5018 Sayılı Kamu Mali Yönetim Kanununda Yer Alan Yetki ve Sorumluluklar Nelerdir?
I. Giris
Yeni Türk kamu mali yönetim ve kontrol sisteminin yasal çerçevesi 5018 sayılı Kamu
Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu (KMYKK) ile belirlenmistir. Kamu kaynaklarının
kalkınma planları ve programlarda yer alan politika ve hedefler dogrultusunda; etkili,
ekonomik ve verimli bir sekilde elde edilmesi ve kullanılmasını, hesap verebilirligi ve mali
saydamlıgı saglamak üzere, kamu mali yönetiminin yapısı ve isleyisi, kamu bütçelerinin
hazırlanması, uygulanması, tüm mali islemlerin muhasebelestirilmesi, raporlanması ve mali
kontrolü söz konusu Kanunla düzenlenerek Türk kamu mali yönetim ve kontrol sistemi
yeniden yapılandırılmıstır.
Bilindigi gibi 2003 yılının sonlarında kabul edilen KMYKK ile öngörülen yeni
sistemin uygulanabilmesi ancak 2006 yılının bası itibariyle mümkün olabilmistir. Halen
uygulanmayan ve muayyen bir geçis süreci öngörülen düzenlemeler de bulunmaktadır.
Ancak, yeni sistemin esas olarak 2006 yılı itibariyle uygulanmaya baslandıgı söylenebilir.
Belirli bir geçis süreci ve takvim sonunda uygulanmaya baslanan sistemin tamamıyla hayata
geçirilebilmesinin birkaç yıl daha alacagı görülmekle beraber, tasarlanan sistemin belli baslı
müessese ve fonksiyonlarının 2006 yılının bası itibariyle hayata geçirildiginin kabulü gerekir.
Yeni kamu mali yönetim ve kontrol sisteminin hukuki altyapısı KMYKK çerçevesinde
ilgili kurumlarca yürütülen ikincil (ikincil mevzuatın büyük çogunlugu yürürlüge
konulmustur) ve üçüncül mevzuat çalısmalarıyla tamamlanacaktır. Bu çalısmaların
tamamlanması ve sistemin bir bütün olarak hayata geçirilmesinin ardından, öngörülen yeni
sistem her yönüyle sınanabilecektir.
KMYKK’nun getirdigi en önemli yeniliklerden birisi de kamu mali yönetim ve
kontrol sisteminde rol alan aktörlerin görev, yetki ve sorumluluklarının yeniden belirlenmis
ve sorumlulukların aktörler arasında paylastırılmıs olmasıdır. Ayrıca sistemde rol alan
aktörlerin birbiriyle iliskileri, sistem içindeki konumları ve fonksiyonları benimsenen yeni
anlayıs ve esaslar dogrultusunda yeniden tarif edilmistir.
Bununla birlikte belirtilmelidir ki, 5018 sayılı Kanun, mali yönetim ve kontrol
sisteminde görev alan aktörlerin görev, yetki ve sorumlulukları ayrı ayrı ve açıkça
düzenlemesine karsın, öngörülen sorumlulukların mahiyetini, niteligini ve sonucunu tam ve
net olarak ortaya koymamıstır. Sorumlulukların içerigi ve sonuçları muglak bırakılmıstır
denilebilir.
2
Bu çalısmada kamu mali yönetim ve kontrol sisteminde rol alan aktörlerin
KMYKK’da belirlenen görev, yetki ve sorumlulukları ele alınacaktır. Ancak, bu görev ve
sorumlulukların tam olarak ortaya konulabilmesi KMYKK’da öngörülen yeni esas ve
yaklasımlara kısaca temas edilmesiyle mümkündür. Bu nedenle çalısmada evvela kamu
kaynagının kullanılmasına iliskin esaslara temas edilecek, ardından da yeni kamu mali
yönetim ve kontrol sisteminde görev alan aktörlerin görev, yetki ve sorumluluklarına yer
verilecektir.
Yeni mali yönetim ve kontrol sisteminde çesitli biçimlerde rol üstlenecek aktörlerin
Kanunda yer alan görev, yetki ve sorumluluklarını toplu olarak ortaya koymak amacıyla konu
ilgili düzenlemeler çerçevesinde ele alınacaktır. Gerek görülen yerlerde konuya iliskin
kanaatimiz ve elestirel degerlendirmelere de yer verilecektir.
II. Genel Çerçeve ve Sistemin Dayandıgı Esaslar
KMYKK ile öngörülen mali yönetim ve kontrol sisteminin dayandıgı temel esasları
Kanunun amacını belirleyen 1 inci maddesindeki hükümden yola çıkarak tespit etmek
mümkündür. Buna göre, Kanunun amacı, kalkınma planları ve programlarda yer alan politika
ve hedefler dogrultusunda;
– Kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir sekilde elde edilmesi ve
kullanılmasını,
– Hesap verebilirligi ve
– Mali saydamlıgı,
saglamak üzere, kamu mali yönetiminin yapısını ve isleyisini, kamu bütçelerinin1
hazırlanmasını, uygulanmasını, tüm mali islemlerin muhasebelestirilmesini, raporlanmasını ve
mali kontrolü düzenlemektir.
Getirilen sistem kamu kaynaklarının plan ve programlarda yer alan temel politika ve
hedefler dogrultusunda etkili, ekonomik ve verimli bir sekilde elde edilmesi ve kullanılmasını,
hesap verilebilirligi ve mali saydamlıgı saglamak gibi temel esaslara dayanmaktadır.
KMYKK ile bu temel esasları saglamaya yönelik düzenlemeler yapılmıs ve kamu mali
yönetimi ve kontrol sistemi bu yönde yeniden teskil ve teçhiz edilmistir.
1927 yılından beri uygulanmakta olan 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunundan
farklı olarak kamu mali yönetim sistemi bütüncül bir yaklasımla düzenlenmekte ve yıllardır
özel hükümlerle ayrıcalık tanınan ve istisnai düzenlemelere tabi tutulan kurum ve
kuruluslarda Kanun kapsamına dahil edilmektedir. Böylece, Kanunla, merkezi yönetim
kapsamındaki kamu idareleri (genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, özel bütçe
kapsamındaki kamu idareleri ve düzenleyici ve denetleyici kurumlar) ile sosyal güvenlik
kurumları ve mahalli idarelerden olusan genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin mali
1 5018 sayılı Kanuna göre bütçelerin hazırlanması ve uygulanmasına iliskin tafsilatlı bir inceleme için bkz:
Candan, Ekrem, “Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa Göre Kamu dare Bütçelerinin
Hazırlanması ve Bütçelerin Uygulama Esasları I, Maliye ve Sigorta Yorumları Dergisi, 15 Haziran 2005,
Sayı: 442; Candan, Ekrem, “Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa Göre Kamu dare Bütçelerinin
Hazırlanması ve Bütçelerin Uygulama Esasları II, Maliye ve Sigorta Yorumları Dergisi, 1 Temmuz 2005,
yönetim ve kontrol sistemi düzenlenmektedir. Ancak, yine çesitli nedenlerle bazı kurumlara
bir kısım ayrıcalıklar tanınmaktadır.
