Trans Yağ Nedir?
Trans yağlar, ortaya çıkardığı olumsuz etkilerle bir çok insanın sağlık sorunu yaşamasına neden olmaktadır….
Peki Trans yağ nedir?
Trans yağ, et ve tereyağı gibi hayvansal ürünlerde doğal olarak bulunan bir tür yağ çeşididir. Trans yağların zararı anlatılmaya çalışılırken bu doğal yağlardan söz edilmiyor.
Sözü edilen, zararlı trans yağlar, yani doğal olmayanlar, laboratuvarda üretilenler.
Doğal sıvı bitki yağlarının, hidrojenasyon (hidrojen gazıyla muamele) yöntemiyle kimyasal yapısının değiştirilmesi olayıdır. Bu doğallıktan uzaklaştırılan yağların kullanılma sebebi, genelde yiyeceklerin bozulmadan uzun süre kalmasıdır.
Trans Yağ Nedir?
Göze çarpan ilk bulgu ise; doğal yağ olmayışlarıdır. Yani tamamen sentetik, yapay yağlardır. Trans yağların elde ediliş şekillerine baktığımızda,yine sıvı yağların ana madde olarak bulunduğu ancak bu sıvı yağlara ilaveten bir de hidrojen kullanıldığını görmekteyiz.Trans yağlar; sıvı bitki yağlarının hidrojen ile ısıtılması sonucu oluşan yağlardır. Kimyasal bir tanım yapılacak olursa; sıvı yağların çoklu bağlarının hidrojenle doyurularak katı hale getirilmesidir. Doğada bulunmayan bu sentetik trans yağ asitlerini malesef vücudumuz tanıyamaz. Hidrojenlenmiş yağ olarak da bilinen bu yağlar ne kadar hidrojene doyurulursa, o kadar daha katı hale dönüşümü hızlanmaktadır.
Peki sadece hidrojenasyon ile mi trans yağ oluşumu gerçekleşmektedir? Elbette yapay olarak oluşturulabilen trans yağlar dışında bir de doğal trans yağ asitleri mevcuttur. Örneğin; bazı geviş getiren koyun,kuzu,inek gibi hayvanların işkembelelerinde,süt ve etlerinde de az miktarda trans yağ asidi bulunmaktadır. Fakat bu trans yağ asitleri doğal oluşmaktadır ve sentetik trans yağla karıştırılmamalıdır. Doğal oluşan bu yağların zararı yoktur.
Ayrıca bunların dışında bir diğer trans yağ oluşumu da vardır. Yağların yüksek sıcaklıklarda sürekli olarak ısıtılması ve kızartılması ile de bu yağ türü oluşumu gözlenmektedir.
Trans yağların alanlarına baktığımızda; hazır gıda besinlerinde, margarinlerde, işlenmiş yiyeceklerde,ticari kızartma yağlarında oldukça fazla tüketildiğini görmekteyiz.
Yağlar doymuş ve doymamış yağlar olarak iki ana gruba ayrılır….
Doymuş yağlar oda ısısında dahi katı halde bulunarak, özellikle insan vücudunda yağ birikimi ve kilo alımına neden olmaktadır. Bu nedenle, günlük diyette LDL-kolesterol (kötü kolesterol) düzeyini en fazla yükselten doymuş yağların alımı azaltılmalıdır.
Trans yağ, trans-izomer (E-izomer) doymamış yağ asitlerine verilen yaygın isimdir. Terim çift karbon-karbon bağının konfigürasyonuna işaret ettiğinden trans yağlar bazen tekli bazen de çoklu doymamış yağ olabilir, ama hiçbir zaman doymuş yağ olamaz.
Doymamış yağlar; zeytinyağı, fındık yağı, kanola yağı, mısır, soya, ayçiçeği yağı, sert kabuklu yemişler, tohumlar gibi bitkisel ürünlerde ve özellikle soğuk sularda yasayan uskumru, ton, somon gibi balıklarda bol miktarda bulunan, insan vücudunda sentezlenmeyen ve gıdalarla alınması gereken yağlardır. Doymamış yağlar, insulin duyarlılığını arttırarak trigliserid düzeyini düşürürler” diye konuştu.
Trans Yağların Vücuda Etkisi Nedir?
Trans yağlar, gerekli yağ asitlerinden değildir. Trans yağların tüketimi LDL kolesterol düzeyini arttırıp “iyi” HDL kolesterol düzeyini azalttığındankalp hastalığı riskini artırır. Dünya çapında sağlık otoriteleri trans yağlarının tüketiminin eser miktarlara azaltılması gerektiğini önermektedir. Kısmî hidrojenleşme ile oluşan trans yağlar, doğal olarak oluşan trans yağlardan daha zararlıdır. Hidrojenasyon, sıvı yağları katılaştırır, bunların içerdiği yağların ve gıdaların raf ömrünü ve lezzet stabilitesini arttırır. Trans yağ, sebze kısırlarında ve bazı margarinlerde, krakerlerde, çerezlerde, aperatif yiyeceklerde ve diğer yiyeceklerde bulunur.
Birçok ülkede besinlerde trans yağ olduğuna dair etiketleme zorunluluğu getirilmiştir. Konuyu gündeme getirmek ve gıda üreticilerinin uygulamalarını değiştirmek için aktivistler tarafından kampanyalar düzenlenmiştir. 2007’nin Ocak ayında ürünlerinin satışının yasaklanması durumuyla karşı karşıya kalan Crisco ürünlerinin içeriğini değiştirerek FDA’nın “porsiyon başına sıfır gram trans yağ” (yani çorba kaşığında 1 gramdan az ya da ağırlığın %7’sinden az) tanımına uymuştur.
Hidrojenleşme süreci doymamış yağlara hidrojen atomu ekleyerek çift bağları ortadan kaldırmak ve yağları kısmî ya da tamamen doymuş yağ hâline getirmektir. Ancak enzimsel olmayan kimyasal kısmî hidrojenleşme cis-izomerleri hidrojenleştirmek yerine trans-doymamış yağa çevirebilmektedir. Trans yağlar doğal olarak birkaç durumda ortaya çıkabilir: Trans yağ içeren vaksenil ve konjuge linoleil (KLA), gevişgetirenlerin et ve süt ürünlerinde doğal hâlde eser miktarda bulunabilir.
Hidrojenasyon işlemi, kimyasal olarak, doymamış organik bileşiklerin (alken, alkin gibi) karbon atomlarının bileşiklerle yaptığı doymamış bağlarında, hidrojenle doyurulması ve doymuş hale getirilmesidir.
1. Kötü kolesterol (LDL) düzeyini artırarak damar sertliğini tetikliyor.
2. İyi kolesterol düzeyini düşürüyor.
3. Kanda trigliserit oranını yükseltiyor.
4. Şeker hastalığını başlatıyor.
5. Çeşitli kalp hastalıklarına sebep oluyor.
6. Omega 3 yağ asitlerinin işlevini bozuyor.
7. Hamilelikte bebek gelişimini engelliyor.
8. Alerjik reaksiyonları tetikliyor.
9. Hücrelerde mutasyona sebep olarak özellikle sindirim sistemi kanserlerini başlatıyor.
10. Obeziteye ve özellikle göbek bölgesinde yağlanmaya sebep oluyor.