BAĞLAMANIN GELİŞİM SÜRECİNE KISA BİR YORUM
Bağlama, Orta asyadan günümüze kadar sadece Türk ustaların “deneme yanılma” yöntemi ile bugünlere gelmiştir.Son Türk imparatorluğu Selçuklulardır.Osmanlı bir Istanbul hanedanı olarak anadoluya sırt çevirmiştir.Sadece saray müziği olarak sanat müziği bestekarları ve yapımcılarını desteklemiş ve yurt dışından ustalar ve teknolojik bilgilerin gelmesine sanat müziği enstrümanlarının gelişmesine yardımcı olmuştur.Halk müziğimiz en son Selçuklular döneminde ilgi görmüştür. Türk ustalardan bağlama yapımını öğrenmiş olan gayrimüslim yapımcılar da yetişmiş,fakat son derece kısa ömürlü olmuştur. Bağlamanın günah sayılması münferit bir olaydır.Türkler kendi müziklerine sahip çıkmış bir millettir.Birkaç softa “şeytan işi” diyerek bağlamayı aşağılamaya kalksa da bu dangalaklıkları itibar görmemiştir.Bu hususta o softalara cevaben, Aşık Dertli’nin çok güzel bir şiiri vardır.
Bağlama tarihinde şimdilerde “Kısa sap bağlama” denen bağlama yoktur. Bazı kısa saplı bağlamalar ise bahsedilen günümüz kısa saplı bağlaması ile alakalı değildir.
Mesela: Klavye boyu alt re perdesi ile üst eşik arasıdır. Azerbaycan “gara sazı” görünüşte sap olarak kısa gibi görünse de klavye boyu kısa değil uzundur.