KMYKK ile bütçe, kamu kaynakları, kamu gideri, kamu gelir, özel gelir gibi
kavramlar yeniden tanımlanmakta ve sisteme stratejik plan, mali kontrol, performans esaslı
bütçeleme, performans denetimi gibi yeni bazı mali enstrümanlar dahil edilmektedir. Kamu
maliyesinin kapsamı, kamu maliyesinin yürütülmesinde uyulacak esaslar ve kamu maliyesinin
temel ilkeleri Kanunla belirlenmekte2 ve Hazine birligi ilkesi yeniden tanımlanmaktadır.
Kanunda, kamu kaynaklarının kullanılmasının genel esasları;
– Mali saydamlık,
– Hesap verme sorumlulugu,
– Stratejik planlama ve performans esaslı bütçeleme,
olarak belirlenmistir.
Mali saydamlık esası geregi, her türlü kamu kaynagının elde edilmesi ve
kullanılmasında denetimin saglanması amacıyla kamuoyunun zamanında bilgilendirilmesi
öngörülmüs ve bu amaçla Kanunda mali saydamlıgı saglamaya yönelik olarak belirtilen
esaslara uyma zorunlulugu getirilmistir. Ayrıca, mali saydamlıgın saglanması için gerekli
düzenlemelerin yapılması ve önlemlerin alınmasından kamu idareleri sorumlu tutulmus ve bu
hususları izleme görev ve yetkisi Maliye Bakanlıgına verilmistir.
Hesap verme sorumlulugu esası geregince, her türlü kamu kaynagının elde edilmesi ve
kullanılmasında görevli ve yetkili olanların, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka
uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, muhasebelestirilmesinden,
raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumlu
oldugu ve yetkili kılınmıs mercilere hesap vermek zorunda oldugu öngörülmüstür.
Diger yandan, stratejik planlama ve performans esaslı bütçeleme esası uyarınca, kamu
idarelerinin; kalkınma planları, programlar, ilgili mevzuat ve benimsedikleri temel ilkeler
çerçevesinde gelecege iliskin misyon ve vizyonlarını olusturmak, stratejik amaçlar ve
ölçülebilir hedefler saptamak, performanslarını önceden belirlenmis olan göstergeler
dogrultusunda ölçmek ve bu sürecin izleme ve degerlendirmesini yapmak amacıyla katılımcı
yöntemlerle stratejik plan hazırlayacakları öngörülmüs ve kamu idarelerinin, kamu
hizmetlerinin istenilen düzeyde ve kalitede sunulabilmesi için bütçeleri ile program ve proje
bazında kaynak tahsislerini; stratejik planlarına, yıllık amaç ve hedefleri ile performans
göstergelerine dayandırmak zorunda oldukları hükme baglanmıstır. 3
2 Kanunda “kamu maliyesi” tanımına yer verilmesi ve maliye yazınında/doktrinde kabul edilen temel ilkelerin
“kamu maliyesinin temel ilkeleri” baslıgı altında Kanun metnine dahil edilmesi kanun sistematigine ve teknigine
aykırılık gerekçesiyle tenkit edilmekte ve Kanunun bu yönüyle bir kitap gibi hazırlandıgı dile getirilmektedir.
3 Stratejik planlama ve performans esaslı bütçelemeye yönelik hükümler henüz islerlik kazanmamıs, sadece bazı
kuruluslarda pilot uygulamalar yapılmıstır. Maliye Bakanlıgı ile Devlet Planlama Teskilatı Müstesarlıgının bu
konudaki düzenleme çalısmaları devam etmektedir. Kamuda stratejik planlamaya geçilmesinin ve bütçelerin
performans esaslı bütçeleme esasına göre hazırlanmasına baslanmasının zaman alacagı anlasılmaktadır.
Maliye Bakanlıgı, Devlet Planlama Teskilatı Müstesarlıgı ve ilgili kamu idaresi
tarafından birlikte tespit edilecek olan performans göstergelerinin, kurulusların bütçelerinde
yer alacagı ve performans denetimlerinin bu göstergeler çerçevesinde gerçeklestirilecegi
öngörülmüstür.
Keza, Kanun kapsamındaki kamu idarelerinde iç kontrol sisteminin kurulması
öngörülmüstür. iç kontrol, idarenin amaçlarına, belirlenmis politikalara ve mevzuata uygun
olarak faaliyetlerin etkili, ekonomik ve verimli bir sekilde yürütülmesini, varlık ve
kaynakların korunmasını, muhasebe kayıtlarının dogru ve tam olarak tutulmasını, malî bilgi
ve yönetim bilgisinin zamanında ve güvenilir olarak üretilmesini saglamak üzere idare
tarafından olusturulan organizasyon, yöntem ve süreçle iç denetimi kapsayan malî ve diger
kontroller bütünü olarak tanımlanmıs ve iç kontrolün amacı belirtilmistir.
Kamu idarelerinin malî yönetim ve kontrol sistemlerinin; harcama birimleri, muhasebe
ve malî hizmetler ile ön malî kontrol ve iç denetimden olusacagı öngörülmüstür. Böylece,
mali yönetim ve kontrol sistemini olusturan temel birimler/fonksiyonlar belirlenmistir.
Yeni mali yönetim ve kontrol sisteminin bir unsuru olarak kamu idarelerinde iç
denetim yapılması öngörülmüstür.4 iç denetim, kamu idaresinin çalısmalarına deger katmak
ve gelistirmek için kaynakların ekonomiklik, etkililik ve verimlilik esaslarına göre yönetilip
yönetilmedigini degerlendirmek ve rehberlik yapmak amacıyla yapılan bagımsız, nesnel
güvence saglama ve danısmanlık faaliyeti olarak tanımlanmıstır. ç denetim faaliyetinin,
idarelerin yönetim ve kontrol yapıları ile malî islemlerinin risk yönetimi, yönetim ve kontrol
süreçlerinin etkinligini degerlendirmek ve gelistirmek yönünde sistematik, sürekli ve disiplinli
bir yaklasımla ve genel kabul görmüs standartlara uygun olarak gerçeklestirilmesi ve iç
denetimin, iç denetçiler tarafından yapılması esası kabul edilmistir.
