1924 Anayasası ve Özellikleri

Anayasa-1

II. 1924 Anayasası

1. 1924 Anayasası, kurtulus savasını yürüten Birinci Meclis tarafından degil, kinci
Meclis tarafından yapılmıstır.

2. 1924 Anayasası katı bir anayasa dır.

3. lk sekline göre devletin resmî dini var idi; o da slam diniydi. Bu hüküm 1928’de
Anayasada çıkarılmıs yerine lâiklik ilkesi 1937 yılında konulmustur.

4. CHP’nin “altı umde”si, veya Atatürkçülügün ilkeleri olarak bilinen ilkeler 1937
yılında Anayasaya dahil edilmistir.

5. 1924 Anayasası göre Cumhurbaskanının görev süresi, yedi yıl degil, TBMM’nin
secim devresi (yani 4 yıl) kadardır. Ancak seçilen Cumhurbaskanı tekrar seçilebilir.

6. 1924 Anayasası, bir karma hükûmet sistemi benimsemistir ki buna “kuvvetler
birligi ve görevler ayrılıgı sistemi” ismi verilmektedir.

7. 1924 Anayasası olaganüstü mahkeme kurulmasını yasaklamamıs ve “kanunî hâkim
ilkesi”ni tam olarak kabul etmemistir.

8. 1924 Anayasası, temel hak ve hürriyetler alanında tabiî hak doktrininden
esinlenmistir.

9. Cumhuriyet döneminde çok partili hayata 1946 yılında Demokrat Partinin
kurulmasıyla geçilmistir.

10. 1924 Anayasası, “çogulcu” degil, “çogunlukçu demokrasi anlayısı”na sahiptir.

11. 1924 Anayasasının dili 1945 yılında öz Türkçelestirildi, ama 1952 yılında eski
metin tekrar yürürlüge konuldu.

12. Cumhuriyet döneminde iktidar degisimi 1950 seçimleriyle olmustur. 13. 1924
Anayasasına, 27 Mayıs 1960 askerî darbesiyle son verilmistir.

* Karma hükümet sistemi benimsenmistir. Karma hükümet sistemi, meclis hükümet
sistemi ile parlamenter hükümet sistemine geçis arasındaki süreçtir.

* Cumhuriyetin ilanı ile birlikte kabine sistemi olusmustur.

* Anayasa sertligi söz konusudur: Anayasanın degisikligi konusuna iliskin prosedür
ayrıntılı islenmis ve bazı sartlara baglanmıstır. Kanunların anayasaya aykırı olamayacagı
hüküm altına alınmıstır. Fakat 1961 anayasasına kadar geçen sürede kanunların anayasaya
uygunluguna iliskin bir yargısal denetim mekanizması mevcut olmadıgından, anayasa ihlali
sıkça görülmüstür.

* Laiklik: Öncelikle 1928 yılında “Devletin dini slam’dır” maddesi anayasadan
çıkartılmıs ve 1937 yılında da 6 Atatürk ilkesi anayasaya alınmıstır.

* Kamu Hürriyetleri: Tabii Hak ilkesi kabul görmüstür. Bu ilke ile hürriyetin tanımı
yapılmıs ve sınırı çizilmistir. Denetim mekanizmansın yoklugu dolayısıyla meclis tarafında
sıkça çıkarılmıstır.

* Çogunlukçu demokrasi anlayısına sahiptir.

* 1946 yılından itibaren çok partili siyasi hayat kabul edilmistir.

* 1946 yılından itibaren tek dereceli seçim sistemi benimsenmistir.

* Parlamenter sistemin ayırıcı özelligi; yürütme organın, yasama organından
kaynaklanması ve ona karsı sorumlu olması.
Önce 1924 Anayasasının resmî adının “Anayasa” degil, “Teskilât-ı Esasiye Kanunu”
oldugunu hatırlatalım. 1924 Anayasası ikinci dönem TBMM tarafından üçte iki çogunlukla 20
Nisan 1340 (1924) günü kabul edildi.
Anayasanın Üstünlügü.- Öncelikle belirtelim ki, 1924 Anayasası, 1876 Kanun-u
Esasîsini ve 1921 Anayasasını açıkça yürürlükten kaldırıyordu (m. 104 ). Böylece 1921
Anayasası döneminde yasanan “ikili anayasal düzen” son buluyordu. “Anayasanın üstünlügü
ilkesi” 1924 Anayasasının 103’üncü maddesinde açıkça ilân edilmistir. Ancak bu dönemde
kanunların Anayasası uygunlugunu denetleyecek bir Anayasa Mahkemesi yoktur. Yargıtay ve

