip
Resmi Gazetede yayınlıyordu. Danısma Meclisi 120+40 üyeden olusuyordu. 40 üye dogrudan
MGK’ca seçiliyordu. 120 üye ise; her ilin Valileri kendi iline ait kontenjanın 3 katı kadar
üyeyi MGK’ya bildiriyordu MGK da seçiyordu.
1982 Anayasasının Özellikleri:
• Daha ayrıntıcıdır.
• Geçis dönemi öngörmüstür. Bir defaya mahsus olarak Cumhurbaskanlıgı seçimi halka
yaptırılmıstır.
• Katı ve serttir. Anayasa degisikligi Cumhurbaskanlıgı onayı sartı ilk kez getirilir.
• Milli Güvenlik Konseyinin düzenledigi kanunların anayasaya aykırılıgı iddia edilemez.
2001 degisiklikleriyle çıkarılmıstır.
• Otoritenin agırlıgı artmıstır. Kamu yararının, kisilerin yararından önce geldigi düsüncesi ve
anarsi kaygıları sebebiyle hak ve hürriyetlerde sınırlamalara gidilmistir. Güçlü devlet, otoriter
idare kavramları ön plana çıkmıstır.
• Yürütme organı güçlendirilmistir. Cumhurbaskanı makamı güçlendirilmistir.
• Siyasi karar alma mekanizmalarındaki tıkanıkları giderici hükümler getirilmistir.
• Daha az katılımcı bir demokrasi modelini benimsemistir. Siyasi partilerin kadın ve gençlik
kolu gibi ayrıcalık yaratan yan kurulusları meydana getirme yasaklanmıstır. 1995
degisiklikleriyle hepsi çıkarılmıstır. Seçim dönemi 5 yıla çıkartılır.
13
1982 Anayasasının Baslıca Özellikleri
Genel nitelikte degil daha ayrıntılı hazırlanmıstır.Bu açıdan her iki anayasada kazuist
sistemle hazırlanmıstır.Bunun sebebi ise her iki anayasanın da tepki niteligi tasımasıdır
dolayısıyla daha ayrıntılı düzenlemeler mevcuttur.Bunun diger bir sebebi ise siyasi kültürle
alakalıdır.Yasanan siyasal sorunlara daha legalistik çözümler bulmak gerekçesi ile bu sistem
kullanılmıstır.82 anayasası 61 ‘e göre daha kazuist bir karaktere sahiptir.Her iki anayasanın
baslangıç kısımları mukayese edilirse 82’ninkinin daha uzun oldugu görülür.Ayrıca 1961
anayasasının 151 madde ve 11 geçici maddesi mevcuttu. Fakat 1982 anayasasının 177
maddesi ve 16 geçici maddesi vardır.Ayrıca 1961 anayasasının herhangi bir maddesine
tekabül eden 1982 anayasası maddesi digerine oranla daha uzun ve ayrıntılı tutulmustur.
Sadece genel ilkeleri ortaya koyup bunların uygulanmasını kanunlara bırakma amacını
güden anayasa tipine “çerçeve anayasa “ denir.
Her iki anayasa da çerçeve anayasa tipini benimsemeyip birçok muhtemel durumları
düzenleme isteyen kazuistik yönteme yer vermistir.Bir anayasa kazuistik ve katı ise o anayasa
toplumun gelismelerinin arkasında kalabilir.Çerçeve anayasa ise devlet hayatına iliskin içerigi
oldugu için toplum gelismesine uyan bir karakteri olur.Bu yüzden çerçeve anayasa kazuistik’e
göre daha uzun ömürlü olur (Amerikan Anayasası)
1982 Anayasası ve 1961 Anayasası Benzerlikleri:
• Askeri müdahale ile olusmuslardır.
• Anayasalar yürürlüge girmeden önce halk oyuna sunulmuslardır.
• Her iki Anayasanın sivil kanadının yetkileri sınırlıydı. Bakanlar kurulunu kurma,
düsürme yetkileri yoktu.
• Her iki Anayasada bir askeri bir sivil kanadın olusturdugu kurallar aracılıgıyla
yapılmıstır.
• 1961 Anayasası Askeri kanat: Milli Birlik Komitesi, Sivil kanat: Temsilciler Kurulu.