Kamu kaynagı kullanımının genel esaslarını ve yeni sistemin dayandıgı temel
müessese ve yaklasımları belirttikten sonra kamu mali yönetim ve kontrol sisteminde görev
alan yahut çesitli görevleri ifa eden ve kendilerine Kanunla verilen yetkileri kullanan
aktörlerin görev, yetki ve sorumluluklarının incelemesine geçebiliriz.
III. Mali Yönetim ve Kontrol Sisteminde Görev Alanlar ve Bunların Görev,
Yetki ve Sorumlulukları
KMYKK’na göre yeni kamu mali yönetim ve kontrol sisteminde görev alan aktörler
sunlardır. Bakan, üst yönetici, harcama yetkilisi, gerçeklestirme görevlileri, mali hizmetler
birimi yöneticisi, muhasebe yetkilisi, harcama yetkilisi mutemedi, muhasebe yetkilisi
mutemedi, mal yönetiminde görev alanlar ve iç denetçiler. Ayrıca dıs denetim yapan Sayıstay
meslek mensupları da denetim fonksiyonu üstlenmektedir.
Bunlardan harcama yetkilisi, mali hizmetler birimi yöneticisi, gerçeklestirme
görevlileri ve muhasebe yetkilisi harcama sürecinde görev almaktadır. Bakan ve üst
yöneticiler ise harcama sürecinde fiilen görev almamakta, ancak strateji, politika ve hedef
4 KMYKK’un kamu idarelerinde iç denetim faaliyetinin kurulmasına iliskin hükmü de henüz islerlik
kazanmamıstır. Maliye Bakanlıgı ile ç Denetim Koordinasyon Kurulu tarafından yapılan çalısmalar devam
etmekte olup, 2006 yılı sonuna kadar pilot kuruluslarda ve diger bazı kurumlarda iç denetimin kurulması ve 5436
sayılı Kanunun Geçici 1 inci maddesinin 8 inci fıkrası uyarınca iç denetçi kadrolarına atama yapılması
öngörülmektedir.
belirlemek suretiyle yönlendirici bir islev görmekte, ayrıca Kanunla verilen diger görevleri
yapmaktadırlar. Harcama yetkilisi mutemetleri de ön ödeme yapılan durumlarda harcama
sürecinde görev üstlenmekte, muhasebe mutemetleri ise muhasebe yetkilisi adına islem
yapmaktadır. iç denetçiler ile dıs denetim yapacak olan Sayıstay meslek mensupları ise
harcama sonrasında denetim görevini ifa ederek rol üstleneceklerdir.
Mali yönetim ve kontrol sisteminde görev alan söz konusu aktörlerin görev, yetki ve
sorumlulukları KMYKK hükümleri çerçevesinde asagıda incelenmistir.
1. Bakanların ve Üst Yöneticilerin Görev, Yetki ve Sorumlulukları
1. 1. Bakanların Görev, Yetki ve Sorumlulukları
Bilindigi gibi bakanların görev, yetki ve siyasi sorumluluklarına iliskin esas çerçeve
Anayasa ile düzenlenmistir. Anayasa geregi, Basbakan, Bakanlar Kurulunun baskanı olarak,
bakanlıklar arasında isbirligin saglar ve hükümetin genel siyasetinin yürütülmesini gözetir.
Bakanlar Kurulu, bu siyasetin yürütülmesinden birlikte sorumludur. Her bakan, Basbakana
karsı sorumlu olup ayrıca kendi yetkisi içindeki islerden ve emri altındakilerin eylem ve
islemlerinden de sorumludur. Basbakan, bakanların görevlerinin Anayasa ve kanunlara uygun
olarak yerine getirilmesini gözetmek ve düzeltici önlemleri almakla yükümlüdür (Anayasa
md. 112).
Bakanların siyasi, hukuki ve cezai olmak üzere üç tür sorumluluk hali bulunmaktadır.
Siyasi sorumluluk Türkiye Büyük Millet Meclisine karsıdır. Bakanların siyasi sorumlulugu
Anayasanın 98 inci maddesinde düzenlenen bilgi edinme ve denetim yolları ile gündeme
getirilebilir. Bakanların hukuki sorumlulukları adli ve idari yargıda görülür. Cezai
sorumlulukları ise Anayasa hükmü geregi Yücen Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesinde
belirlenir.
Diger yandan, bakanların görev, yetki ve sorumlulukları 3046 sayılı Kanun ve
bakanlıkların kendi kurulus ve teskilat yasalarında gösterilmistir. 3046 sayılı Kanun geregi
(md. 21) bakanlar, bakanlık kurulusunun en üst amiridir ve bakanlar, bakanlık hizmetlerini
mevzuata, Hükümetin genel siyasetine, milli güvenlik siyasetine, kalkınma planlarına ve yıllık
programlara uygun olarak yürütmekle ve bakanlıgın faaliyet alanına giren konularda diger
bakanlıklarla isbirligi ve koordinasyonu saglamakla görevli ve Basbakana karsı
sorumludurlar. Her bakan, ayrıca emri altındakilerin faaliyet ve islemlerinden de sorumlu
olup, bakanlık merkez, tasra ve yurt dısı teskilatı ile baglı ve ilgili kurulusların faaliyetlerini,
islemlerini ve hesaplarını denetlemekle görevli ve yetkilidir. Bakanların 3046 sayılı
Kanundaki bu görev, yetki ve sorumluluklarına bakanlıkların teskilatına iliskin kurulus ve
teskilat yasalarında da yer verilmektedir.
Bakanlara Anayasa, 3046 sayılı Kanun ve bakanlıkların teskilat yasalarındaki görev,
yetki ve sorumlulukları yanında KMYKK ile de yeni bir sorumluluk yüklenmistir. Bu
sorumluluk hesap verme sorumlulugudur. KMYKK’da; bakanlar, Hükümet politikasının
uygulanması ile bakanlıklarının ve bakanlıklarına baglı, ilgili veya iliskili kurulusların
stratejik planları ile bütçelerinin kalkınma planlarına, yıllık programlara uygun olarak
hazırlanması ve uygulanmasından, bu çerçevede diger bakanlıklarla koordinasyon ve
isbirligini saglamaktan sorumlu tutulmuslardır.