Danıstay da kanunların Anayasaya uygunlugunu denetleme yetki- sini kendilerinde
görmemistir. Bu nedenle, 1924 Anayasası döneminde anayasanın üstünlügü ilkesinin pratikte
büyük ölçüde etkisiz kaldıgı söylenebilir.
Anayasanın Katılıgı.- 1924 Anayasası “katı” bir anayasadır. 1924 Anayasasının
102’nci maddesine göre, Anayasa degisikligi teklifi, TBMM üye tamsayısının en az üçte biri
tarafından verilmeli ve Meclis üye tamsayısının en az üçte ikisi tarafından kabul edilmelidir.
Anayasa degisikligi sürecinde Cumhurbaskanına tanınan bir yetki (onay, veto vs.) yoktur.
Devlet seklinin Cumhuriyet olduguna iliskin Anayasanın birinci maddesinin degistirilmesi
teklif dahi edilemez (m. 102 /son).
Hükümleri.- 1924 Anayasası 6 bölümden olusmaktadır. Birinci bölümde “genel
hükümler” (madde 1-8); ikinci bölümde “yasama” (madde 9-30), üçüncü bölümde “yürütme”
(madde 31-52); dördüncü bölümde “yargı” (madde 53-67), besinci bölümde “temel hak ve
hürriyetler” (madde 68-88); altıncı bölümde ise “degisik konular” düzenlenmistir.
Genel Hükümler.- Anayasanın “genel hükümler (ahkam-ı umumiye)” baslıklı birinci
faslında su hususlar hükme baglanmıstır:
Devlet Sekli.- 1924 Anayasasının 1’inci maddesine göre, “Türkiye Devleti bir
Cumhûriyettir”. Keza devlet seklinin cumhuriyet oldugu hükmünün degistirilmesi 102’nci
maddeyle yasaklanmıstır.
Din/Lâiklik.- 1924 Anayasasının ilk sekline göre, “Türkiye Devletinin dini, Din-i
slamdır” (m. 2 ). Bu hüküm Anayasadan 1928 yılında çıkarılmıs; yerine 1937 yılında “lâiklik
ilkesi” konulmustur.
Egemenlik .- 1924 Anayasasının 3’üncü maddesine göre, “hâkimiyet bilâ kayd-ü-sart
milletindir”. Yani 1924 Anayasasında da millî egemenlik ilkesi kabul edilmistir.
“Altı Umde”.- Cumhuriyet Halk Partisinin “altı umde”si (Cumhuriyetçilik,
milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, lâiklik ve inkılâpçılık) 1937 yılında yapılan bir Anayasa
degisikligiyle 1924 Anayasasının 2’nci maddesine ilâve edilmistir.
Yasama Organı.- Kurulusu.- Yasama yetkisini TBMM kullanmaktadır. TBMM tek
meclisli bir parlâmentodur. TBMM millet tarafından seçilen mebuslardan olusur (m.9).
Mebus (milletvekili) sayısı Anayasada belirtilmemistir. Mebus seçilebilmek için otuz yasını
bitirmis olmak gerekir (m.10). Seçme hakkına sahip olmak için bastan 18 yasını doldurmus
olmak yeterli iken, bu sınır 1934’te 22’ye yükseltilmistir. Kadınlara seçme ve seçilme hakkı
1934 yılında tanınmıstır (m.10). Seçimler dört yılda bir yapılır (m.13). Mebuslar, yasama
sorumsuzlugu ve dokunulmazlıgına sahiptir (m.17).
Kanun Yapma.- Kanun yapma yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisine aittir (m.26).
Meclisçe kabul edilen kanunların Cumhurbaskanı tarafından onaylanması gerekir. Ancak
Cumhurbaskanının mutlak veya zorlastırıcı bir veto yetkisi yoktur. Cumhurbaskanına sadece
geciktirici bir veto yetkisi tanınmıstır. Cumhurbaskanı 10 gün içinde kanunu ya
onaylamalıdır, ya da “bir daha müzakere edilmek üzere” Meclise iade etmelidir. Meclise bu
sekilde iade edilen bir kanun, meclis tarafından tekrar kabul edilirse, Cumhurbaskanı onu ilân
etmek zorundadır (m.35). Burada ekleyelim ki, 1924 Anayasası kanunları “tefsir etme
(yorumlama)” yetkisini de TBMM’ne vermistir. Buna hukukun genel teorisinde “yasama
yorumu” denir.