1982 Anayasası Askeri kanat: Milli Güvenlik Komitesi, Sivil kanat: Danısma Meclisidir.
1982 Anayasası ve 1961 Anayasası Farklılıkları:
• 1961 Anayasasında yer alan Sivil Kanat (Temsilciler Kurulu) daha temsili nitelik
tasırken. 1982 Anayasasında Sivil Kanat Danısma Meclisinin üyeleri atanmıstır.
• CHP, CKMP 1961 Anayasanın hazırlanmasında rol alırken 1982 Anayasasında yani
Danısma Meclisinde hiçbir siyasi parti yok. Danısma Meclisi daha bürokratik bir görevdedir.
• Temsilciler Meclisi, Danısma Meclisinden daha yetkiliydi.
• 1961 Anayasasında halk oylamasında ne olacagı belliyken (Anayasa kabul edilmez
ise yeniden seçim yapılacak ve yeni Temsilciler Meclisi kurulacaktı). 1982 Anayasasında
böyle bir hüküm yoktu.
• 1961 Anayasasında siyasi partiler kamuoyu olusturma açısından rol alırken. 1982
Anayasasında hiç bir muhalif harekete izin verilmemistir.
• 1982 Anayasası halk oyuna sunulurken Cumhurbaskanlıgı seçimi de yapılmıstır.
1982 Anayasası 1961 anayasasına göre daha “katı” bir niteliktedir.
Bütün anayasalarda oldugu gibi 82 anayasasında da geçici hükümler vardır.Normal
yönetime geçis için bir süreç öngörülmüstür.83 halkoylamasıyla direk sivil hayata
14
geçilmemistir.Bunun için tedricen (yavas yavas) bir geçis uygun görülmüstür.Ve böylece bir
müddet daha sivil hayat denetlenmistir. 1980-1983 arasında dogrudan dogruya askeri yönetim
1983’ten sonra ise metinlerin öngördügü süreyle bir geçis süreci yasanmıstır.M.G.K. baskanı
Kenan Evren’in Cumhurrbaskanı olmasıyla sivil hayat denetim altında tutulabilecekti.
1982 anayasası Otorite –hürriyet dengesinde otoritenin agırlıgını arttırmıstır.
61’e tepki olarak otoriteyi arttırmak için kisi özgürlükleri alabildigine
artırılmıstır.1961 anayasası 11.maddesinde kisi hak ve hürriyetlerinin güvence altına alındıgı
görülür.1971’de bu madde degismis olsa bile yine de sınırlayıcı bir formül içermesi
zordur.Fakat 1982 anayasası 13.maddesi son fıkrasında tüm hak ve hürriyetleri sınırlayıcı bir
maddedir.
1982 anayasası devlet yapısı içinde yürütme organını güçlendirmistir.
Yürütmede Cumhurbaskanının yetkileri oldukça güçlendirildi. Ayrıca basbakanın
yetkileri de 61’e göre oldukça güçlendirildi.
1982 Anayasası 1961 Anayasasına Oranla Daha Az katılmacı bir demokrasi
modelini benimsemistir.
1982 Anayasası katılmacı demokrasi anlayısını benimsemis ve belli ölçüde
depolitizasyonu amaçlamıstır.Bu amaç anayasanın çesitli hükümlerine yansımıstır.Bunlar:
a) Siyasi Partilerin teskilatlanması üzerine yasaklar
b) Siyasi partilerin tüzel kisilerle olan iliskileri üzerine yasaklar.
c) Siyasi amaçlı direnisler üzerine yasaklar.
d) Dernekler üzerine yasaklar.
e) Dernek gösteri yürüyüs ve toplantıları üzerine yasaklar
f) Kamu kurumları üzerine yasaklar
e) Son olarak da TBMM seçim dönemi 5 yıla çıkmıs ve en fazla bir ara seçim
yapılabilecegi esası konmustur.
Sivil toplum kuruluslarının siyasi partilerle isbirliginde bulunmalarını ve siyasi
faaliyete girmelerini yasaklayan bu hükümlerin hemen tümü 1995’teki anayasa degisikligi ile
kaldırılmıstır.