Bu sorumluluk, Yüksekögretim Kurulu, üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitüleri
için Milli Egitim Bakanına, mahalli idareler için çisleri Bakanına aittir. Kanunda bakanların,
6
kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanılması konusunda Basbakana ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne karsı sorumlu oldukları öngörülmüstür. Ayrıca, bakanlar;
idarelerinin amaçları, hedefleri, stratejileri, varlıkları, yükümlülükleri ve yıllık performans
planları konusunda her mali yılın ilk ayı içinde kamuoyunu bilgilendirmekle yükümlü
tutulmuslardır (5018 s. Kanun md.10).5
TBMM, KMYKK’nun 41 inci maddesine göre hazırlanan faaliyet raporları ve
Sayıstay tarafından dıs denetim sonuçları dikkate alınarak yapılan degerlendirmeler
çerçevesinde kamu kaynagının elde edilmesi ve kullanılmasına iliskin olarak kamu
idarelerinin yönetim ve hesap verme sorumluluklarını görüsür. Bu görüsmelere ilgili bakan ve
üst yönetici veya görevlendirecegi yardımcısı katılır. KMYKK’nun 41 inci maddesi geregince
kamu idarelerinin yönetim ve hesap verme sorumlulukları (bakan ve üst yöneticilerin) TBMM
tarafından görüsülüp karara baglanacaktır.
1050 sayılı Kanun uygulamasından farklı olarak yeni sistemde bakanlara ita
amirligi/harcama yetkisi verilmemistir. Bu yetki, bütçeyle ödenek tahsis edilen birim
yöneticilerine, yani bakan ve üst yöneticiler dısında kalan diger yöneticilere verilmistir. Eski
sistemde giderleri ödetme yetkisi ita amiri olarak bakanda olmasına karsın, istisnai haller
(sorumluluk üstlenme gibi) dısında bakanların siyasi sorumluluk dısında herhangi bir
sorumlulugu bulunmamaktaydı. Bu anlamda yetki ve sorumluluk konusunda adil olmayan bir
yaklasım benimsenmis idi. Yeni mali yönetim ve kontrol sistemi bakanların gideri ödetme
yetkisini kaldırmıs ve bunu açıkça yapılan düzenlemeyle harcama yetkililerine vermistir.
Bakanların harcama sürecinde harcama yetkililigi görevi, yetkisi bulunmaması nedeniyle bu
konuda herhangi bir sorumlulugu da bulunmayacaktır.
Bakanların esas sorumlulugu yukarıda belirtildigi üzere sistemin çatısını/esasını
olusturan hesap verme sorumlulugundan dogmaktadır. Bakanlar, Kanunda (md.10) belirtilen
hususları gerçeklestirme ve gözetme konusunda sorumlu tutulmuslardır. KMYKK ile
bakanlar için öngörülen görev-yetki-sorumluluk dengesinin saglandıgı söylenebilir. Lakin bu
konuda vurgulanması gerekli önemli bir husus sudur. 1050 sayılı Kanun uygulamasında
bakanlar yetki kullandıkları halde sorumlu tutulmamakta iken yeni sistemde bakanlar harcama
sürecinde yer almadıgı, harcama yetkisi bulunmadıgı halde sorumlu tutulacaklardır.
Bu sorumluluk harcamaların mevzuata aykırılıgından kaynaklanan mali bir
sorumluluk olmamakla birlikte, harcama yetkisi olmayan bakanın bakanlıgına tahsis edilen
kaynakların etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasını nasıl saglayacagı/saglayabilecegi açık
degildir. Bakanların bu sorumlulugunun gereklerini genel hükümlerle kendilerine verilen
(Anayasa, 3046 s. Kanun, teskilat yasaları, personel kanunları, 4483 s. Kanun gibi) görev ve
yetkilerle gerçeklestirecekleri söylenebilir, ancak buna ragmen yeni sistemde bu konuda bir
bosluk oldugu kabul edilmelidir. Belirtilen sekildeki görev-yetki-sorumluluk dengesinin
uygulamada nasıl gerçeklesecegi, ne gibi sorunlar dogacagı ancak sistemin bir bütün olarak
tatbik edilmesiyle ortaya çıkacaktır.
1.2. Üst Yöneticilerin Görev, Yetki ve Sorumlulukları
Malum oldugu üzere, müstesarların (KMYKK’na göre üst yönetici) görev, yetki ve
sorumluluklarının yasal çerçevesi 3046 sayılı Kanun ve bakanlıkların kurulus ve teskilatına
iliskin kanun veya kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenmistir. 3046 sayılı Kanun (md.
5 Kanunun amir hükmünden dogan kamuoyunu bilgilendirme yükümlülügü 2006 yılı için yapılmamıstır.
7
22) uyarınca, müstesar, bakanın emrinde ve onun yardımcısı olup bakanlık hizmetlerini bakan
adına ve bakanının direktif ve emirleri yönünde, bakanlıgın amaç ve politikalarına, kalkınma
planlarına ve yıllık programlara, mevzuat hükümlerine uygun olarak düzenler ve yürütür. Bu
amaçla bakanlık teftis kurulu hariç bakanlık kuruluslarına gereken emirleri verir ve bunların
uygulanmasını gözetir ve saglar. Müstesar bu hizmetlerin yürütülmesinden bakana karsı
sorumludur.
Görüldügü gibi 3046 sayılı Kanun ve benzer hükümlerin yer aldıgı bakanlıkların
teskilat ve görevlerine iliskin kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde yer alan
düzenlemelerle müstesarlara verilen sorumluluk bakana karsı bir idari sorumluluktur. Bu
mesuliyet söz konusu yasal düzenlemelerle verilen görev ve yetkilerin kullanılması ve
hizmetlerin yerine getirilmesinden dogmaktadır. Müstesarlar dısında kalan diger üst
yöneticilerin idari sorumlulukları da kurumlarının teskilat ve kurulusuna iliskin yasal
düzenlemelerle ayrı ayrı belirlenmistir. Örnegin üniversite rektörlerinin görev, yetki ve
sorumlulukları 2547 sayılı Yüksekögretim Kanununda düzenlenmistir.
Kanunda (md. 11) bakanlıklarda müstesar, diger kamu idarelerinde en üst yönetici, il
özel idarelerinde vali ve belediyelerde belediye baskanı üst yönetici olarak tanımlanmıs,
ancak, Milli Savunma Bakanlıgında üst yöneticinin Bakan oldugu hükme baglanmıstır.
KMYKK’da, müstesar ve diger üst yöneticilere söz konusu sorumluluklara ek olarak, üst
yönetici sıfatıyla yeni bir sorumluluk yüklenmistir.
