Uygulama Aşamaları
Yabancı ülkede vergi incelemesi, aynen eş zamanlı vergi incelemelerinde olduğu gibi, aşama aşama OECD Vergi İşleri Komitesinin hazırlamış olduğu rehberde detaylandırılmıştır (OCDE, 2006:9-16). Ülkelerin konu üzerindeki hassasiyeti ve taşıdığı önem böyle bir çalışmayı gerekli kılmıştır. Vergisel alandaki yardımlaşmalarını işbirliğine taşımak isteyen devletlerin vergi idareleri, OECD’nin hazırlamış olduğu bu rehberi baz alarak ayrı bir sözleşme imzalamak suretiyle akit ülkenin denetim elemanlarının, kendi ülkelerinde vergi denetimi yapmalarına izin verirler. Rehber, yabancı ülkede vergi incelemesinin sekiz aşamada gerçekleştirilmesini öngörür:
1. aşama; Bilgi değişimi kurallarına göre bilgi talebinde bulunma:
Kendi vergi inceleme elemanları ile anlaşmaya taraf olan diğer ülkede vergi incelemesi yapmayı düşünen ülkenin vergi idaresi, öncelikle “bilgi değişimi prosedürü” (Kılıç, 2006:80) çerçevesinde, ihtiyaç duyduğu bilgileri talep eder. Şayet acil bir durum varsa, aynı anda bilgi talep ettiği ülkede vergi kontrolü yapmak istediğini de bildirebilir. Yabancı ülkede vergi denetimi en son başvurulması gereken bir yoldur. Bir ülkenin vergi idaresi, öncelikle, iç hukukun kendisine vermiş olduğu yetkileri kullanarak ihtiyacı olan bilgilere ulaşmaya çalışır. Şayet bu bilgilere ulaşamamışsa ve yabancı meslektaşlarının bu bilgilere sahip olduklarını veya ulaşabileceklerini düşünüyorsa, onlara müracaat eder. Yoksa ilk iş olarak diğer ülkede kendi personelinin inceleme yapmasını isteyemez. Ancak, bilgilerin istenmesi ve gönderilmesi zaman alacaksa, bilgi talebine vergi incelemesi alternatifini de ekler.
2. aşama; Yabancı ülkede vergi incelemesine katılma talebine ilişkin karar alınması:
Kendisinden bilgi talep edilen ülke, istenilen bilgilerin ancak gerçekleştirilecek bir vergi incelemesi ile elde edilebileceğini bildirmişse, bilgi talebinde bulunan ülkenin bu vergi incelemesine katılıp katılmayacağına karar vermesi gerekir. Tabiidir ki, diğer ülke, bu katılımın sağlanabileceğine dair bir sözleşmenin önceden imzalanmış ve bu izni vermeyi kabul etmiş olması ön şarttır. Bu aşamada, bilgiye ihtiyacı olan ülke, dosyanın önemini ve denetim elemanlarını diğer ülkeye göndermenin kendisine sağlayacağı avantajları ve maliyetlerini düşünerek kendi kararını verir.
3. aşama; Yabancı ülkede vergi incelemesine katılma talebinde bulunma:
Yabancı ülkede vergi incelemesine katılma yönünde karar alan ülke, bir an evvel, yazılı olarak bu talebini ilgili ülkeye bildirmelidir. Bu müracaatında, vergi denetim elemanlarının kendilerini kabul edecek ülkeye gitmelerinin gerekçelerini de belirtir. Ayrıca, vergi incelemesine konu edilecek olay, incelemeyi yapacak personel ve bu kontrolün hangi tarihlerde yapılmak istendiği de bildirilir.
