KARAPARA AKLAMA SUÇUNUN TESPİTİNE DÖNÜK İNCELEME SÜRECİNE İLİŞKİN ÖZELLİK TAŞIYAN HUSUSLAR
GİRİŞ 1
Elde edildiği kaynak muhtelif kanunlarca suç oluşturan paraların (ve benzeri maddi menfaatlerin) büyüklüğü ve bu paraların sanki yasal bir kaynaktan elde edilmiş gibi ekonomiye enjekte edilmesi ve ülkeler arası dolaşımı da dahil olmak üzere değişik şekillerde kullanılması, topluma ve bireylere vermiş olduğu zararlardan dolayı, dünyanın pek çok ülkesini rahatsız etmiştir. Bu rahatsızlığın sonucunda, başta gelişmiş olanlar olmak üzere, çoğu devlet tarafından bu konuda yasal önlemler alınmaya başlanmış ve ulusal alanda yapılan bu çalışmalar, birden fazla ülkeyi kapsayan örgütlenmelerin ve sözleşmelerin vücuda getirilmesini sağlamıştır2.
Yasadışı kaynaklardan elde edilmiş parasal değerlerin meşrulaştırılmak amacıyla ekonomik hayatta değişik biçimlerde işleme tabi tutulmasının suç olarak kabul edilmesi ve bu fiiller için ceza hükümleri getirilmeye başlanılması başlıca iki temel zorunluluktan kaynaklanmıştır.
Bunlardan ilki, bu paraların kullanımına ilişkin yapılacak mücadelenin, bu paralara kaynaklık yapan öncül fiillerle mücadeleyi daha etkin kılacak ve cazibesini azaltacak olmasıdır. İkincisi ve daha ciddisi ise, bu şekilde elde edilen maddi kıymetlerin sirkülasyonunun ve bu paralarla yaratılan zenginleşmenin büyüklüğünün, ülkelerin ekonomik, sosyal ve siyasal sistemlerini eskiye göre daha fazla tehdit eder duruma gelmeye başlamış olması gerçeğidir. 3
Bütün dünyada yaşanan bu gelişmeler, bu tür para hareketlerinin olumsuz etkilerinden nasibini büyük ölçüde alan Türkiye’de de hissedilmiş ve sonuçta, 19 Kasım 1996 tarihinde yürürlüğe giren bir kanunla (4208 Sayılı Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine … Dair Kanun) muhtelif kanunlara göre yasaklanmış belli faaliyetlerden elde edilen paralar için KARAPARA tarifi yapılmış ve bu türde paraların meşru hale getirilmesi amacıyla değişik şekillerde ekonomik hayatta kullanılması ya da uluslararası harekete tabi tutulması işlemleri KARAPARA AKLAMASI sayılarak, bu konuda yeni bir suç ve bu suça ilişkin ayrı bir cezalandırma prosedürü kabul edilmiştir.4
Kanun, Kanunun getirdiği tanımlar, suç unsurları ve cezalandırma usulleri yeni olunca, gerek bu Kanunda hüküm altında alınan konularda ve gerekse bu Kanun kapsamında yürütülen araştırma ve incelemelerde tereddüt yaratıcı hususlar da yeni yeni ortaya çıkmaya başlamıştır.5
Bu yazımızda, 4208 sayılı Kanun kapsamında yürütülecek araştırma ve incelemelerin özellik taşıyan yönleri hakkında kişisel yorum ve açıklamalarımıza yer verilerek, karaparanın aklanmasıyla ilgili girişilen mücadelelere katkı sağlama amacı güdülmüştür.
- KARAPARA AKLAMA SUÇUNUN TESPİTİNE DÖNÜK İNCELEMELER
1.1. İnceleme Yetkisi ve Karapara Aklama Suçunu İnceleyecek Elemanlar:
4208 Sayılı Kanunun 3’üncü maddesinde, karaparanın aklanması suçunun işlenip işlenmediğine ilişkin incelemeleri yapmaya yetkili birim olarak Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı (kısaca MASAK) gösterilmiştir. Ancak, MASAK, bu kanunun kendisine verdiği inceleme ve araştırma görevini, aynı Kanun maddesinin ikinci fıkrasına göre, konusunda uzmanlaşmış ve belli yetkilerle donatılmış aşağıdaki denetim elemanları vasıtasıyla yerine getirmektedir.
— Maliye Müfettişleri
— Hesap Uzmanları
— Gelirler Kontrolörleri
— Bankalar Yeminli Murakıpları
— Hazine Kontrolörleri
— Sermaye Piyasası Kurulu Uzmanları
Kanuna göre, bu denetim elemanları, kendi alanlarına giren konularda 4208 sayılı Kanun kapsamında re’sen inceleme yapamamaktadır. Bunların 4208 sayılı Kanun kapsamında bir inceleme yapabilmeleri için, bu konuda özel olarak görevlendirilmeleri gerekmektedir.
