Ücretin korunması:
Çalışan memur ve işçi kesiminin yegane gelir ve geçim kaynağı ve aracı olan ücretler, uluslararası bazı antlaşmalarla da çok sıkı korumaya alınmıştır. Nitekim birleşmiş milletler örgütünce 1948 yılında yayınlanan insan hakları evrensel bildirisinin 23.maddesinin 2.bendi, “herkesin hiçbir fark gözetmeksizin eşit ve karşılığında eşit ücrete hakkı olduğunu” belirtien 3.bendinde “çalışan herkesin kendisine ve ailesine insanlık onuruna uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse hertürlü toplumsal koruma yoluyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.” İlkesini koymuştur.(1)
İnsan hakları evrensel bildirisi hukuki bağlayıcılığı olmayan bir iyiniyet belgesidir. Böyle olunca evrensel bildiride yer alan ilkelerin gerçekten uygulanabilmesi için bağlayıcı niteliği olan belgelere ihtiyaç duyulmuş, ve bunun sonucunda da insan hakları sözleşmesi kabul edilerek 1976 yılından itibaren yürürlüğe girmiştir.
Sözleşme, gelir güvenliğine ilişkin olarak 7.maddesinde, bütün çalışmalar için ;
“Herhangi bir ayrım söz konusu olmaksızın eşit değerdeki iş için eşit ve adil bir ücret ve gelir sağlanacak özellikle kadınlar, erkeklere uygulanan çalışma koşullarından daha düşük seviyelerde çalışma koşullarına bağlı olmayacaklar ve aynı ücreti alacaklardır.
Bu sözleşmenin hükümlerine uygun olarak çalışanlar, kendileri ve aileleri için kabul edilebilirbir yaşam sağlayacak gelire sahip olacaklardır.”
İlkelerini kabul etmiştir.(2)
5.5.1949 tarihinde kurulan Avrupa Konseyince hazırlanmış olan ve 18.10.1961 tarihinde üye devletlerce imzalanıp 26.02.1965 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Toplumsal Temel yasasının 4.maddesine göre devletler, çalışanların aileleri ile birlikte kimseye ihtiyaç duymadan yeterli bir yaşam düzeyine ve bunu sağlayacak yeterli bir gelire hakları olduklarını kabul etmişlerdir. Madde ayrıca eşit değerce iş için hiçbir ayrım yapmaksızın herkese eşit ücret ödemesi ilkesini kabul etmiştir.
1944 tarihinde kabul edilen ve Uluslararası Çalışma Örgütünün anayasına eklenen Filedelfiya Bildirisi “ücret ve kazanç, çalışma süresi ve ötesi çalışma koşulları konularında ilerlemelerden herkes için adil bir biçimde yararlanma imkanı ve bir işte çalışıpta korunmaya ihtiyacı bulunan herkes için asgari bir geçim ücreti sağlanması” ilkesini benimsemiştir. (3)
Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından 29.6.1951 tarihinde kabul edilen 100 sayılı sözleşme, “eşit değerde iş için erkek ve kadın işçiler arasında ücretlerin eşit olacağı” ilkesini 1.7.1949 tarihinde kabul edilen 95 sayılı sözleşme ”ücretin korunması ” prensibini ; 16. 6.1928 tarihinde kabul edilen 26 sayılı sözleşme ”Asgari ücretin tespit usullerini ”; 28. 6.1951 tarihinde kabul edilen 99 sayılı sözleşme ”tarımda asgari ücretin tespit usullerini” düzenlemiştir. Sözkonusu sözleşmelerden 100 sayılı sözleşme 810 sayılı kanunla 13.12.1966 tarihinde, 95 sayılı sözleşme 109 sayılı kanunla 24.10.1960 tarihinde, 26 sayılı sözleşme 1769 sayılı kanunla 25. 6.1973 tarhinde ülkemiz tarafından kabul edilmiştir.(4)
1982 T.C. Anayasasının Ücrette Adalet Sağlanması başlığı altında düzenlenen 55.maddesi ”Ücret emeğin karşılığıdır. Devlet çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır” hükmü ile ücreti koruma altına almıştır.
Kaynak:Ömer Köse
Maliye Bakanlığı
Muhasebat Başkontrolörü
SMMM, MSA
Görev Ünvanı-Kadro Ünvanı Farkı Nedir?
Görev Ünvanı-Kadro Ünvanı Farkı Nedir? Kadro Ünvanı; GENEL KADRO VE USULÜ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME de belirtilen kadroları ifade eder.. Bu kadrolarda, genel olarak kadro isimleri belirtilirken, detaylı isimlendirmeler bulunmaz……
Geçici Köy Korucularına Yapılan Maaş Ödemesi Ve Ödenme Biçimi
GEÇİCİ KÖY KORUCULARINA YAPILAN MAAŞ ÖDEMESİ VE ÖDENME BİÇİMİ I- GİRİŞ Geçici Köy Koruculuğu kurumu; 26 Mart 1985 tarihinde 442 sayılı Köy Kanununun, 74. maddesinde 3175 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle…