Bu soruyu bir çok arkadaş soruyor. O yüzden genel olarak bu konuda bilgi sahibi olmak isteyenlere yönelik olarak yazıyorum.
Amerika’ya Green Card alarak legal olarak gelebilmenin bir kaç yolu var:
1) Birinci dereceden Amerikan vatandaşı akraba (anne, baba, çocuk vs.) yoluyla. Yaklaşık bir sene sürer.
2) İkinci derece akraba (kardeş vs.) yoluyla. Yaklaşık 10 sene sürer.
3) Green Card Çekilişi (Lottery) yoluyla.
4) Amerikan vatandaşı ile evlilik yoluyla. Bu yolla, fiance vizesiyle hemen gelebilirsiniz ama green card alana kadar çalışamazsınız, o da yaklaşık 6-7 ay sürer.
5) Yatırım yaparak Green Card almak. Bunun için Amerika’da asgari 500.000 dolar tutarında yatırım yapmanız gerekir.
Özellikle Amerika’da yaşamak isteyenlerin en çok sorduğu bir başka soru da, “Amerika’da yaşamanın Türkiye’ye göre artı ve eksileri nedir?”
Artılar:
1) Amerika’da “elit” iseniz yani gerçekten iyi bir işiniz varsa ve bunu Amerika’da da yapacak durumdaysanız (örneğin doktor, mühendis, mimar, vs) ya da el becerilerine dayalı (tamirat, tadilat, kuaförlük vs) bir işiniz varsa rahat edersiniz. Türkiye’de kazandığınızın yaklaşık 2-3 katını kazanırsınız ayrıca vergi oranları da daha düşüktür.
2) Amerika Türkiye’ye göre çok daha stressiz bir ülkedir. Kutuplaşamalar, toplumsal nefret, hoşgörüsüzlük, insanların birbirlerinin dinlerine, cinsel tercihlerine, ırklarına karşı tahammülsüzlük yoktur. Zaten bu durum yasal olarak da güvence altına alınmıştır.
3) Amerika’da herkes kurallara uyar. Bunu iyi olarak da kötü olarak da düşünebilirsiniz ama misal kimse Amerika’da kolay kolay vergi kaçıramaz. Dolandırıçlık, hırsızlık, üç kağıtçılık, adam kayırma, yandaşlık, sahtekarlık devletin en tepesinden toplumun en aşağısına bu derece “normalleşmemiştir“. Örneğin Amerika’da gazeteciler, milletvekilleri, sendikacılar, aydınlar, akademisyenler hapse atılmaz ve eğer atılsalardı bile toplum bunu asla normal karşılamazdı.
4) Amerika çok kültürlü, çok dinli, çok etnişteli bir ülke olduğu için ırkçlik ve şovenizm Türkiye’de olduğu gibi en üst noktada değildir. Türkiye’dekinin aksine burada yaptığınız iş üzerinden değerlendirilirsiniz. Irkınız, dininiz, cinsiyetiniz ya da cinsel tercihiniz üzerinden değil.
5) İnsanlara ve hayvanlara karşı tepkiler Türkiye’dekinden çok farklıdır. Türkiye’de insanlar sokaklarda birbirlerine nefret ile, öldürecekmiş gibi bakarlar. Hayvanlara karşı tavır zaten ortada. Oysa Amerika’da insanlar birbirlerinin yüzüne güler, hiç tanımadıkları insanlara selam verir. Aynı şey hayvanlara karşı da geçerlidir. Karşıdan karşıya geçen bir ördek ailesi için kimsenin kornaya basmadan 15 dakika beklediği bile olur. Bunlar Türkiye’ye alışmış insanlar için çok şaşırtıcı örneklerdir. En genel anlamda Amerika’da insan ve diğer canlıların yaşamına değer verilir.
6) Iş hayatında cinsel, ulusal, ırksal, dinsel, mezhepsel ayrımcalığa maruz kalmazsınız. Bu Amerika’da çok büyük bir suçtur, ve ispatlamanız durumunda yapan kurum size yüklü miktarda tazminat ödemek zorunda kalır.
7) Türkiye’de ezberlenen bir çok şey burada unutulmak zorunda kalınır. Özellikle kadının toplumsal yaşantısıyla ilgili. Kadın Türkiye’deki gibi bir cinsel obje. bir köle, bir mal olarak değil, toplumda erkekle eşit bir birey olarak görülür. Aile içi şiddetin cezası çok ama çok ağırdır. Affı, istisnası, aması, lakini yoktur. Misal Çocuğunuza karşı şiddet kullandığınız anlaşılırsa çocuğunuzu elinizden alırlar.