Yürütme Organı.- 1924 Anayasasına göre, yürütme organı ikili yapıdadır. Bir tarafta
Cumhurbaskanı, diger tarafta ise “cra Vekilleri Heyeti ” vardır.
a) Cumhurbaskanı.- 1924 Anayasasının 31’inci maddesine göre, Cumhurbaskanı
(Reisicumhûr) Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafından ve kendi üyeleri arasından bir
seçim devresi (yani kural olarak 4 yıl) için seçilir. Seçilen Cumhurbaskanı tekrar seçilebilir.
Cumhurbaskanının yetkileri sınırlı sayıda ve semboliktir. Anayasanın 39’uncu maddesine
göre, Cumhurbaskanının ısdar edecegi bütün kararların Basbakan ve ilgili bakan tarafından
imza edilmesi gerekir. Yani 1924 Anayasası karsı-imza kuralını mutlak olarak kabul
etmektedir. Cumhurbaskanının siyasal sorumlulugu yoktur. Anayasaya göre Cumhurbaskanı
sadece “hıyanet-i vataniye halinde Büyük Millet Meclisine karsı mesuldür” (m.41).
Cumhurbaskanının ısdar edecegi diger islemlerden dogabilecek sorumluluk basbakan ve ilgili
bakana aittir (m.41).

b) cra Vekilleri Heyeti (Bakanlar Kurulu).- 1924 Anayasasının 44’üncü maddesine
göre, Basvekil (Basbakan), Cumhurbaskanı tarafından ve Meclis üyeleri arasından tâyin
olunur. Diger vekiller (bakanlar) Basvekil tarafından, Meclis üyeleri arasından seçilerek hepsi
Cumhurbaskanı tasdiki ile Meclise arzolunur. Hükûmet bir hafta içinde programını Meclise
sunmak ve güvenoyu (itimat) istemek zorundadır. Vekiller, Basvekilin baskanlıgında cra
Vekilleri Heyetini olusturmaktadır (m.45). 1924 Anayasasının 46’ncı maddesinde, cra
Vekilleri Heyetinin, Hükûmetin genel siyasetinden müstereken sorumlu oldugu (kolektif
sorumluluk) ve keza vekillerin de kendi salâhiyeti dairesindeki icrâattan münferiden sorumlu
oldukları (bireysel sorumluluk) öngörülmüstür. Özetle, 1924 Anayasası sisteminde, yürütme
organının, gerek Cumhurbaskanı, gerek Bakanlar Kurulu kanadı parlâmenter sistemin genel
ilkelerine uygun olarak düzenlenmistir.
Hükümet Sistemi: Kuvvetler Birligi ve Görevler Ayrılıgı Sistemi – 1924
Anayasası, meclis hükümeti ile parlâmenter sistem arasında karma bir hükümet sistemi
kurmustur. Gerçekten de 1924 Anayasasında her iki hükümet sistemini çagrıstıran özellikler
vardır:

1. 1924 Anayasasında bulunan meclis hükümeti sistemine benzeyen yönler sunlardır:

(a) 1924 Anayasasına göre, TBMM milletin yegâne ve hakîkî temsilcisi olup Millet
nâmına hâkimiyet hakkını kullanır

(b) Anayasasına göre ise, yasama ve yürütme kuvvetleri Büyük Millet Meclisinde
belirir ve toplanır

(c) 1924 Anayasasına göre, Meclis, Hükümeti her vakit denetleyebilir ve düsürebilir
(m.7/2). Buna karsılık hükümetin meclisi feshetme yetkisi yoktur.