4. aşama; Yabancı ülkede vergi incelemesine katılma talebinin kabul veya reddine ilişkin karar verilmesi:
Yabancı ülkede vergi incelemesinin uygulamaya konabilmesi muhakkak bu ülkenin vergi idaresinin vereceği olumlu cevaba bağlıdır. Aralarında bilgi değişimine izin veren bir vergi anlaşmasının olması, yabancı ülkede vergi denetimi yapılmasına izin veren bir sözleşmenin yapılmış olması, çok taraflı vergi anlaşmasına imza koymuş ve onaylamış bulunması veya AB’ye üye bir ülke olarak konuyla ilgili Direktif ve Tüzükleri kendi iç mevzuatına dahil etmesi, otomatik olarak kendi sınırları içerisinde partner ülke vergi idaresi müfettişlerinin vergi incelemesine katılabilecekleri sonucunu doğurmaz. Ancak bu aşamada verilecek olumlu karar neticesinde yabancı meslektaşların ülkeye gelmeleri mümkün olur. Bu talebin iletildiği vergi idaresi, ülkesinin vergilendirme alanında uygulanan işbirliği politikasını, bu ülke ile olan ilişkilerini(karşılıklılık) ve dosyada belirtilen olayın önemini dikkate alarak talebi kabul veya reddeder.
20 29. Türiye Maliye Sempozumu- Sakarya Ünversitesi Maliye Bölümü, 16-20 Mayıs 2014 – Antalya
5. aşama; Kendisine müracaat edilen ülkenin, vergi incelemesinin yapılacağı tarihi ve uyulması gereken kuralları bildirmesi:
Bu aşamada, kendi ülkesinde yabancı vergi denetim elemanlarını kabul etmeye karar veren ülkenin hem bu kararını, hem de uyulması gereken kuralları, karşı tarafa en kısa sürede bildirmesi gerekir. Yabancı ülkede vergi denetimi uygulamasında, tamamen ev sahibi ülkenin kuralları geçerlidir. Bu kapsamda, denetimin ne zaman ve nerede gerçekleştirilebileceğini, altyapının kullanılmasında uyulacak kuralları, vergi denetimini yönlendirmek amacıyla belirlenen kurum ya da görevlendirilen memuru, son olarak ta kendi iç mevzuatlarında konu ile ilgili uyulması gereken hususları, yerine getirilmesi gereken şartları diğer ülkenin vergi idaresine bildirir.
6. aşama; Müracaat eden ülkenin vergi müfettişlerinin vergi incelemesine katılması:
Vergi denetimine katılmak için kendisine müracaat edilen ülkenin yetkilendirdiği sorumlu müfettiş, kendi ülkesinin mevzuatı ve idari uygulamalarına göre, yapılacak vergi incelemesine katılmasına izin verilen yabancı ülke vergi inceleme elemanlarının hareket alanını belirler. Aktif veya pasif olarak vergi kontrolüne iştirak edilebilmesi mümkündür. Örneğin aktif olarak vergi incelemesine katılıp mükellefe soru sorabilmelerine ya da defter ve belgelerine bakmalarına izin verilebileceği gibi, pasif bir katılım çerçevesinde, sadece, vergi kontrolünü yapan o ülke müfettişlerinin yanında bulunmalarına izin verebilirler.
7. aşama; Prosedürün sona ermesi ve nihai raporun yayınlanması:
Yabancı ülkede gerçekleştirilen vergi incelemesi sona erdiğinde, bu denetime katılan yabancı vergi müfettişleri, detaylı bir rapor hazırlayarak ulaştıkları sonuçları özet halinde belirtirler. Ayrıca raporlarında bu uygulamanın daha iyi bir aşamaya getirilebilmesi için yapılması gerekenleri de belirtirler.
8. aşama; Değerlendirme ve yabancı ülkede vergi incelemesi uygulamasının geliştirilmesi için önerilen tedbirlerin uygulamaya konulması:
Bu aşamada, hazırlanan raporda belirtilen hususlar her iki ülkenin sorumlu personeli tarafından dikkatle incelenerek, prosedürün iyileştirilmesi için gayret sarf edilir.