8) Özellikle “insan sağlığı” söz konusu olduğunda, hata, ihmal, bahane kabul edilmez. Restoranlar, yeme içme sektöründeki işletmeler, keza insan sağlığı ile ilgili farklı sektörlerde çalışan diğer işletmeler çok SIKI denetim altındadır. Bir hata durumunda yine mağdurların, tazminat isteme hakkı doğar. En geniş anlamda, Türkiye’de alışık olunmadığı üzere, herkes, herkesi herhangi bir sebepten ötürü dava edebilir. Ve haklıysa kazanır.
9) Amerika’da yargı, bağımsızdır. Başkan bile olsanız, sıradan bir vatandaşla yargı karşısında eşitsinizdir. Bu durum hem anayasal anlamda güvence altına alınmıştır, hem de toplumsal olarak böyle kabul edildiği için, kimse kolay kolay bunu değiştiremez.
10) Bir çok şey Türkiye’ye göre çok daha ucuzdur. Hem de gelirin daha yüksek olmasına rağmen. Bunlar arasında benzin, araba, ev, elektronik, markalı giyim kuşam vs yer alır.
Eksiler:
1) Sosyal hayat Türkiye’ye göre daha zayıftır. Türkiye’ye göre yapacak daha az etkinlik vardır. İnsan ilişkileri görece daha zayıftır.
2) Sadece Türk toplumu ile sınırlı kalacaksanız kendi seviyenize uygun “kaliteli insan” bulmak oldukça zordur. Zaten olanlar da gruplaşmıştır.
3) Amerika’da çoğu etnik grup birbirini korur oysa Türkler birbirlerini korumaz, bilakis birbirlerinin kuyusunu kazar. Başarıyı çekemez, kıskanırlar. İşten atılan bir Türkün başka bir Türk hakkında “beni atıyorsunuz da neden falancayı atmıyorsunuz? O benden daha az çalışıyor” dediğine bizzat şahidim.
4) Yeme, içme, gezme, tozma Türkiye’ye göre biraz daha pahalıdır. Gerçi yeme içme de değişir örneğin et fiyatları Türkiye’ye göre daha ucuzdur ama özellikle sebze meyve Türkiye’ye göre daha pahalıdır. Ancak Türkiye’de milli tarımın bitirilmesne paralel olarak bu açığın hızla kapanacağını düşünüyorum. Nasıl hayvancılık bitirildikten sonra et fiyatları fırladıysa…
5) Türkiye’nin kurallarına, adetlerine, alışkanlıklarına göre yaşarsanız Amerika’da başınızın belaya girmesi garanti gibidir. Hiç olmazsa gün aşırı trafik cezası alırsınız ve ehliyetiniz iptal edilir. Ya da farkında olmadan ırkçı hakaret ettiğiniz birisi size dava açar ve ona yüklü bir tazminat ödemek zorunda kalırsınız gibi. Vergi mergi, dolandırıçlık, sahtekarlık, onları hiç saymıyorum. Direk hapis. Ama dediığm gibi bu Türk kafasıyla yasamak isteyenler için bir eksidir yoksa artı olarak bile görülebilir.
6) Bir kaç şehir dışında Amerika’nın pek yaşanmaya değer güzel şehri yok. Yaşanacak şehirler de özellikle ev fiyatları açısından çok pahalı. Gördüklerim içinde benim “yaşanacak şehirler” listem şu şekilde: (karışık)
Bunların dışında kalan şehirlerde neredeyse hiç bir şey yoktur. Bu saydığımız şehirlerin çoğu da oldukça pahalı şehirler. Özellikle suç oranlarının düşük olduğu, yaşanacak bölgeleri.
7) Kapitalizmin gelişmişliğe paralel olarak insanın insana yabancılaşması had safhadadır. Kapitalizm vahşi bir ormandir ve Amerika’da kendinizi bu ormanın tam ortasında bulursunuz. Gerçi aynı şey artık Türkiye için de geçerli.
8) Eğer serbest ticaret düşünülüyorsa, mutlaka fark yaratacak fikirlerin ve uygulamarın olması lazım. Örneğin restoran açılacaksa bir fark yaratmalı. O kadar çok var ki. Zaten tüm açılan restoranların da %60’i ilk 2 sene içinde kapanmaktadır. Aynı şey teknik işler için de geçerli. Amerika dünyanın her köşesinden kalifiye emek gücü toplayan bir ülke. Bu rekabette öne geçmeniz için mutlaka fark yaratmanız lazım. Türkiye’deki gibi kayırma, torpil vs olmadığı da düşünülgünde gerisi tamamen size kalmıştır.
9) Bütün bunlar doğrultusunda Amerikan kültürüne, amerikan yaşam tarzına uyum oldukça zor ve bir o kadar da önemlidir. Eğer bu süreç atlatılırsa Amerika önünüzde ciddi fırsatlar açar.