Kanun geregi, üst yöneticiler, idarelerinin stratejik planlarının ve bütçelerinin
kalkınma planına, yıllık programlara, kurumun stratejik plan ve performans hedefleri ile
hizmet gereklerine uygun olarak hazırlanması ve uygulanmasından, sorumlulukları altındaki
kaynakların etkili, ekonomik ve verimli sekilde elde edilmesi ve kullanımını saglamaktan,
kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden mali yönetim ve kontrol sisteminin isleyisinin
gözetilmesi, izlenmesi ve Kanunda belirtilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinden
sorumludurlar. Bu sorumluluk bakanlıklara baglı kurum ve kurulusların üst yöneticileri
bakımından bakana karsı, mahalli idarelerde ise ilgili meclislere karsıdır.
Üst yöneticiler sistemdeki gözetleyici/denetleyici rolleri (konumları) geregi harcama
sürecinde dahil edilmemis ve harcama yetkisi üst yöneticilere (kurumların yapısı geregi
harcama yetkisinin üst yöneticilerce üstlenilmesi istisnai hali hariç) verilmemistir.
Üst yöneticilerin görev ve yetkileri göz önünde bulunduruldugunda üst yöneticilerin
yeni kamu mali yönetim ve kontrol sisteminin belirleyici/en güçlü aktörü oldugu
görülmektedir. Sistemin etkin bir sekilde isletilebilmesi, hedeflenenlerin gerçeklestirilebilmesi
ve umulan faydaların saglanabilmesi üst yöneticilerin yeni sistem içindeki konumları ve
üstlenecekleri rolle yakından ilgilidir. Zira, Kanun üst yöneticilere önemli roller ve
sorumluluklar yüklemistir.
Üst yöneticiler, Kanunla kendilerine yüklenen bu sorumlulugun gereklerini harcama
yetkilileri, mali hizmetler birimi ve iç denetçiler aracılıgıyla yerine getirirler. Ayrıca, üst
yöneticiler, yeterli ve etkili bir kontrol sisteminin olusturulabilmesi için; mesleki degerlere ve
dürüst yönetim anlayısına sahip olunması, mali yetki ve sorumlulukların bilgili ve yeterli
yöneticilerle personele verilmesi, belirlenmis standartlara uyulmasının saglanması, mevzuata
aykırı faaliyetlerin önlenmesi ve kapsamlı bir yönetim anlayısı ile uygun bir çalısma
ortamının ve saydamlıgın saglanması bakımından görev, yetki ve sorumluluklar göz önünde
8
bulundurulmak suretiyle gerekli önlemleri almakla yükümlü tutulmuslardır (5018 s. Kanun
md. 57).
Bundan baska, Maliye Bakanlıgınca yayımlanan ç Kontrol ve Ön Mali Kontrole
iliskin Usul ve Esaslarda da, Kanunda yer alan söz konusu düzenlemeler çerçevesinde iç
kontrole iliskin olarak üst yöneticilere yetki ve sorumluluklar verilmistir. Buna göre (md. 8);
Üst yöneticiler, iç kontrol sisteminin kurulması ve gözetilmesinden sorumludurlar. Ayrıca, üst
yöneticiler her yıl, is ve islemlerinin amaçlara, iyi malî yönetim ilkelerine, kontrol
düzenlemelerine ve mevzuata uygun bir sekilde gerçeklestirildigini içeren iç kontrol güvence
beyanını düzenler ve birim faaliyet raporları ile idare faaliyet raporlarına eklerler.
Diger yandan, üst yöneticiler Kanun geregi (md. 41) her yıl faaliyet raporu
düzenlemekle de mükellef kılınmıslardır. Buna göre, üst yöneticiler hesap verme
sorumlulukları çerçevesinde her yıl Kanunda öngörülen esaslar çerçevesinde idare faaliyet
raporu düzenlerler ve kamuoyuna açıklarlar. Bu raporlar, stratejik planlama ve performans
programları uyarınca yürütülen faaliyetleri, belirlenmis performans göstergelerine göre hedef
ve gerçeklesme durumu ile meydana gelen sapmaların nedenlerini açıklayacak sekilde
hazırlanır.
Bu raporlar Kanunda belirtilen mercilere gönderilir ve diger raporların
düzenlenmesinde esas alınır. Türkiye Büyük Millet Meclisi kendisine sunulan raporlar ve
yapılan degerlendirmeler çerçevesinde, kamu kaynagının elde edilmesi ve kullanılmasına
iliskin olarak kamu idarelerinin yönetim ve hesap verme sorumluluklarını görüsür. Bu
görüsmelere üst yönetici veya görevlendirecegi yardımcısının ilgili bakanla birlikte katılması
zorunludur.
Faaliyet raporlarına iliskin bu yasal düzenlemelerle bütçe uygulamaları sonucunda
düzenlenecek faaliyet raporları ve Sayıstay tarafından yapılan denetim sonuçları çerçevesinde
yapılacak degerlendirmeler ısıgında kamu idarelerinin yönetim ve hesap verme
sorumluluklarının TBMM tarafından görüsülmesi öngörülmüstür.
Yukarıda belirtildigi gibi Kanunda açık olmamakla birlikte TBMM’de yapılacak
görüsmelerde bakanların anayasa ve teskilat yasalarında yer alan hükümler çerçevesinde
siyasi sorumlulugu gündeme gelebilecegi gibi, KMYKK’da tanımlanan hesap verme
sorumlulugu da tartısılabilecektir. Üst yöneticilerin ise hem hesap verme sorumlulugu hem de
yönetim sorumlulugu TBMM’de yapılacak görüsmelere konu olacaktır. Üst yöneticilerin
hesap verme sorumluluklarının TBMM’nce karara baglanmasında yeni Sayıstay Kanunu
Teklifinde öngörüldügü üzere Sayıstay tarafından yapılacak denetimler sonucunda
düzenlenen raporlarda esas alınacaktır.
Ancak, belirtmeliyiz ki bakan ve üst yöneticilerin hesap verme sorumlulugu
çerçevesinde ne tür müeyyidelere tabi tutulacakları hususu açık degildir. Bakanların siyasi
sorumluluguna iliskin mekanizmalar Anayasayla öngörülmüs ve tanımlanmıstır. KMYKK’da
tanımlanan hesap verme sorumlulugu ve yönetim sorumlulugundan dogan mesuliyetin tespit
biçimi ve doguracagı sonuçlara iliskin esaslar yasada düzenlenmemistir.