4208 Sayılı Kanun kapsamında herhangi bir hususta incelemeye başlanılabilmesi için belli bir değerlendirme ve karar alma sürecinin geçmesi gerekmektedir. Zira, değişik birimlerden gelen talep ve ihbarlar ya da doğrudan MASAK Başkanlığı bünyesinde tespit edilen hususlar, öncelikle MASAK Başkanlığı bünyesinde bir ön değerlendirmeye tabi tutulmaktadır. Bu değerlendirme sonucunda, konunun 4208 sayılı Kanun kapsamında araştırma ve inceleme yapmayı gerektirecek ciddiyette olduğuna karar verilirse, MASAK Başkanlığı tarafından, konuya ilişkin uzmanlık gerektiren deneyim ve bilgi birikimine sahip denetim elemanı (ya da elemanları), hangi birimin (ya da birimlerin) üyesi ise, o birimden geçici olarak talep edilmektedir. İlgili birim amirinin teklif ettiği inceleme elemanı, bağlı bulunulan Bakanın onayı ile bu incelemeyle sınırlı olmak üzere geçici olarak görev alabilmektedir.
1.2. İnceleme Elemanlarının Görev Alanı:
4208 Sayıyı Kanunun görev, yetki ve sorumlulukları düzenleyen 3’üncü maddesinin 1’inci fıkrasında, karapara aklama suçunun araştırılması ve incelenmesiyle ilgili MASAK Başkanlığı’nın yetki ve sorumlulukları bentler halinde sıralanmıştır. Aynı maddenin ikinci fıkrasında da, karapara aklama suçunun araştırılması ve incelenmesi görevlerinin MASAK Başkanlığı tarafından bir önceki bölümde belirtilen inceleme elemanları vasıtasıyla yerine getirileceği hüküm altına alındığına göre, Başkanlığın görevleriyle ilgili olan ve aşağıda yer vereceğimiz 2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 8’inci bentlerde yer alan yetki ve sorumluluklar, inceleme elemanının görev alanı hakkında bize bilgi vermektedir.6
“ 2. Karapara ile ilgili olarak ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlarla görüş ve bilgi alış verişinde bulunmak, inceleme ve araştırmalar yapmak,
- Karapara aklanmasına ilişkin işlemlerle ilgili her türlü bilgi ve belgeyi kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerden istemek,
- Cumhuriyet savcıları veya cumhuriyet savcıları adına zabıta makamlarınca intikal ettirilen konuları incelemek ve bu makamların karaparanın aklanması suçunun tespitine ilişkin taleplerini yerine getirmek,
- Karaparanın aklanması suçunun işlenip işlenmediği konusunda ön inceleme yapmak ve suçun işlendiğine dair ciddi emarelerin varlığı halinde zabıta makamları ile işbirliği yaparak, bu Kanuna ve Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun zapt ve aramaya ilişkin hükümlerine göre işlem yapılmasını istemek,
- Ön incelemeye ilişkin işlemler hakkında Cumhuriyet Savcılığına bilgi vermek,
- Araştırma ve incelemeler sırasında karaparanın aklanmasına yönelik ciddi bulgu ve emarelerin varlığının tespiti halinde, ilgilinin hak ve alacaklarına tedbir konulması için duumu Cumhuriyet Savcığına intikal ettirmek,
- Karapara aklanması suçunun işlendiğine dair bilgi ve belgeleri Cumhuriyet Savcılığına intikal ettirmek,”
Bu hükümler bir arada değerlendirildiğinde, yapılan inceleme ve araştırma görevinin, Kanunun 2’nci maddesinde belirtilen karapara aklama suçunun işlenip işlenmediğine ilişkin Cumhuriyet Savcılığınca bir karar verilebilmesi ve bu konuda muhtelif kanuni önlemlerin alınabilmesi açısından gerekli bilgi ve belgeleri toplamak ve bu suçun işlendiğine ilişkin tespitlerde bulunmak olduğu belirgin hale gelmektedir.
Karapara aklama suçu, 4208 Sayılı Kanununun 2/b madde hükmünde aynen aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır:
“b) Karapara Aklama Suçu: Türk Ceza Kanununun 296 ncı maddesinde belirtilen haller haricinde, bu maddenin (a) bendinde sayılan fillerin işlenmesi suretiyle elde edilen karaparanın elde edenlerce meşruiyet kazandırılması amacıyla değerlendirilmesi, bu yolla elde edildiği bilinen karaparanın başkalarınca iktisap edilmesi, bulundurulması; elde edenlerce veya başkaları tarafından kullanılması, kaynak veya niteliğinin veya zilyet ya da malikinin değiştirilmesi, gizlenmesi veya sınır ötesi harekete tabi tutulması veya bu hareketin gizlenmesi, yukarıda belirtilen suçların hukuki sonuçlarından failin kaçmasına yardım etmek amacıyla kaynağının veya yerinin değiştirilmesi veya transfer yoluyla aklanması veya karaparanın tespitini engellemeye yönelik fiilleri ifade eder.”
Yukarıdaki tanım dikkatlice incelenirse, karapara aklama suçunun varlığı için bazı unsurların7 bulunması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Bunlar aşağıdaki şekilde sıralanabilir:8
— Ortada Karapara Niteliği Taşıyan Belli Bir Para Olmalı
Karapara aklamasından söz edebilmek için, ortada aklamaya konu olan ve 4208 sayılı Kanunun 2/a madde hükmünde sayılan kanun maddelerinde belirtilen fiillerin9 birisinin işlenmesinden dolayı elde edilmiş bir paranın (ya da para yerine geçen maddi bir menfaatin), bir başka deyişle, Kanunun karapara olarak adlandırdığı bir parasal değerin var olması gerekmektedir.