Ülkeler kendi aralarında imzalayacakları anlaşmalarda OECD’nin hazırlamış olduğu bu rehberde yer alan hususları aynen benimseyebilecekleri gibi kendilerine göre bazı değişiklikler de yapabilirler. Nitekim Fransa ile Amerika Birleşik Devletleri arasında 31 Ağustos 1994 tarihinde imzaladıkları, “Gelir ve servet üzerinden alınan vergilerde çifte vergilendirmeyi önleme ve vergi kaçakçılığı ve vergiden kaçınma ile mücadele anlaşması”nın metninde1 konuyu düzenlemişlerdir. Bu anlaşmanın 27. maddesinin 4. paragrafının c bendi “her iki ülke vergi müfettişlerinin diğer ülke sınırları içerisinde vergi mükellefi ile görüşmesine, defter, kayıt ve belgelerinin fotokopilerinin alınmasına” izin verilmiştir. Ülkelerin vergi egemenlik hakları üzerinde ciddi bir istisna teşkil eden böyle bir uygulama iki şarta bağlanmıştır. İlk olarak hem mükellef hem de kendi sınırları içerisinde yabancı vergi müfettişini kabul edecek ülke ile anlaşılması gerekmektedir ki söz konusu ülke kendi müfettişini de bu görüşmeye dâhil edebilir. İkinci olarak ta, böyle bir işbirliği ancak diplomatik yollarla, karşılıklılık prensibine göre elde edilecek ön izin çerçevesinde gerçekleşebilecektir.
SONUÇ
Türkiye’nin de içinde yer aldığı “normal vergi rejimine” sahip ülkeler vergileme alanında uluslararası ölçekte karşılaştıkları sorunları çözebilmek amacıyla vergi anlaşmaları imzalama yoluna giderler. Çünkü tek taraflı olarak kendi iç hukuklarına koyacakları düzenlemeler çoğu zaman bu sorunları ortadan kaldırmaya ya da bu sorunlarla etkin biçimde mücadele etmeye kafi gelmez. Ülkelerin imzalamış oldukları vergi anlaşmaları bilgi değişimini öngören maddeye de yer verir. Bu madde sayesinde ulusal vergi idareleri birbirleri ile yardımlaşırlar. Bu alanda bazı ülkelerin daha istekli davranırken, bazı ülkelerin çekingen tavrı dikkat çekmektedir. Özellikle, aynı geçmişi, kültürü, dili, ekonomik düzeyi paylaşan ülkeler (İskandinav ülkeleri gibi) vergi alanında idari işbirliğini aktif olarak uygulamaktadır. Yine İskandinav ülkelerinin yanında, Fransa ile Belçika’nın, Almanya ile
1http://www.impots.gouv.fr/portal/deploiement/p1/fichedescriptive_1835/fichedescriptive_1835.pdf (03.03.2014).
21 29. Türiye Maliye Sempozumu- Sakarya Ünversitesi Maliye Bölümü, 16-20 Mayıs 2014 – Antalya
Avusturya’nın, Amerika Birleşik Devletleri ile Kanada’nın da bu alanda başarılı uygulamalarının olduğunu belirtmek gerekir (Gangemi, 1990:96).
Fransız vergi idaresi (DirectionGénéraledesFinancesPubliques), imzalanan vergi anlaşmalarında öngörüldüğü üzere, yapmış olduğu sözleşmeler doğrultusunda eş zamanlı vergi incelemelerine katılabilmektedir. Bu sözleşmelerde, hangi aşamalara riayet edileceği belirtilmiştir. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri ile 1979 yılında imzalanan sözleşmede ilk olarak eş zamanlı vergi incelemesine tabi tutulacak işletmelerin belirleneceği, bu seçimin hangi kriterlere göre yapılacağı, hangi hukuki kuralların uygulanacağı tespit edilerek, eş zamanlı vergi incelemelerinin koordinasyonunun sağlanıp bilgilerin değişildikten sonra denetimlerin sona erdirileceği ve böylece prosedürün tamamlanacağı ifade edilmiştir(Levine-Pinson:1985:295). İspanya ile olduğu gibi, daha yakın zamanda imzalanan sözleşmelerde ise,eş zamanlı vergi incelemelerinin aşamaları bir ekte (annexe) belirtilmiştir (BOI, 2002). Ayrıca, 1 Ocak 2005 tarihinden itibaren, Fransız Vergi Usul Kanununa (LivredesProcéduresFiscales) Avrupa Birliği’ne üye olan ülkelerle, dolaylı vergiler ve sigorta primleri üzerinden alınan vergilere dönük eş zamanlı vergi incelemesine gidilebileceğine dair düzenleme eklenmiştir (Lamarque, 2008:191). Fransa’da, yabancı bir ülkenin vergi denetim elemanlarının vergi incelemesine katılabilmelerine, 1999 yılından itibaren izin verilmeye başlanmıştır (Lamarque, 2000:2). Belçika ile imzalanan “vergi kaçakçılığı ve vergiden kaçınmanın önlenmesi amacıyla, bilgi değişimi ve idari işbirliğini amaçlayan sözleşme”nin 5. maddesi, vergi inceleme elemanlarının diğer ülkeye her türlü bilgiyi toplamak için gidebilmelerini öngörmüştür. Uygulamanın ne şekilde olacağı vergi idarelerinin aralarında yapacakları sözleşme ile belirlenecektir. Ayrıca KDV alanında işbirliğini düzenleyen AB Tüzüğü’nün 28. maddesinde ifade edilen kurallar çerçevesinde, AB üyesi olan ülkelerin vergi denetim elemanlarının da Fransa topraklarında vergi incelemesi yapmalarının (ilgili ülke ile yapılan sözleşme doğrultusunda) mümkün olduğunu belirtmek gerekir.