Kanımızca bakanların Kanunda yer alan hesap verme sorumlulukları yine Anayasada
öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenecektir. Bu sorumluluk KMYKK’da öngörülen
hesap verme sorumluluguna iliskin hükümler çerçevesinde ortaya konulabilecek siyasi
sorumluluktur.
Üst yöneticilerin hesap verme ve yönetim sorumlulugu ise KMYKK hükümleri
çerçevesinde ortaya konulabilecek bakana karsı bir idari sorumluluktur. Kanunda
öngörülmemekle birlikte bu sorumluluk sonucu üst yöneticilerin yönetim yetkilerine son
verilmesi de gündeme gelebilecektir. Ayrıca, ilgili personel yasalarında yer alan hükümler
çerçevesinde idari sorumluluk (disiplini müeyyideler) ve duruma göre ceza kanunu yönünden
de cezai sorumluluk dogabilecektir.
Fakat personel yasalarının katı hükümleri, Türk siyasi ve bürokrasi gelenegi, atama ve
görevden almalardaki malum teamüller üst yöneticilerin hesap verme ve yönetim
sorumluluklarının görevden alınmak suretiyle sonuçlandırılabilmesinin güç oldugunu
göstermektedir. Personel kanunlarındaki atamaya iliskin hükümlerde degisiklik yapılmadıgı
sürece söz konusu sorumluluklar geregi etkin bir idari müeyyide mekanizması kurulabilmesi
ve isletilebilmesi pek mümkün gözükmemektedir.
2. Harcama Yetkililerinin Görev, Yetki ve Sorumlulukları
Kanuna göre (md. 31) bütçeyle ödenek tahsis edilen her bir harcama biriminin en üst
yöneticisi harcama yetkilisidir. Ancak teskilât yapısı ve personel durumu gibi nedenlerle
harcama yetkililerinin belirlenmesinde güçlük bulunan idareler ile bütçelerinde harcama
birimleri sınıflandırılmayan idarelerde harcama yetkisi, üst yönetici veya üst yöneticinin
belirleyecegi kisiler tarafından; mahallî idarelerde çisleri Bakanlıgının, diger idarelerde ise
Maliye Bakanlıgının uygun görüsü üzerine yürütülebilir.6 Kanunların verdigi yetkiye
istinaden yönetim kurulu, icra komitesi, komisyon ve benzeri kurul veya komite kararıyla
yapılan harcamalarda, harcama yetkisinden dogan sorumluluk kurul, komite veya komisyona
ait olur.
Kanunda, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinde; idareler, merkez ve merkez
dısı birimler ve görev unvanları itibarıyla harcama yetkililerinin belirlenmesine, harcama
yetkisinin bir üst yönetim kademesinde birlestirilmesine ve devredilmesine iliskin usul ve
esasların Maliye Bakanlıgınca belirlenecegi öngörülmüstür.
Bu yetkiye istinaden, 5018 sayılı Kanuna ekli (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici
ve denetleyici kurumlar hariç, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinde harcama
yetkililerinin belirlenmesine, harcama yetkisinin bir üst yönetim kademesinde
birlestirilmesine ve devredilmesine iliskin usul ve esaslar Maliye Bakanlıgınca yayımlanan 1
Seri No’lu Harcama Yetkilileri Hakkında Genel Tebligle belirlenmistir. Tebligde harcama
yetkilileri merkez ve merkez dısı birimler için ayrı ayrı cetvellerde gösterilmistir.
Kanuna göre, ödenek gönderme belgesiyle ödenek gönderilen merkez dısı birimlerin
en üst yöneticileri de harcama yetkilisidir. Merkez dısı birimlerdeki harcama yetkilileri de
görev unvanları itibarıyla Tebligde gösterilmistir.
6 Kanunda belirtilen söz konusu istisnai nedenlerle harcama yetkisinin üst yöneticiler tarafından üstlenilmesi
halinde sistemin dayandıgı esas ve yaklasımlara aykırı/çelisik bir durumun ortaya çıkacagı açıktır. Çünkü, üst
yönetici ile harcama yetkilisinin sistem içindeki konumu, rolleri, görev, yetki ve sorumlulukları birbirinden
ayrıdır ve bunlar Kanunda açıkça tanımlanmıstır. Harcama yetkisinin üst yönetici tarafından üstlenildigi
durumlarda bu rol, görev, yetki ve sorumlulukların Kanunda öngörüldügü sekilde isletilmesi mümkün
olmayacak ve bir çakısma yasanacaktır.
Buna göre; iki tür harcama yetkilisi vardır. Birincisi bütçeyle ödenek tahsis edilen
harcama birimlerinin (merkez birimleri) en üst yöneticileri, ikincisi ise ödenek gönderme
belgesiyle ödenek tahsis edilen merkez dısı birimlerin en üst yöneticileridir.
Kanun geregi, harcama yetkisinin devredilmesi, yetkiyi devredenin idari
sorumlulugunu ortadan kaldırmaz. Harcama yetkilileri bütçede öngörülen ödenekleri kadar,
ödenek gönderme belgesiyle kendisine ödenek verilen harcama yetkilileri ise tahsis edilen
ödenek tutarında harcama yapabilir.
Bütçelerden harcama yapılabilmesi, harcama yetkilisinin harcama talimatı vermesiyle
mümkündür. Harcama talimatlarında hizmet gerekçesi, yapılacak isin konusu ve tutarı, süresi,
kullanılabilir ödenegi, gerçeklestirme usulü ile gerçeklestirmeyle görevli olanlara iliskin
bilgiler yer alır.
Harcama yetkililigi görevi 1050 sayılı Kanun uygulamasındaki ita amirligine denk
düsmektedir. Ancak, eski sistemde merkez harcamalarında ita amirligi yetkisi bakanlara
verilmis iken yeni sistemde bütçeyle ödenek tahsis edilen her bir birimin yöneticisine harcama
yetkisi verilmistir. Bakan ve üst yöneticilere ise harcama yetkisi verilmemistir. 5018 sayılı
Kanun yetkiyi bir makam veya kiside toplamamıs, paylastırmıstır. Bu anlamda harcama
yetkisi merkezde ödenek tahsis edilen her bir birim yöneticisine verilmistir. 1050 sayılı Kanun
uygulamasında da birim yöneticileri ita amirligi yetkisi kullanabilmekte idi, ancak bu durum
bakan veya diger ita amirlerinin yaptıkları yetki devriyle mümkün idi.