— Bu Parasal Değere Meşruiyet Kazandırılmaya Çalışılmalı
Kanunun karapara saydığı değerlerin, bunları elde edenlerce veya bu şekilde elde edildiğini bilenler tarafından meşruiyet kazandırılması amacıyla değerlendirilmesi gerekmektedir. Bir başka deyişle, bu parasal değerler sıradan bir ticari ya da özel işlemden kaynaklanan bir para gibi ekonomik hayata sokulmaya çalışılmalıdır.
— Karapara Sayılan Bu Değerler, Bilinerek, Muhtelif İşlemlere Tabi Tutulmalı; Böylece Kaynağı ve İzi Yok Edilmeye Çalışılmalı
Kanunun karapara saydığı değerlerin, bilinerek, bunları elde edenlerce meşruiyet kazandırılması amacıyla değerlendirilmesi; bunların başkalarınca iktisap edilmesi ve bulundurulması; elde edenlerce veya başkaları tarafından kullanılması, kaynak veya niteliğinin veya zilyet ya da malikinin değiştirilmesi, gizlenmesi veya sınır ötesi harekete tabi tutulması veya bu hareketin gizlenmesi, yukarıda belirtilen suçların hukuki sonuçlarından failin kaçmasına yardım etmek amacıyla kaynağının veya yerinin değiştirilmesi veya transfer yoluyla aklanması veya karaparanın tespitini engellemeye yönelik fiillere tabi tutulması gerekmektedir.
Dikkat edilecek olursa, burada belirtilen,
— Parayı elde edenlerin meşruiyet kazandırma amaçlı değerlendirmeleri;
— Bunların başkalarınca iktisap edilmesi ya da bulundurulması;
— Bunların elde edenlerce ve iktisap edenlerce değişik şekillerde kullanılması, zilyetininmalikinin değiştirilmesi, gizlenmesi, sınır ötesi harekete tabi tutulması;
— Bu fiilleri işleyenlerin kaçmasına yardımcı olunması, paranın kaynağının ve yerinin değiştirilmesi, transfer edilmesi;
— Bu şekilde elde edilen paranın tespitinin engellenmesi,
Fiilleri, birbiriyle bağlantılı olmakla birlikte ayrı birer suç olarak sıralanmıştır. Bunlar arasındaki bağlantıyı sağlayan husus, bu işlemlere konu paranın kaynağıdır.
Yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere, Karapara aklama suçu da, vergi suçları gibi inceleme yöntemi ve cezalandırılma usulü itibariyle ayrı bir suç, hatta birbirini takip eden ve birbiriyle bağlantılı suçlar bütündür. Bu suç muhtelif unsurlardan oluştuğuna göre, bu konuda yapılacak araştırma ve incelemelerin de bu unsurların var olup olmadığına ilişkin bir yargıya varılmasını sağlayacak bilgi ve belge tespitine yönelik olması gerekecektir. Bu durumda, yapılacak incelemenin;
— Muhtelif şekillerde işleme tabi tutulan parasal kıymetlerin karapara niteliği taşıyıp taşımadığına ilişkin bilgi ve belge tespitini;
— Karapara niteliği taşıyan bu parasal kıymetlerin değerlendirme şekillerinin, bunlara meşruiyet kazandırma amacı taşıyıp taşımadığına ilişkin bilgi ve belge tespitini;
— Karapara sayılan bu kıymetlerin, elde edildiği kaynakla bağlantısının kopartılmasına ve izinin yok edilmesine dönük işlemlere ve bu işlemleri bilerek yapan kişilere ilişkin bilgi ve belge tespitini;
— Bunlarla bağlantılı yapılacak işlemler ile nemaları da dahil olmak üzere tespit edilen karapara tutarına ilişkin olarak alınacak önlemler hakkında gerekli değerlendirmelerde bulunmayı;
Kapsayacağı açık olarak ortaya çıkmış olmaktadır.
- ARAŞTIRMA VE İNCELEME SÜRECİ
4208 Sayılı Kanun Kapsamında yürütülen bir inceleme, başlangıcından bitimine kadar belli aşamalardan oluşmaktadır. Aşağıda açıklanan bu aşamalar kat edilirken, inceleme konusunda mevcut yetkiler ve imkanlar dahilinde tespit edilebilen bilgi ve bulgular inceleme elemanı tarafından toparlanacak ve inceleme sonuçları bir rapor haline dönüştürülerek MASAK Başkanlığına sunulacaktır.
2.1 Görevlendirme ve Göreve Başlama:
Yazının 2.1 Bölümünde de açıklandığı üzere, bu Kanun kapsamında incelemeyi başlatan süreç, Kanunun 3’üncü Maddesinin 2’nci fıkrası uyarınca MASAK Başkanlığının talebi, ilgili birim amirinin (kurul) teklifi ve bu birimin bağlı bulunduğu Bakanın onayıyla bu incelemede görev alacak inceleme elemanının belirlenmesidir.
02.07.1997 tarih ve 23037 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 4208 sayılı Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 23’üncü maddesine göre, ilgili birim tarafından gönderilen ve inceleme elemanının görevlendirildiğine ilişkin yazının MASAK Başkanlığına ulaşmasıyla birlikte inceleme resmen başlamış olur.