1982 anayasasının degisik 68 maddesindeki yasaklar daha detaylı incelenirse siyasal
parti faaliyetleri açısından su sınırlamaları getirdigi anlasılır:
aa) Devletin ülkesi ve milleti ile bütünlügü
bb) Cumhuriyet lkesi:Bu ilke monarsik partileri yasaklamaktadır.
cc) Demokratik Devlet Düzeni:AY.madde 68’de yer alan insan hakları millet
egemenligi ve demokratik devlet ilkeleri insan haklarına dayanan hürriyetçi çok partili
demokrasiyi reddeden ve diktacı partileri yasaklamaktadır.
dd) laiklik ee)Sınıf veya Zümre diktatörlügünün yasaklanması
1982 anayasası siyasal partilere devlet yardımından bahsetmemistir.
15
1-1982 Anayasasının temel haklar konusundaki yaklasımı:
1961 anayasasının “insan haklarına dayalı” deyiminin yerine 1982 anayasası “insan
haklarına saygılı” deyimini kullanmıstır.Bu iki deyim arasında bir anlatım farkı ötesinde
temel bir anlam ve yaklasım farkı oldugunu savunmak güçtür.
2-Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlanması:
1982 Anayasasının temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması konusunda kabul ettigi
temel kural bazı noktalardan 1961 anayasasının benimsedigi sisteme benzemekte,bazı
noktalardan ise ondan ayrılmaktadır.Benzer unsurlar sınırlamanın “Anayasanın sözüne ve
ruhuna uygun olması” ve “kanunla” yapılmasıdır.1961 anayasası genel olarak her temel hak
ve hürriyetin hangi sebeplerle sınırlanabilecegini o hürriyetle ilgili maddede belirtilmis fakat
bunun yanında 11.maddenin 2.fıkrasında “kanun; kamu yararı, genel ahlak, kamu düzeni
,sosyal adalet ve milli güvenlik gibi sebeplerle de olsa bir hakkın ve hürriyetin özüne
dokunamaz”hükmüne yer vermistir.
1982 anayasasının 13.maddesindeki düzenleme bu tartısmaya kesin olarak son verme
amacını güder görünmektedir.Görülüyor ki maddenin son fıkrası genel sınırlama sebeplerinin
temel hak ve hürriyetlerin tümü için geçerli oldugunu ifade eder. Böylece 1982 anayasası
1961 anayasasının hürriyetlerin sınırlandırılması konusunda kabul ettigi “kademeli sistem”
den uzaklasmıstır. Bunun sonucu olarak her temel hak ve hürriyet kendisine özgü niteligine
ve özelliklerine bakılmaksızın 13.maddede gösterilen sebeplerden biri veya birkaçı ile
sınırlandırılabilecektir. 1961 ve 1982 anayasalarının hürriyetlerin sınırlanması konusunda en
önemli farkı aslında kanunla sınırlama sebeplerinin arttırılmıs veya görülebilecegi gibi hakkın
özü kriterinin yerine “demokratik toplum düzeninin gerekleri” kriterine geçilmis olmasından
çok dogrudan dogruya Anayasadan kaynaklanan bu tür sınırlamaların 1961 anayasası ile
kıyaslanamayacak kadar çok olmasıdır.
1982 anayasası hakkın özü kavramına yer vermeyerek onun yerine “demokratik
toplum düzeninin gerekleri” kriterini kabul etmisti.Getirilen bu kıstas 1961 anayasasının
kabul ettigi öze dokunmama kıstasından daha belirgin,uygulanması daha kolay olan bir
kıstastır
1961 anayasasının 124.maddesinin yorumundan çıkan duruma oranla hürriyetlerin
korunması açısından 3 üstünlügü vardır.Biri ölçülülük ilkesinin açıkça benimsenmis
olmasıdır. Buna göre savas seferberlik sıkıyönetim veya olaganüstü hallerde temel hak ve
hürriyetlerin kullanılması ancak “durumun gerektirdigi ölçüde” durdurulabilir.kincisi bu
tedbirlerin “milletlerarası hukuktan dogan yükümlülükleri ihlal etmemesi sartıdır.Bu
yükümlülüklerden kasıt Türkiye’nin taraf oldugu çesitli insan hakları
sözlesmeleridir.Üçüncüsü savas seferberlik ve sıkıyönetim durumları ile olaganüstü hallerde
dahi hiçbir sekilde durdurulamayacak ve ihlal edilemeyecek bazı temel hak ve hürriyetlerden
olusan bir çekirdek alan yaratmaktadır. Bu 3 güvence;olaganüstü durumlarda da hayli etkin
bir anayasaya uygunluk denetimi yapma imkanını tanımaktadır
2-Devletin Ekonomik Hayata Müdahalesinin Ölçüsü:
1961 anayasasında devletin ekonomik ve sosyal hayata müdahalesinin ilkelerini
belirleyen genel bir hüküm yer almıstı. 82 anayasası devletin ekonomik hayata müdahalesiyle
16
ilgili böyle genel bir hükme yer vermemis olmasıyla birlikte devlet müdahalesine iliskin
hükümler anayasanın çesitli maddelerine serpistirilmis bulunmaktaydı.