Harcama yetkilileri, harcama talimatlarının bütçe ilke ve esaslarına, kanun, tüzük ve
yönetmelikler ile diger mevzuata uygun olmasından, ödeneklerin etkili, ekonomik ve verimli
kullanılmasından ve KMYKK çerçevesinde yapmaları gereken diger islemlerden sorumludur.
Harcama yetkililerinin bu sorumlulugunun 1050 sayılı Kanunun 22 nci maddesinde
tanımlanan gözetim sorumlulugunun genisletilmis hali oldugu söylenebilir. Sorumluluk
harcama talimatının bütçe ilke ve esasları ile ilgili mevzuata uygun olmasından ve
ödeneklerin etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasından dogmaktadır.
Ayrıca, harcama yetkilileri, Maliye Bakanlıgınca yayımlanan ç Kontrol ve Ön Mali
Kontrole liskin Usul ve Esaslar uyarınca (md. 8) görev ve yetki alanları çerçevesinde, idari
ve malî karar ve islemlere iliskin olarak iç kontrolün isleyisinden de sorumlu tutulmuslardır.
Keza, mezkur Usul ve Esaslara göre, bütçe ile ödenek tahsis edilen harcama yetkilileri, her
yıl, is ve islemlerinin amaçlara, iyi malî yönetim ilkelerine, kontrol düzenlemelerine ve
mevzuata uygun bir sekilde gerçeklestirildigini içeren iç kontrol güvence beyanını düzenler ve
birim faaliyet raporları ile idare faaliyet raporlarına eklerler.
Öte yandan, harcama yetkilileri faaliyet raporu düzenlemekle de görevlidirler. Kanun
geregi (md. 41) bütçeyle ödenek tahsis edilen harcama yetkilileri hesap verme sorumlulugu
çerçevesinde her yıl faaliyet raporu düzenlerler. Bu raporlar, stratejik planlama ve performans
programları uyarınca yürütülen faaliyetleri, belirlenmis performans göstergelerine göre hedef
ve gerçeklesme durumu ile meydana gelen sapmaların nedenlerini açıklayacak sekilde
hazırlanır. Harcama yetkilisi, hazırladıgı birim faaliyet raporunu üst yöneticiye verir. Harcama
yetkilileri tarafından üst yöneticilere sunulan bu birim faaliyet raporları üst yöneticiler
tarafından hazırlanacak idare faaliyet raporunun düzenlenmesinde esas teskil eder.
Harcama yetkilileri bundan baska ödenek üstü harcamalardan da sorumlu
tutulmuslardır (md. 70). Buna göre, kamu zararı olusturmamakla birlikte bütçelere, ayrıntılı
harcama programlarına, serbest bırakma oranlarına aykırı olarak veya ödenek gönderme
belgelerindeki ödenek miktarını asan harcama talimatı veren harcama yetkililerine, her türlü
aylık, ödenek, zam ve tazminat dahil yapılan bir aylık net ödemeler toplamının iki katı
tutarına kadar para cezası verilir.
3. Gerçeklestirme Görevlilerinin Görev, Yetki ve Sorumlulukları
KMYKK’da (md. 33) bütçelerden bir giderin yapılabilmesi için is, mal veya hizmetin
belirlenmis usul ve esaslara uygun olarak alındıgının veya gerçeklestirildiginin,
görevlendirilmis kisi veya komisyonlarca onaylanması ve gerçeklestirme belgelerinin
düzenlenmis olması gerektigi öngörülmüs ve giderlerin gerçeklestirilmesinin harcama
yetkililerince belirlenen görevli tarafından düzenlenen ödeme emri belgesinin harcama
yetkilisince imzalanması ve tutarın hak sahibine ödenmesiyle tamamlanacagı hükme
baglanmıstır.
Buna göre, gerçeklestirme görevlileri bütçe giderine konu olan is, mal veya
hizmetlerin alındıgının veya gerçeklestirildiginin tespitinde vazife alan görevlilerdir. Bu
kapsamda mal veya hizmet alınması, is yaptırılması konusunda harcama yetkilileri tarafından
görevlendirilen kisiler ve bu amaçla kurulmus komisyonlarda görev alanlar ve gerçeklestirme
belgelerinin düzenlenmesinde vazife alanlar gerçeklestirme görevlileridir.
Gerçeklestirme görevlileri, harcama talimatı üzerine; isin yaptırılması, mal veya
hizmetin alınması, teslim almaya iliskin islemlerin yapılması, belgelendirilmesi ve ödeme için
gerekli belgelerin hazırlanması görevlerini yürütürler. Gerçeklestirme görevlileri, KMYKK
çerçevesinde yapmaları gereken is ve islemlerden sorumludurlar.
Giderin yapılması/gerçeklestirilmesi sürecinde birçok gerçeklestirme görevlisi vazife
alacak olmakla birlikte, KMYKK’da 5436 sayılı Kanunla yapılan degisiklik sonrasında
ödeme emri belgesinin düzenlenmesi görevinin/isinin harcama yetkililerince belirlenecek
gerçeklestirme görevlisi tarafından yapılması öngörülmüstür. Bu görevli, ödeme için gerekli
belgeleri hazırlayarak ve ödeme emri belgesini düzenleyerek bu belgenin harcama yetkilisince
imzalanmasını ve tutarın hak sahibine ödenmesini saglayacaktır.
Bundan baska, gerçeklestirme görevlilerine görevlerini icra sırasında ön mali kontrol
vazife ve mesuliyeti de tevdi edilmistir. Maliye Bakanlıgınca yayımlanan ç Kontrol ve Ön
Mali Kontrole liskin Usul ve Esaslar uyarınca (md.12) harcama yetkilileri, yardımcıları veya
hiyerarsik olarak kendisine en yakın üst kademe yöneticileri arasından bir veya daha fazla
sayıda gerçeklestirme görevlisini ödeme emri belgesi düzenlemekle görevlendirir. Ödeme
emri belgesini düzenlemekle görevlendirilen gerçeklestirme görevlileri, ödeme emri belgesi
ve eki belgeler üzerinde ön malî kontrol yaparlar. Bu gerçeklestirme görevlileri tarafından
yapılan kontrol sonucunda, ödeme emri belgesi üzerine “Kontrol edilmis ve uygun
görülmüstür” serhi düsülerek imzalanır.