İlgili Yönetmeliğin, 22’nci maddesinde, görevlendirme işlemlerinin, MASAK Başkanlığının talep tarihinden itibaren en geç 10 gün içinde yapılarak, Başkanlığa bildirilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
İnceleme elemanı, görevlendirme yazısını aldıktan sonra, incelemeyle ilgili olarak MASAK Başkanlığıyla bağlantı kurar ve inceleme görevine başladığına dair hem MASAK Başkanlığına hem de bağlı bulunduğu birim amirliğine birer yazı gönderir ve böylece inceleme elemanı açısından da inceleme fiilen başlamış olur.
Yukarıda belirtilen Yönetmeliğin 22’nci maddesinde, bu incelemelerin diğer işlere göre öncelikle yerine getirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
2.2. Konuya İlişkin Ön İncelemeler ve Değerlendirmeler:
İnceleme elemanı, göreve başlamasıyla birlikte, konu hakkında MASAK Başkanlığı’nda yapılan ön hazırlıklar ve dokümanlar üzerinde aşağıdaki hususlarda bir değerlendirme yapmalı ve muhtelif kararlar almalıdır. Zira, incelemenin başlangıcında yapılacak böylesi bir değerlendirme, ulusal ve uluslararası boyutlarda pek çok idari ve adli makamların görev alanlarına giren konularda kendini gösteren, zamanla yarışılan ve yüksek gizlilik gerektiren bir çalışmanın etkin ve istenildiği şekilde sonuçlandırılabilmesi açısından büyük kolaylıklar sağlayacaktır.
— Konu 4208 sayılı Kanun kapsamında bir inceleme yapılmasını gerektirmekte midir?
— İncelemenin tam ve istenildiği şekilde yürütülmesi açısından, incelemeye uygun nitelikleri taşıyan yeterli sayıda denetim elemanı bulunmakta mıdır?
— İnceleme konusunda daha önceki aşamalarda (emniyet teşkilatı, savcılık, Maliye Bakanlığı v.b.) yapılan işlemler, karapara aklama suçunun tespitine dönük bu aşamada yapılacak araştırma ve incelemeler açısından yeterli midir? Bu konuda yapılan ön araştırmaların tamamlanmasına ihtiyaç bulunmakta mıdır?
— İnceleme konusunu oluşturan olaylar ve kişiler, inceleme elamanının kimliğini açıklamasında sakınca oluşturabilecek midir? Bir başka deyişle, inceleme, kimlik bilgilerinin gizlenmesini ve yazışmalarda şifre kullanılmasını gerektirmekte midir?
— Amaca en uygun ve tehlikesiz şekilde ulaşabilmek açısından, inceleme, denetim elemanının kendi çalışma yerinde mi yoksa MASAK Başkanlığının bulunduğu yerde, Başkanlıkça temin edilen mekanda mı yürütülmelidir?
— İnceleme konusunda Emniyet Teşkilatı başta olmak üzere, diğer birimlerin katkısına ihtiyaç var mıdır?
— Görevlendirme öncesinde tespit edilmiş malvarlıklarının son durumları ve incelemeyle ilgili kişilerin davranışları, bu malvarlıklarının kaçırılmasının ya da kişilerin kaçmasını engelleyici önlemlerin alınmasını gerektirmekte midir?
İnceleme elemanı, incelemenin başlangıç aşamasında yapacağı ön değerlendirmeler sırasında, yukarıdaki hususlarda kendisine en uygun ve güvenli çözüm yollarını bulmalı ve böylece inceleme yöntemini belirlemelidir.
2.3. Konu Hakkında Detay Bilgi ve Belge Temini; Güvenlik Önlemleri Hakkında Nihai Değerlendirmeler ve İncelemenin Bitirilmesine Dönük Hazırlıklar:
İncelemeye ilişkin yöntem belirlendikten sonra, inceleme, ulusal ve uluslararası alanda (şahsi, idari ve adli kanallar kullanılarak) yapılan girişimlerle detaylandırılmaya çalışılacaktır.
Bu aşamada, inceleme konusunun 4208 sayılı Kanun kapsamında olup olmayacağına ilişkin kesin bir yargıya varılmasını sağlamaya dönük bilgi ve belgeler temin edilir; ön değerlendirme sırasında belirlenen malvarlıkları ve kişiler hakkında daha önceden alınmış önlemler gözden geçirilir ya da alınması uygun olan ek tedbirler hayata geçirilir.
İnceleme konusunun detaylandırılması sırasında;
— İnceleme konusuyla ilgili parasal hareketler bir bütün olarak kavranmaya çalışılır. Türkiye’de kaynaklanan ya da yabancı ülkelerde kaynaklandıktan sonra Türkiye’ye gelen veya Türkiye dışına gönderilen paraların tutarları, bu paraların kullanılma yerleri, başka bir ekonomik değere dönüşmüş şekilleri, harcanmış ve mevcut kısımları ile bu işlemlerin her birini gerçekleştiren kişilerin kimler olduğu ve bu işlemlerin ne zaman gerçekleştirildiği hakkında gerekli tespitler yapılır.