61 anayasası planlamanın araçları arasında ekonomik kalkınma hedefi kadar sosyal
devlet anlayısının geregi olan sosyal önceliklere de agırlık vermistir. Buna karsılık 82
anayasasının daha çok milli tasarrufu ve üretimi arttırmak,fiyatlarda istikrar ve dıs
ödemelerde denge saglamak,yatırım ve istihdamı gelistirmek gibi salt ekonomik amaçları
vurguladıgı görülmektedir.Diger bir deyimle 1982 anayasasının planlama anlayısı liberal bir
ekonomik politika ile daha kolay bagdasabilecek niteliktedir.
Türkiye’de 1924 ve 1961 Anayasalarında Kuvvetler Ayrılıgı: Türkiye’de 1924
anayasasının kuvvetler birligi ve görevler ayrılıgı,1961 anayasasının ise “yumusak kuvvetler
ayrılıgı” sistemini kabul ettigi,bu açıdan iki anayasa arasında önemli fark oldugu görüsü
yaygındır. Fakat aslen,her iki halde de yürütme yetkisi Cumhurbaskanı ve onun tayin edecegi
Bakanlar Kurulu tarafından kullanılmaktadır.Her iki anayasada da yürütme organının mahfuz
bir düzenleme yetkisi yoktur.Her iki anayasa idari islemlerin mutlaka kanuna dayanması
zorunlulugunu ve kanun olmayan yerde idarenin de olamayacagı ilkesini kabul etmistir.Her
iki anayasa yasama islemlerine ,yürütme islemlerinden daha üstün bir hukuki güç tanımıstır.
1982 Anayasasında Kuvvetler Ayrılıgı: dikkati çeken fark 61’de yürütmenin sadece
bir “görev” olarak nitelendirilmis olmasına karsılık 82 anayasasının yürütmeyi bir yetki ve
görev olarak nitelendirmesidir. 1982 anayasasına göre Cumhurbaskanı’nın yasamaya iliskin
yetkileri arasında TBMM’yi gerektiginde toplantıya çagırmak, kanunları tekrar görüsülmek
üzere meclise iade etmek,kanunları yayınlamak,anayasa degisikliklerini halkoyuna sunmak
hakimleri seçmektir. anayasa yürütme ile ilgili alanlarda da Cumhurbaskanına bazı atama
islerini yapmak,belirli kisilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak gibi birtakım yetkiler
vermistir.
Yürütme Fonksiyonunun Niteligi: 1924 anayasası tüzüklerden,1961 anayasası tüzük
ve yönetmeliklerden açıkça söz etmistir.1961 anayasasında 1488 sayılı kanunla yapılan
degisiklik yürütmenin düzenleyici islemlerine KHK’leri (kanun hükmünde kararnameler) de
eklemistir.1982 anayasası her üç düzenleyici islem türüne de yer vermistir.Görülüyor ki
cumhuriyetin bütün anayasalarında yürütme organına düzenleyici islemler yapma yetkisi
dogrudan dogruya anayasadan dogmustur.