2. Ne var ki, 1924 Anayasasının bazı yönleri de parlâmenter sistemin özelliklerine
benzemektedir: (a) Bir kere TBMM, yasama yetkisini kendi kullanabilecegi halde (m.6),
yürütme yetkisini ancak kendi seçecegi bir Cumhurbaskanı ve onun tayin edecegi cra
Vekilleri Heyeti (=bakanlar kurulu) eliyle kullanabilir (m.7). Yani, TBMM yürütme yetkisine
teorik olarak sahip olmakla birlikte, yürütme fonksiyonunu bizzat yerine getiremez. (b) 1924
Anayasasının benimsedigi hükümetin kurulması usûlü tamamıyla parlâmenter hükümet
sistemi modeline uygundur. Yukarıda gördügümüz gibi, 1924 Anayasasının 44’üncü
maddesine göre, Basbakan Cumhurbaskanı; diger bakanlar da Basbakan tarafından
seçilmektedir. Bu sekilde seçilen Bakanlar Kurulu Cumhurbaskanı tarafından “tasdik”
edilmekte ve Meclisin güvenine sunulmaktadır. (c) Nihayet, parlâmenter hükümet sisteminin
temel ilkelerinden biri olan “hükümetin kolektif sorumlulugu” ilkesi, 1924 Anayasasının
46’ncı maddesinde açıkça kabul edilmistir.
Özetle, 1924 Anayasasının kurdugu hükümet sistemi, bazı yönleriyle meclis hükümeti
sistemine, diger bazı yönleriyle de parlâmenter sisteme benzemektedir. Bu nedenle, 1924
Anayasasının bir “karma sistem” kurdugu söylenmektedir. Bu sisteme de “kuvvetler birligi ve
görevler ayrılıgı sistemi” ismi verilmektedir. Gerçekten de yukarıda görüldügü gibi, yasama
ve yürütme kuvvetleri teorik olarak birlesmistir ve bunlar Mecliste toplanmıstır (m.5). Ancak,
Meclis sahip oldugu yürütme kuvvetini bizzat degil; Cumhurbaskanı ve bakanlar kurulu
marifetiyle kullanabilmektedir. Yani yürütme görevi veya fonksiyonu meclise degil,
Cumhurbaskanı ve Bakanlar Kuruluna aittir. Özetle, kuvvetler bir, ama görevler veya
fonksiyonlar ayrıdır.
Yargı Organı.- 1924 Anayasasının 8’inci maddesine göre, yargı yetkisi, millet
nâmına, usûlü ve kanunu dairesinde bagımsız mahkemeler tarafından kullanılır. Yargı
“kuvve-i kazaiyye (yargı kuvveti)” baslıklı dördüncü fasılda düzenlenmistir (m.53-67).