— İnceleme konusuyla ya da parasal hareketlerle ilgili kişi ve kuruluşlar hakkında bilgi toplanır, bunların olaylarla, olayların baş aktörleriyle ve paralarla bağlantıları tespit edilir. Bu amaçla, bu kişi ve kuruluşların kimlikleri ve unvanlarıyla, gelir kaynaklarıyla, yurt içi ve yurt dışı faaliyetleriyle, ekonomik ve sosyal durumlarıyla, vergi beyanlarıyla, adliticari sicildeki kayıtlarıyla, haklarındaki adli ve idari takibatlarla, geçmişteki ve şu andaki yaşam standartlarıyla, şahsi ve ticari davranış özellikleriyle ilgili araştırmalar yapılır. Gerekirse bu konularda bilgisi olabilecek kişilerin ifadelerine başvurulur.
— İnceleme konusuyla bağlantılı paraların kaynaklandığı faaliyetler hakkında bilgi ve belge toplanır. Paranın elde edildiği işlemlerin 4208 sayılı Kanunun 2/a maddesinde sayılan fiillerden birisi olup olmadığına karar verilirken gerekli olacak bilgi ve belgelere ulaşılmaya çalışılır.
— Elde edilen ve değişik şekillerde ekonomik hayata sokulmaya çalışılan paraların kaynağının Kanunun yukarıdaki madde hükmünde sayılan fiillerden birisinden oluştuğuna ya da bu paranın kaynağının tespitini engelleyici tutum ve davranışların bulunduğuna; bu paraların kaçırılma ya da aklanmaya çalışıldığına ilişkin ciddi emarelerin var olup olmadığı araştırılır. Eğer bu konuda ciddi emareler tespit edilir ise, bu konuda gerekli ihtiyati tedbirlerin alınması amacıyla konu Cumhuriyet Savcılığına iletilir.
İncelemeye ilişkin gerekli önlemlerin alınması, incelemeyle ilgili olarak, eldeki bütün imkanların kullanılması suretiyle tespit edilen bilgi ve belgelerin toplanmasının ardından, inceleme elemanı açısından inceleme tamamlanmaya başlamış demektir. Artık bundan sonraki aşamada, şimdiye kadar yapılan işlemlerin ve tespit edilen hususların, 4208 sayılı Kanun kapsamında olup olmadığı hakkında Cumhuriyet Savcılığı tarafından bir değerlendirme yapılmasına imkan tanımak üzere, bir rapora dönüştürülmesi gerekecektir.
Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 24’üncü maddesine göre, inceleme sonuçlarını gösteren raporun adı “Araştırma ve İnceleme Raporu” olacaktır.
2.4. İncelemenin Tamamlanması ve Rapor Düzenlenmesi:
Yönetmeliğin, 23’üncü maddesinde, incelemeyle ilgili görevlendirmenin, inceleme elemanının düzenleyeceği Araştırma ve İnceleme Raporunun Başkanlığa teslim edilmesiyle birlikte tamamlanacağı hüküm altına alınmıştır.
4208 Sayılı Kanun kapsamında yürütülen incelemelerde, inceleme konusu hakkında bir raporun hazırlanması için, bu Kanun kapsamında Cumhuriyet Savcılığı tarafından kesin değerlendirmelerin yapılmasına imkan verecek nitelikte, bir başka deyişle, inceleme konusu hakkında kesin yargılara varılmasını sağlayacak bilgi ve belgelerin elde edilmesi, olaylara ve işlemelere ilişkin belirgin tespitlerin yapılması ve bunlar hakkında Kanun kapsamında ön değerlendirmelerin yapılması gerekmekte midir?
Kuşkusuz, bu konuda yürütülen incelemeler sonucunda düzenlenen raporun bu özellikleri taşıması uygundur. Ancak, bu türde kesin tespitler yapılamayan ve savcılığın bu konuda kesin bir yargıya varmasını sağlayacak nitelikte bilgi ve belgelere ulaşılamayan durumlarda da bir raporun düzenlenebilmesi mümkündür. Zira, yukarıda belirtilen Yönetmeliğin 24’üncü maddesinde, düzenlenecek raporun inceleme sonuçlarını göstereceğinden söz edilmektedir. Dolayısıyla, bu konularda yürütülen incelemelerin tamamlanması ve sonuçta raporun düzenlenmesi için, muhakkak surette kesin tespitlerin ve bunlara ilişkin bilgi ve belgelere dayalı nihai değerlendirmelerin yapılmış olması gerekmemektedir.
Özellikle uluslararası boyutları olan incelemelerde, belli olaylara ve işlemlere ilişkin kesin yargılarda bulunmayı sağlayacak yeterlikte bilgi ve belgelere ulaşmak mümkün olamamaktadır. Birden fazla ülkeyi ilgilendiren olaylarda, bu bilgi ve belgelere ulaşmaya dönük yöntem ve yetkiler sınırlı olmaktadır. Bu alanda kullanılabilecek başlıca üç yöntem bulunmaktadır. Bunlar:
— Şahsi Bilgi Alma Yolu: Bu yolla bilgi almada, bizzat incelenen kişi ve kuruluşlar ile bunlarla bağlantılı olarak işlem yapan diğer kişi ve kuruluşlara başvurulacaktır. Karapara aklama suçunun varlığının tespitinde, ıspat külfeti iddia edene, dolayısıyla savcılığainceleme birimine aittir. Bu yüzden, bu tür bilgilerin inceleme konusu kişilerden ve kuruluşlardan temini pek de kolay olamayacaktır.