1961 ve 1982 Anayasaları birbirine benzer
12 Eylül 1980 harekatı sonucunda Danısma Meclisi’nce hazırlanıp Milli Güvenlik
Konseyi’nce son sekli verilen Anayasa 2709 sayılı ve 18 Ekim 1982 tarihli kanun olarak 20
Ekim 1982 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıs bulunmaktadır. 1961 ve 1982
Anayasaları’nın birbirine benzeyen yönlerini sıralamak gerekirse, ikisi de olaganüstü
olayların ardından gelen olaganüstü dönemlerin ürünüdürler: 1961 Anayasası 27 Mayıs’ın;
1982 Anayasası 12 Eylül’ün. Yapılıs tarzları da birbirine benzer, her ikisi de seçimden
çıkmamıs bir mecliste yapılıp halkoylamasına sunulmustur. Üçüncü benzerlik sistematik
açıdandır. Her ikisinin de düzenlenis yapısı, ‘Baslangıç, Genel Esaslar, Temel Haklar ve
Ödevler, Devletin Temel Kurulusu, Geçici Hükümler ve Son Hükümler’ biçimindeki kısım
sıralanısıyla birbirinin aynıdır. 12 Eylül hareketinin amaçları, Milli Güvenlik Konseyi
Baskanı tarafından düzenlenen 16 Eylül 1980 tarihli basın toplantısında söyle özetlenmistir:
17
1.Milli Birligi korumak,
2.Anarsi ve terörü önleyerek can ve mal güvenligini tesis etmek,
3.Devlet otoritesini hakim kılmak ve korumak,
4.Toplumsal barısı, milli anlayısı ve beraberligi saglamak,
5.Toplumsal adalete, ferdi hak ve hürriyete ve insan haklarına dayalı laik cumhuriyet
rejimini islerli kılmak,
6.Ve nihayet makul bir sürede yasal düzenlemeleri tamamladıktan sonra sivil iradeyi
yeniden tesis etmek.
1982 Anayasası’nın en belirgin niteligi ve yeniligi Atatürkçülüge verdigi yer olmustur.
Atatürkçülük her türlü düsüncenin üstünde bir yol gösterici temel ilke olarak Anayasa’da yer
almaktadır. Anayasanın mesrulugu, Atatürk’e baglılık, ulusal varlıgın korunması ve
yüceltilmesi, dogal haklar, ulus iradesinin üstünlügü, gerçek anlamına uygun bir güçler
ayrılıgı, laiklik ile anayasaya baglılık ve bekçilik 1982 Anayasası’nın Baslangıç’ından
çıkartılabilecek ilkelerdir.15 1982 Anayasası’nın yasama konusunda getirdigi en büyük
yenilik ise 1961 Anayasası’nda Millet Meclisi ile Cumhuriyet Senatosu’ndan olusan yasama
organını ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi’ adı altında milletçe genel oy ile her bes yılda bir
seçilen 550 milletvekilinden kurulu tek meclisten olusturmasıdır. 1961 Anayasası’ndan farklı
bir yenilik olarak 1982 Anayasası’nın ‘Genel Esaslar’ baslıklı birinci kısmında Cumhuriyetin
nitelikleri sayılırken toplumun huzuru, milli dayanısma ve adalet anlayısı ve Atatürk
milliyetçiligine baglılık esasları yer almaktadır. Anayasanın ‘Temel Haklar ve Ödevler’
baslıklı ikinci kısmında 1961 Anayasası’ndan farklı bir yaklasım içeren ‘Temel Haklar ve
Hürriyetler kisinin topluma, ailesine ve diger kisilere karsı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva
eder’ hükmü de temel hak ve özgürlüklerin niteligini belirten 12.maddede belirtilmistir.
Ayrıca, ‘Cumhuriyetin Temel Organları’ baslıklı üçüncü kısmın Yasama baslıklı
birinci bölümünde Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin göreve baslarken yaptıgı ant
içmeyi düzenleyen 81.madde, 1961 Anayasası’nın 77.maddesine göre, genisletilerek, Atatürk
ilke ve nkılaplarına baglılık ile Anayasa’ya sadakatten ayrılmamak gibi esaslar eklenmis
bulunulmaktadır.