Bu faslın 61 ilâ 67’nci maddeleri “Divan-Âli (Yüce Divan)”ye iliskindir. Divan-Âli,
görevlerinden dolayı bakanları, Sura-yı Devlet (Danıstay) ve Temyiz Mahkemesi (Yargıtay)
üyelerini yargılamak üzere kurulmustu. 11 üye Yargıtay ve 10 üye ise Danıstay tarafından
kendi üyeleri arasında seçiliyordu. 1924 Anayasası yüksek mahkemeleri düzenlememistir.
Sura-yı Devlet (Danıstay), yargı bölümünde degil, yürütme bölümünde düzenlenmistir
(m.51). Keza nizamnamelerin (tüzüklerin) kanunlara aykırılıgını denetlemek görevi Sura-yı
Devlete degil, Türkiye Büyük Millet Meclisine aittir (m52/3). 1924 Anayasası, kanunların
Anayasaya uygunlugunu denetlemekle görevli bir Anayasa Mahkemesi kurmamıstır. Dahası
1924 Anayasası, kanunların yorumlanması yetkisini mahkemelere degil, yasama organına
vermistir (m.26). (Buna “yasama yorumu” denir).
1924 Anayasası hakimlerin bagımsızlıgı ilkesini tanımıstır (m.54). Ancak bunu
saglamak için gerekli güvenceleri öngörmemistir. Keza 1924 Anayasası Hakimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu benzeri bir bagımsız kurul da yoktur. Anayasa, yargılamanın aleniligi ilkesini
tanımıstır (m.58).
1924 Anayasasında yargı ile ilgili bazı önemli eksiklikler vardır. 1924 Anayasası,
olaganüstü mahkeme kurulmasını yasaklamamaktadır. Yani “kanunî hâkim ilkesi” veya
“dogal yargıç ilkesi” denen ilke Anayasada kabul edilmemistir. Dogal yargıç ilkesi, kisilerin
suç isledikleri tarihte mevcut olan normal mahkemeler tarafından yargılanmalarını, suçtan
sonra sırf o kisileri yargılamak için özel mahkemeler kurulmamasını öngören bir ilkedir.
Uygulamada da olaydan sonra kurulan stiklal Mahkemeleriyle bu ilke ihlâl edilmistir. Bu
bakımdan 1924 Anayasası, kanunî hâkim ilkesini eksiksiz kabul eden 1876 Kanun-u
Esasîsinden (m.89) çok daha geridir. Burada ayrıca belirtelim ki 1924 Anayasasında yargıya
iliskin getirilen sınırlı sayıdaki güvence de kanun koyucu karsısında etkili degildir; çünkü,
1924 Anayasası getirdigi güvencelerin ancak “kanun dairesinde” geçerli oldugunu hüküm
altına almıstır (örnegin 8, 53, 55, 56).
Temel Hak ve Hürriyetler .- 1924 Anayasası, “Türklerin Hukuk-u Ammesi
(Türklerin Kamu Hakları)” baslıgı tasıyan besinci faslında düzenlemistir (m.68-88). 1924
Anayasası, temel hak ve hürriyetlerin felsefî kökeni ve sınırları konusunda 18’inci yüzyıl
filozoflarının gelistirdikleri tabiî hak doktrinini benimsemistir. 1924 Anayasasında su temel
hak ve hürriyetler ve ilkeler kabul edilmistir: Esitlik ilkesi (m.69), kisi dokunulmazlıgı, kisi
güvenligi (m.72), iskence ve eziyet yasagı (m.73), mülkiyet hakkı (m.74), din hürriyeti
(m.75), konut dokunulmazlıgı (m.76), basın hürriyeti (m.77), seyahat hürriyeti (m.78),
sözlesme (akit) hürriyeti, çalısma hürriyeti, mülk edinme ve tasarrufta bulunma hürriyeti,
toplanma hürriyeti, dernek (cemiyet) kurma hürriyeti, sirket kurma hürriyeti (m.70, 79),
egitim hürriyeti (m.80), haberlesmenin gizliligi esası (m.81), dilekçe hakkı (m.82), vicdan
hürriyeti, düsünce hürriyeti, söz hürriyeti (m.72). Dikkat edilirse tüm bu hak ve hürriyetler
“negatif statü hakları” niteligindedir. 1924 Anayasa koyucusu, sosyal ve ekonomik haklar
akımına yabancı kalmıstır. 1924 Anayasası, sosyal devlet anlayısından uzak, klasik, liberal
bireyci bir felsefeye sahiptir. Anayasada bazı siyasal haklar da tanınmıstı. Mebus seçme ve
seçilme hakkı (m.10, 11), vatandaslık hakkı (m.88), devlet memuriyetine girebilme hakkı
(m.92), Türkiye Büyük Millet Meclisine basvurabilme hakkı (m.82) gibi. Temel hak ve
hürriyetlere iliskin sunu özellikle belirtelim ki, 1924 Anayasası, tanıdıgı temel hak ve
hürriyetler için yargısal güvenceler getirmemistir
1924 Anayasasının Demokrasi Anlayısı.- 1924 Anayasası, “çogulcu” degil,
“çogunlukçu demokrasi” anlayısına sahipti. Çogunlukçu demokrasi anlayısına göre,
çogunlugun yönetme hakkı mutlaktır; bu hak azınlık hakları vb. nedenlerle
sınırlandırılmamalıdır. Bunu, Anayasanın hakimiyet kayıtsız sartsız milletindir (m.3) ve
TBMM milletin tek ve gerçek temsilcisi olup millet namına hakimiyeti hakkını kullanır (m.4)
diyen hükümlerinden anlıyoruz. Bu hükümler dogrultusunda Meclisin iradesinin sınırsız
oldugunu ve Mecliste çogunlugu elinde bulunduran parti veya grup istedigini yapmakta
serbest oldugunu söyleyebiliriz. 1924 Anayasasında tanınan hak ve hürriyetlerin yargısal
güvencelerinin olmaması, temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasının ölçütlerinin
gösterilmemis bulunması, keza bu dönemde bir Anayasa Mahkemesinin kurulmamıs ve yargı
bagımsızlıgının tam anlamıyla saglanamamıs olması gibi hususlar da çogunlukçu demokrasi
anlayısının pekismesine, azınlık haklarının korunamamasına yol açmıstır.
“1945 Anayasası ”.- 20 Nisan 1924 tarih ve 491 sayılı Teskilât-ı Esasîye Kanunu, 1945
yılında, dönemin öz Türkçecilik akımına uyularak, 10 Ocak 1945 tarih ve 4695 sayılı Kanunla
(Resmî Gazete, 15 Ocak 1945, Sayı 5905), “mana ve kavramda bir degisiklik yapılmaksızın
Türkçelestirilmistir. ste 1924 Anayasasının 1945’te öz Türkçelestirilen bu metnine “1945
Anayasası” ismini verebiliriz. Demokrat Parti iktidarı döneminde ise, 1952 yılında, 24 Aralık
1952 tarih ve 5997 sayılı Kanunla (Resmî Gazete, 31 Aralık 1952, Sayı 8297), 1945’te
Türkçelestirilen metin yürürlükten kaldırılarak, 24 Nisan 1924 tarih ve 491 sayılı Teskilât-ı
Esasîye Kanunu tekrar yürürlüge konmustur.