— İdari Bilgi Alma Yolu: Bu yolla temin edilecek bilgiler MASAK dengi kuruluşlar ve polis teşkilatları arasındaki bağlantılar vasıtasıyla gerçekleşebilmektedir. Karapara aklanmasıyla mücadele konusunda var olan uluslararası sözleşmelerdeki10 düzenlemeler bu konuda yapılacak girişimler açısından kullanılabilecektir. Ancak uluslararası alanda var olan bu sözleşmeler bütün ülkeler (özellikle karapara cenneti sayılanlar) tarafından imzalanmadığı, alınabilir bilgiler konusunda belli sınırlamaların konulması ve bilgi alma açısından asıl olarak takip edilmesi gereken yolun adli yardımlaşma olarak öngörülmesi yüzünden etkin bir şekilde işleyememektedir.
— Adli Yardımlaşma (İstinabe) Yolu: Bu yol adli konularda var olan ikili ya da çok taraflı yardımlaşmayı içeren anlaşmaların imzalandığı ülkeler arasında kullanılması mümkün bir imkandır. Bu konuda uzun ve detaylı bir süreç izlemek gerekmektedir. Türkiye açısından, ilgili cumhuriyet savcılığına yapılacak başvuru, Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı kanalıyla ilgili ülkeye iletilmektedir.
İncelemede, başvurabilecek bütün bilgi alma yolları denenmiş ve sonuçta gerekli bilgi ve belgeye ulaşılamamış ise, fiili imkansızlık yaratan böylesi bir durumda, olayın 4208 sayılı Kanun kapsamında olup olmadığına ilişkin kanaat verici kesin tespitler yapılamamış olsa bile, incelemeye daha fazla devam edilmesi gerekmeyecektir. Artık bundan sonra yapılacak şey, eldeki imkanlar dahilinde ulaşılabilen bilgi ve belgeler ile tespit edilebilen hususları bir araya getirmek ve bu konuda 4208 sayılı Kanun kapsamında yapılabilecek ön değerlendirmeleri de ekleyerek bir an önce Rapor hazırlamak olacaktır. Tabii ki, burada incelemenin bittiğine ilişkin temel kıstas, bilgi alma yollarının tüketilmiş olması gerektiğidir. Eğer, halen bilgi ve belge temininin mümkün olacağı bir yöntem varsa ya da bunlardan sonuçlanmayan varsa, bu inceleme tamamlanmış sayılmayacaktır.
Ayrıca, uluslararası alanda, özellikle adli yardımlaşma yöntemiyle bilgi teminine çalışılması durumunda, aşağıda sıralanan belli koşullarla inceleme hakkında rapor düzenlenmesi ve böylece MASAK bünyesinde incelemeye son verilmesi bize göre mümkün görünmektedir.
— İlk koşul, Türkiye çapında ve uluslararası alanda, incelemeye ilişkin gerekli bilgi ve belgeleri temin etmek üzere, hem incelenen kişi ve kuruluşlar nezdinde, hem de denk idari kanallar nezdinde başvurulması gereken bütün yollar tüketilmiş olmalı ve artık bu yollarla bilgi ve belge temini imkansızlaşmalıdır.
— Adli makamlar nezdinde uluslararası yardımlaşma yolunda girişimlere başlanılmış, ancak henüz bu konuda olumlu ya da olumsuz bir yanıt alınmamış olmalıdır.
— İncelemenin aklama boyutu, bir başka deyişle, Türkiye’ye getirilen ekonomik değerlerin gelişinden tüketilmesine kadar geçen bütün aşamalar bir bütün olarak kavranmalı; paranın el ve şekil değiştirmiş durumları ile bu işlemlere karışanlar hakkında gerekli tespitler yapılmalıdır.
— Paranın kaynağına ilişkin olarak, elde edilebilen bilgi ve belgeler kapsamında en azından belli tahminler yapmayı sağlayıcı ipuçlarına ulaşılmış olmalıdır.
Düzenlenen raporda, inceleme konusu paranın toplam değeri, bunların kullanım yerleri, eğer bunlar başka değerlere dönüşmüş ise, bunların son durumları, bu olaylara karışanlar, bunların olay ve işlemlerdeki rolleri, bu paranın kaynağı olabilecek işlemler hakkında tahminler, bu tahminleri kesin tespitlere dönüştürmede gerekli olacak bilgi ve belgelerin neler olduğu, bu bilgi ve belgelerin adli yardımlaşma yoluyla gelmesi halinde, bunların geliş şekline ve mahiyetine göre, olayın 4208 sayılı Kanun kapsamında olup olamayacağına ilişkin alternatif değerlendirmelere yer verilmesi halinde, artık bu konuda adli yardımlaşma yolunun tamamlanmasını beklemek gerekmeyecektir.