1982 Anayasası, devletin bası olan ve bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk
milletinin birligini temsil eden Cumhurbaskanının Anayasa’nın uygulanmasını ve devlet
organlarının düzenli ve uyumlu çalısmasını gözetecegini hükme baglamakta ve
Cumhurbaskanının 104.maddede yer alan görev ve yetkilerini 1961 Anayasası’nın
97.maddesine göre genisleterek ve bir araya getirerek, yasama, yürütme ve yargı ile ilgili
yetkilerini aynı maddede ayrı ayrı düzenlemektedir. Anayasa’nın yürütme alanında da
getirdigi yeniliklerden söz etmek gerekirse; 108. maddede “Devlet Denetleme Kurulu’nun,
darenin hukuka uygunlugunun düzenli ve verimli biçimde yürütülmesinin ve gelistirilmesinin
saglanması amacı ile Cumhurbaskanlıgına baglı olarak kuruldugu ve Cumhurbaskanının istegi
üzerine, Silahlı Kuvvetler ve Yargı Organları dısında, tüm kamu kurum ve kuruluslarında her
türlü inceleme, arastırma ve denetleme yapabilecegi ve bu denetlemelerin meslek kurulusları
ile kamuya yararlı dernek ve vakıflara da tesmil edebilecegi” ifade edilmektedir.
18
Ayrıca, Anayasa’nın yürütme alanında getirdigi bir baska yenilik, 119.maddede tabii
afet ve agır ekonomik bunalım nedeni ile ilanı öngörülen ‘Olaganüstü Hal’ ile yetinmeyerek,
120.maddede siddet olaylarının yaygınlasması ve kamu düzeninin ciddi sekilde bozulması
nedenleri ile de ‘Olaganüstü Hal’ ilanına olanak tanıması ve böylelikle sık sık sıkıyönetime
basvurulmasını önlemesidir.1982 Anayasası’nın kamuoyunda belki de en çok konusulan
yeniliklerinden birisi de, ‘YÖK’ olarak kısaltılmıs Yüksek Ögretim Kurulu’nu bir Anayasa
Kurumu olarak siyasal hayatımıza katan 130 ve 131.madde hükümlerinde yer almaktadır.
Burada 1982 Anayasası kendisini öncekilerden ayıran en belirgin degisiklikleri ile ele
alınmaya çalısılmıstır. Yakın geçmise bakıldıgında 1982 Anayasası ile ilgili kamuoyunda pek
çok tartısmaların yapıldıgı görülmektedir. En temel elestiri 1961 Anayasası’nın kisiye, 1982
Anayasası’nın ise devlete öncelik tanıdıgına iliskin gelismistir.
1961 ve 1982 Anayasalarının Karsılastırılması
Her iki Anayasa da askerî müdahaleler sonucu hazırlanmıstır.
• Her iki Anayasa da, bir kısmı askerî müdahaleyi yapan bir kuruldan (Millî Birlik
Kurulu ve Millî Güvenlik Konseyi), diger kısmı ise sivillerden (Temsilciler Meclisi ve
Danısma Meclisi) olusan Kurucu Meclisler tarafından yapılmıstır.
• Her iki Anayasanın hazırlanmasında da Kurucu Meclisin sivil kanadı (Temsilciler
Meclisi ve Danısma Meclisi) seçimle olusmamıstır.
• Her iki durumda da, Kurucu Meclis tarafından hazırlanan Anayasa, halk oyuna
sunulmak suretiyle kesinlesmistir.
Farkları ise:
•1961 Temsilciler Meclisi, 1982 Danısma Meclisine oranla daha temsili niteliktedir.
•Temsilciler Meclisinde kapatılan Demokrat Parti dısındaki iki parti (CHP ve CKMP)
Anayasanın hazırlanmasına katılmıslardır. Oysa 1982 Anayasasının hazırlanmasına hiçbir
siyasal parti katılmamıstır. Zira, Danısma Meclisine üye olmanın bir kosulu 11 Eylül 1980
tarihinde herhangi bir siyasî partinin üyesi olmamaktır.
•1961 Anayasasında halkoylamasına sunulan metnin kabul edilmemesi durumunda ne
yapılacagı belirtilmisti. Bu durumda yeni Temsilciler Meclisi seçilecek, Anayasa hazırlama
çalısmalarına tekrar baslanacaktı. 1982 Anayasasının hazırlanması sisteminde ise,
halkoylamasına sunulan Anayasanın reddi halinde ne olacagı belirtilmemistir. Bu nedenle
tasarı reddedildiginde askerî idarenin bir süre daha sürme düsüncesinin akla geldigine isaret
edilmistir.
•1961 halkoylamasında Demokrat Parti dısında siyasal partiler kamuoyu
olusturulmasında aktif rol oynamıslardır. Oysa 1982 Anayasasının oylanmasında siyasal
partilerin bir rolü olmamıstır.