Related Posts

Cumhuriyet Öncesi Memurların Maaş Rejimi

Cumhuriyet Öncesi Memurların Maaş Rejimi: Cumhuriyetin ilanından  önceki Osmanlı İmparatorluğu döneminde, memurların hukuki statüleri aşağıdaki mevzuatlar çerçevesinde  düzenlenmiştir.(30) 9  Cemazeyülevvel.  1874 tarihli  “ Harcırah Kararnamesi “, 17 Cemazeyülevvel. 1880  tarihli …

Şirketin Aktifindeki Binanın Şartlı Olarak Belediye Bağışlanması Durumunda Arazi Değeri Kurum Kazancından İndirilebilir mi?

Özelge: Şirketin aktifinde kayıtlı binanın rehabilitasyon merkezi kurulması şartı ile belediyeye bağışlanması durumunda araziye ilişkin kayıtlı değerin kurum kazancından indirilip indirilemeyeceği hk. Sayı: B.07.1.GİB.4.10.15.01-KVK-2010-823-39 Tarih: 28/04/2011 T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Kaçırdığın Haberler

Cumhuriyet Öncesi Memurların Maaş Rejimi

  • By admin
  • Aralık 19, 2024
  • 37 views
Cumhuriyet Öncesi Memurların Maaş Rejimi

Şirketin Aktifindeki Binanın Şartlı Olarak Belediye Bağışlanması Durumunda Arazi Değeri Kurum Kazancından İndirilebilir mi?

  • By admin
  • Aralık 19, 2024
  • 38 views
Şirketin Aktifindeki Binanın Şartlı Olarak Belediye Bağışlanması Durumunda Arazi Değeri Kurum Kazancından İndirilebilir mi?

İşçilere Bağlı Oldukları Sendika Dikkate Alınarak Farklı Muamele Yapılmasının Meşru Bir Amacı Olmadığı

  • By admin
  • Aralık 19, 2024
  • 35 views
İşçilere Bağlı Oldukları Sendika Dikkate Alınarak Farklı Muamele Yapılmasının Meşru Bir Amacı Olmadığı

Sıfır bedelli fatura veya ticari teamülleri aşan iskonto

  • By admin
  • Aralık 19, 2024
  • 28 views
Sıfır bedelli fatura veya ticari teamülleri aşan iskonto

Hakediş Ödemelerinde Gelir Vergisi Kesintisi

  • By admin
  • Aralık 19, 2024
  • 54 views
Hakediş Ödemelerinde Gelir Vergisi Kesintisi

Yıllara sari inşaat işinde geçici kabul tarihinden sonra yapılacak ödemelerden vergi kesintisi yapılmayacağı hk.

  • By admin
  • Aralık 19, 2024
  • 54 views
Yıllara sari inşaat işinde geçici kabul tarihinden sonra yapılacak ödemelerden vergi kesintisi yapılmayacağı hk.