Zira, MASAK bünyesinde yürütülen inceleme, esas itibariyle kaynağı şüphe uyandıran bir paranın Türkiye’deki aklanmaya çalışılmasına ilişkin araştırmaları kapsamaktadır. Bu paranın kaynağına ilişkin olarak yapılan inceleme ve araştırmaların MASAK bünyesi dışında yapılabilmesi de mümkündür. Çünkü, bu paranın kaynağını oluşturan öncül fiiller, zaten Türk Ceza Kanunu başta olmak üzere, diğer bazı kanunlarca Adli Makamlarca kovuşturulması zorunlu olan nitelikler taşıyabilmektedir.
Dolayısıyla, MASAK bünyesinde, bu paralara kaynaklık eden fiillerin işlenmiş olup olmadığı yönünde yapılan çalışma, paranın karapara niteliğini taşıyıp taşımadığına ve bu paranın kullanımına ilişkin işlemlerin birer karapara aklaması olup olmadığına ilişkin olarak savcının nihai değerlendirme yapmasına olanak sağlamaya dönük bir çabadır. Eğer inceleme elemanı,
— Bu parasal kıymetlerin Türkiye’deki kullanım şekillerini ve bu işlemlere karışanların durumlarını açık ve eksiksiz bir şekilde ortaya koymuş;
— Bu paraya kaynaklık eden fiiller hakkında da yetkileri dahilinde elde edebildiği bilgi ve belgelere dayalı olarak belli tahminlerde bulunmuş, bu tahminleri kesinleştirmeye dönük bilgi ve belgelerin neler olduğunu ve bunların hangi yöntemlerle elde edileceğini belirlemiş;
— Bu konuda adli yardımlaşma yolu da dahil olmak üzere bütün yolları denemiş ve adli yardımlaşma dışında bütün yolları tüketmiş ve sonuçta düzenlediği raporda, bunların adli yardımlaşma yoluyla geliş şekillerine göre alternatif değerlendirmelerde de bulunmuş ise,
Yapabileceği her şeyi yapmış ve görevini tamamlamış olacaktır.
İncelemeyle ilgili olarak düzenlenen bu raporu değerlendirecek ve bu bilgilerin uluslararası alandan teminine aracılık edecek adli makam (ilgili cumhuriyet savcılığı) aynı olacağı için, bunlar açısından, bu bilgi ve belgelerin gelişini beklemek ve geliş şekillerine göre rapordaki alternatif değerlendirmelerden yararlanarak konu hakkında nihai bir değerlendirme yapıp, bu konuda karapara aklamasıyla ilgili dava açıp açmamaya karar vermek kolaylıkla mümkün olacaktır.
Kaldı ki, eğer yurt dışından gelecek bilgi ve belgeler bu konuda ekstra araştırma ve inceleme yapılmasını gerektirecek özellikler taşıyorsa, ilgili savcılığın, 4208 sayılı Kanunun 3’üncü maddesinin 4’üncü bent hükmü uyarınca, hemen her zaman MASAK Başkanlığından bu tür konularda ek inceleme yapılmasını isteme yetkisi bulunmaktadır. Dolayısıyla, düzenlenen Raporlara ve bu Raporlarda belirtilen hususlara ilişkin olarak, daha sonradan ek inceleme yapma imkanı her zaman var olmaktadır.
Kanunun uygulanmasıyla ilgili Yönetmeliğin 24’üncü maddesinde, inceleme elemanlarınca düzenlenecek raporların şekline (dispozisyonuna) ilişkin hususların MASAK Başkanlığı tarafından belirleneceği hüküm altına alınmıştır.
MASAK Başkanlığı tarafında henüz bu konuda yazılı bir belirleme yapılmamıştır.
Daha önceki bölümlerde yapılan açıklamalar dikkate alındığında, aslında bu tür incelemeler sonucunda düzenlenecek raporun kapsamında hangi hususlara yer verilmesi gerektiği de ortaya çıkmış olmaktadır. Bu hususların neler olduğunu bir kez daha toparlayacak olursak, bir inceleme raporunun kapsamında aşağıdaki hususların yer alması gerektiğini söylemek mümkün olacaktır. Ancak, her inceleme konusu diğerinden farklı özellikler taşıyacağı için, aşağıdaki genel çerçevesi çizilen dispozisyonda kısmi değişikliklerin olması mümkündür.
Bu kısımda, incelemeye ilişkin genel bilgilere yer verilecektir. Görevlendirme, göreve başlama süreci, bu incelemeye dayanak oluşturan gerekçe (ihbar, emniyet teşkilatı araştırmaları, savcılık talebi, başka bir kaynaktan gelen istek vb. hususlara ilişkin bilgiler), inceleme elemanının yaptığı incelemenin mahiyeti, bu incelemelerle ilgili olarak hazırlanan bu raporun yazılma gerekçesi (incelemenin bittiği, incelemeyle ilgili ara bilgi sunulduğu, inceleme gereğinin ortadan kalktığı, incelemenin tıkandığı vb) belirtilecektir.
