Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununda dış denetime ilişkin hususların kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Burada Sayıştay Kanun Tasarısı Taslağına atıfta bulunulmaktadır. Sayıştay Kanun Tasarısı Taslağı ile dış denetim düzenlenmiştir. Sayıştay’ın bağımsızlığı taslağın 34. maddesinde “Sayıştay denetim görevinin planlanması, programlanması ve yürütülmesinde talimat almaz” denilmek suretiyle yasal olarak vurgulanmıştır. Taslakta, denetimin idarenin bütün işlem ve faaliyetleri ile iç kontrol sistemlerinin incelenmesini ve performans denetimi kapsadığı belirtilmektedir (m.34).
Sayıştay Yasa Tasarısı Taslağı ile getirilmesi planlanan önemli bir değişiklik de Sayıştay’ın vize ve tescil işlemlerinin kaldırılmasıdır. Vize, 1050 sayılı Muhasebe- i Umumiye Kanununda “merkez dairelerinin, bu kanuna bağlı cetvelde gösterilen belirli giderler dışında, ödemeye ilişkin verile emirleri ile avans ve kredi senetleri ve ikinci derece ita amirlerine verilen ödeme emirleri kesinlikle Sayıştay’ın vizesine tabidir. Sayıştayca vize edilmedikçe bu belgelerde öngörülen ödemeler saymanlar tarafından yapılamaz” şeklinde tanımlanmıştır (m.74). Tescil ise yine aynı kanunun 61. maddesinde “…lirayı aşan gideri gerektirir bütün sözleşmeler yürürlüğe konulmadan önce Sayıştayca tescil edilir” denilmek suretiyle tanımlanmıştır. Daha ziyade idari nitelikte işlemler olan vize ve tescil işlemlerinin Sayıştay’ın görev alanından çıkarılması planlanmaktadır. Bu düzenleme ile Sayıştay sadece dış denetim yapan bir kurum haline getirilmektedir. Bu düzenleme dış denetim konusunda uluslararası standartlara uygun olarak yapılmıştır. Mali yapıdaki yeniden yapılanma sürecine baktığımızda IMF’ye verilen çeşitli niyet mektuplarında Sayıştay’ın önceden kontrol işlevinin ortadan kaldırılacağı ve iç denetim ile iç kontrol işlevlerinin harcamacı kuruluşlara kaydırılacağı[1]