Türkiye’ye gelince, ülkemiz, her ne kadar imzalamış olduğu hemen hemen tüm vergi anlaşmalarında bilgi değişimi maddesine yer vermiş olmasına rağmen (Kılıç, 2010:393-399), uluslararası vergi denetimi alanında, ne eş zamanlı vergi incelemelerini ne de yabancı ülkede vergi incelemesini detaylandıran özel bir sözleşme imzalamamıştır. Sadece, 2010 yılında Jersey, 2012 yılında ise Bermuda ile bilgi değişimi anlaşması imzalanmış ve “yurtdışında vergi incelemeleri” öngörülmüştür (6. ve 7. maddeler). Vergi cennetleri ile mücadelede oldukça önemli yeri olan bilgi değişimi anlaşmalarının diğer vergi cenneti ülkelerle de imzalanması ve uluslararası vergi incelemelerine izin veren maddelerin bu anlaşmalara konulması gerekmektedir. Belçika ile akdedilen vergi anlaşmasının 26. maddesi, akit ülkelerin vergi denetim elemanlarının diğer ülkede gerçekleştirilen vergi incelemelerine gözlemci olarak katılabileceklerini hükme bağlamıştır. Ancak buna ilişkin uygulamanın nasıl olacağına dair ayrı bir sözleşme imzalanmadığı gibi, Vergi Usul Kanununda da yabancı ülkelerin vergi denetim elemanlarının ülkemizde bulunmalarının önünü açacak bir düzenleme yoktur. Özellikle ekonomik ilişkilerimizin yoğun olduğu ülkelerle bu tip sözleşmelerin imzalanması ve hayata geçirilmesi uluslararası vergi kaçakçılığı ve vergiden kaçınma ile mücadelede vergi idaremizin elini güçlendirecektir. Vergi Usul Kanunu’na da, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın uluslararası vergi denetimine, partner ülke vergi idareleri ile imzalayacağı özel sözleşmelere göre katılabilmesini öngören düzenleme eklenmelidir. Ayrıca söz konusu prosedürlerin zamanaşımını durduran bir diğer neden olarak Vergi Usul Kanunu 114. maddesine ilave edilmesi de yerinde olacaktır.
Uluslararası alanda gerçekleştirilecek vergi incelemesi, çok sıkı şartlara bağlanmış ve de sınırlı olarak başvurulan bir metot olarak gözükse de, çoğu zaman bazı ülkelerce bir tabu olarak değerlendirilen vergi alanındaki işbirliğinin etkisini ve önemini ortaya koyması açısından önemlidir. Ülkemizin de vergisel alandaki idari yardımlaşma uygulamalarını bilgi değişimi seviyesinden, uluslararası vergi incelemesine yükseltmesi ve yabancı meslektaşları ile gerçek bir işbirliğine gitmesi gerekmektedir. Böylece, son yıllarda Maliye’nin gündemini meşgul eden yurtdışı varlıkların kavranması konusu da, daha mümkün hale gelebilecektir.