Raporun bu kısmında, incelemenin başlangıcından sonuçlandırılmasına gelinceye kadar geçen süreç boyunca yapılan işlemler ve izlenen yöntemler hakkında bilgi verilecektir. İncelemeye kaynaklık eden bilgi ve belgelere ilişkin ön değerlendirmeler, bu değerlendirmelere ilişkin ilk tespitler, bu tespitler üzerine alınan ihtiyati önlemler, incelemenin derinleştirilmesine ilişkin girişimler, ulusal ve uluslararası alanda başvurulan bilgi temini yolları, bu yöntemlerle yapılan girişimlerin akıbetleri, bilgi ve belge teminini engelleyen olay, kişi ve kuruluşlar hakkında açıklamalar ve bunlara ilişkin yapılan işlemler, incelemenin gerekleri doğrultusunda kullanılan ve yardımına başvurulan idari birim ve güçler, bu birimlerle birlikte gerçekleştirilen ortak hareketler ve yönteme ilişkin diğer hususlar hakkında yapılacak açıklamalara bu bölümde yer verilecektir.
Raporun bu kısmında, inceleme konusunu oluşturan paraların toplam tutarları ve bunlar eğer yurt dışından gelmiş ise, bunların Türkiye’ye geliş şekilleri ile bu paralarla bağlantılı kişi ve kuruluşlar hakkında genel nitelikte bilgi ve belgelere yer verilecektir. Bu kişi ve kuruluşların nüfus ve sicil bilgileri, vergi kayıtları, aile ve sosyal ilişkilerine ilişkin bilgiler, adresleri, ulusal ve uluslararası boyutta giriştikleri ticari ve şahsi işlem ve faaliyetleri, servetleri, bunların kaynakları bu kısımda açıklanmaya çalışılacaktır.
Bu bölümde, incelemeye konu parasal değerlerin her birinin yurt dışı ya da yurt içindeki kaynağını oluşturan işlemlerin tespitlerine ilişkin açıklamalar yapılacaktır. Bunların birden fazla kaynağı bulunuyorsa her bir kaynak açısından, tespit edilebilen bilgi ve belgeleri içeren gerekli açıklamalar ayrı bölümler halinde yapılacaktır. Kaynağı belli olmayan paralar hakkında da eldeki veriler doğrultusunda tahminlere yer verilecektir.
Bu bölümde, kaynağı belli olan paralarla gerek Türkiye’de ve gerekse Türkiye dışında yapılan işlemler, bu işlemleri yürütenler, bunların harcanma ya da değerlendirilme yerleri, zamanları, mevcut şekil ve nemaları da dahil olmak üzere ulaştığı en son değerleri hakkında detaylı açıklamalara yer verilecektir. Ardından yine her bir işlem bazında, bu işlemlerin 4208 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerçekleştirilecek ve gerekiyorsa bu işlemlere karışan kişilerin sorumluluk seviyeleri ile ceza hükümlerinin uygulanması sırasında gözetilecek özel hususlar hakkında detaylı açıklamalar yapılacaktır.
Burada yapılacak değerlendirmelerde, incelemeye konu paranın karapara sayılıp sayılmayacağına, bu paraların kullanılma şekillerinin her birinin birer karapara aklaması olup olmadıklarına ilişkin olarak, ilgili Kanun maddelerine atıflar yapılmak suretiyle, adli makamların kesin bir değerlendirme yapmasını sağlayacak her türlü bilgi ve belgeler ile diğer hususlara ilişkin tespitlere ve ön değerlendirmelere yer verilecektir.
Bu kısımda, kaynağı belli olmayan paraların kullanım yerleri, bu paralarla gerçekleştirilen işlemlere karışanlar, bu paraların kaynağına ilişkin karar vermeyi sağlayıcı mahiyette tespit edilebilen bilgi ve belgeler, bu konuda elde edilemeyen bilgi ve belgeler ile tespit edilemeyen hususlar, bu konuda bilgi ve belge teminini amacıyla girişilen yöntemler, bunların mahiyetleri, bu yöntemlerle gelebilecek bilgi ve belgeler ışığında yapılacak işlemler, bu paraların kaynağı olabilecek fiillerin 4208 sayılı Kanun karşısındaki durumları, bu paraların mevcut durumları hakkında yapılacak işlemler hakkında detaylı açıklamalara yer verilecektir.
Bu bölümde, daha önceki bölümlerde yapılan geniş açıklamalar ve değerlendirmeler ışığında, ilgili bölümlere atıflar yapılmak suretiyle, 4208 sayılı Kanun kapsamında yapılacak işlemler hakkında özet değerlendirmelere yer verilecektir.
Daha önceki bölümlerde detaylı bir şekilde açıklandığı üzere, 4208 sayılı Kanun, Türkiye’nin ekonomik, mali ve hukuki sistemi kapsamına yeni ve çok boyutlu müesseseler kazandırmış; karaparanın aklanmasıyla ilgili girişilen mücadelede pek çok idari ve adli birime muhtelif görevler yüklemiştir.
Her yeni hukuki düzenlemede olduğu gibi, karaparayla mücadeleyle ilgili mevzuatımızda da tereddütle pek çok husus bulunmaktadır. Bu hususların kamuoyunda tartışılması ve yapılan değerlendirmelerin paylaşılması büyük bir ihtiyaçtır.
Kanunda belirtilen ve kendi alanlarında çok farklı sorumluluklar yüklenen birimler ve özellikle bu Kanun kapsamında inceleme yürütecek denetim elemanlarına bu konuda önemli görevler düşmektedir. Zira, bazı sorunların varlığı ve bunlara ne gibi çözümler getirilebileceği hususları ancak uygulamada tespit edilebilecek türdendir.