Gerçeklestirme görevlilerinin görev tanımı 1050 sayılı Kanundaki tahakkuk
memurlarına denk düsmekle birlikte gerçeklestirme görevlileri ibaresinin daha genis kapsamlı
oldugu anlasılmaktadır. 1050 sayılı Kanun uygulamasında her idarede bir tahakkuk memuru
bulunmakta (ya da ödenek kullanma yetkisi verilen her bir birimde), tahakkuk memuru,
maiyetinde bulunan kamu görevlileri marifetiyle tahakkuk islemlerini yürütmekte ve mal veya
hizmetlerin alınması veya islerin yaptırılmasına iliskin harcama belgelerini hazırlayarak
bunları tahakkuka baglamaktaydı. ta amiri onay belgesinin alınmasından, mal ve hizmetlerin
teslim alınması, islerin yaptırılması asamasına, tahakkuk evraklarının hazırlanıp giderin
ödenebilir asamaya getirilmesine kadarki süreçte birçok kisi görev alabilmekte ancak bunlar
tahakkuk memuru olarak tanımlanmamaktaydı.
Ancak, yeni sistemde gerçeklestirme görevlilerinin yürütecekleri görevler
incelendiginde, harcama yetkilisinin verecegi harcama talimatı üzerine mal veya hizmetin
alınması, isin yaptırılması, teslim almaya iliskin islemlerin yapılması, belgelendirilmesi ve
ödeme için gerekli belgelerin hazırlanması görevlerini ifa eden tüm personelin gerçeklestirme
görevlisi olarak tanımlandıgı anlasılmaktadır. Giderin gerçeklestirilmesi sürecinde çesitli
biçimde görev alan gerçeklestirme görevlilerinden harcama yetkilisi tarafından belirlenen
gerçeklestirme görevlisi7 ise ödeme emri belgesini düzenleyecektir. Yani bu kisi önceki
sistemde tahakkuk memuru tarafından yapılan belge tanzimi isini yapacaktır. Ayrıca ödeme
belgelerinin tanzimi sürecinde ön mali kontrol görevini de ifa edecektir.
Giderin gerçeklestirilmesi sürecinde yer alan gerçeklestirme görevlileri sadece
KMYKK çerçevesinde yapmaları gereken is ve islemlerden sorumlu tutulmuslardır.
Yapmaları gereken is ve islemlerin ne oldugu yukarıda belirtilmis oldugundan tekrar
edilmeyecektir. Bu sorumluluk 5018 sayılı Kanundaki kamu zararının ödettirilmesi, Sayıstay
tarafından 5018 sayılı Kanun ve Sayıstay Kanunu çerçevesinde belirlenecek mali bir
sorumluluk olabilecegi gibi genel hükümlere göre (657 sayılı Kanun, 4734 ve 4735 sayılı
Kanunlar ve diger mevzuat gibi) ortaya konulabilecek idari veya cezai mesuliyet de
olabilecektir.
4. Mali Hizmetler Birimi Yöneticilerinin Görev, Yetki ve Sorumlulukları
Kanunda, mali hizmetler; harcama birimleri, muhasebe, ön mali kontrol ve iç denetim
gibi kamu idarelerinin mali yönetim ve kontrol sisteminin bir unsuru olarak tanımlanmıstır.
Kanun geregi mali hizmetler biriminin yapısı teskilat kanunlarında gösterilir. Mali hizmetler
birimi tarafından yürütülecek hizmetler Kanunun 60 ıncı maddesinde sayılmıstır.
Diger yandan, 5436 sayılı Kanunun 15 inci maddesinde, teskilât kanunlarında, strateji
gelistirme baskanlıgı, strateji gelistirme daire baskanlıgı ve strateji gelistirme ve malî
hizmetlere iliskin hizmetlerin yerine getirildigi müdürlük birimlerine iliskin düzenleme
yapılıncaya kadar bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen görevler ile kanunlarla verilen diger
görevleri de yürütmek üzere strateji gelistirme birimleri (strateji gelistirme baskanlıgı, strateji
gelistirme müdürlügü, strateji gelistirme daire baskanlıgı, strateji gelistirme ve malî
hizmetlerin yerine getirildigi müdürlükleri) kurulması öngörülmüstür.
5436 sayılı Kanunun 15 inci maddesinde sayılan görevler ile 5018 sayılı Kamu Malî
Yönetimi ve Kontrol Kanununun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasında belirtilen görevler
kamu idarelerinde kurulan strateji gelistirme birimleri ve malî hizmetlere iliskin hizmetlerin
yerine getirildigi müdürlükler tarafından yürütülür.
Mali hizmetler birimlerinin çalısma usul ve esaslarının, idarelerin teskilat yapısı
dikkate alınmak ve stratejik planlama, bütçe ve performans programı, muhasebe-kesin hesap
7 Ödemeye esas kanıtlayıcı belgeleri hazırlayıp ödeme emri belgesini düzenleyen ve harcama yetkilisinin
imzasına sunan bu görevlinin, söz konusu görevi nedeniyle giderin gerçeklestirilmesinde çesitli sekillerde görev
alan gerçeklestirme görevlilerinden baska bir unvanla/sıfatla (gider tahakkuk memuru gibi) tanımlanmasının
daha uygun olacagı düsünülmektedir. Böylece, giderin gerçeklestirilmesi sürecinde; isin yaptırılması, mal veya
hizmetin alınması, teslim almaya iliskin islemlerin yapılması, belgelendirilmesi gibi isleri yapan görevliler ile
harcama yetkilisi tarafından yapılan belirleme sonrasında ödeme için gerekli belgelerin hazırlanması görevini
yürüten görevliler farklı bir unvanla/sıfatla tanımlanmıs olacaktır.
ve raporlama ile iç kontrol fonksiyonlarının ayrı alt birimler tarafından yürütülebilmesini
saglayacak sekilde Maliye Bakanlıgınca hazırlanarak Bakanlar Kurulunca çıkarılacak
yönetmelikle belirlenecegi öngörülmüstür.
Strateji gelistirme birimlerinin çalısma usul ve esasları Bakanlar Kurulu Kararı ile
yürürlüge konulan Strateji Gelistirme Birimlerinin Çalısma Usul ve Esasları Hakkında
Yönetmelikle düzenlenmistir. Söz konusu Yönetmelikle strateji gelistirme birimlerinin
görevlerini,
a) Stratejik yönetim ve planlama,
b) Performans ve kalite ölçütleri gelistirme,
d) Malî hizmetler,
fonksiyonları kapsamında yürütecekleri öngörülmüstür. Bunlardan “mali hizmetler”
fonksiyonu; 1) Bütçe ve performans programı, 2) Muhasebe, kesin hesap ve raporlama ve 3)
ç kontrol alt fonksiyonlarını kapsamaktadır.
Yönetmelik uyarınca, idarelerin görev alanı ve teskilat yapılarına göre, bu
fonksiyonlar alt birimler tarafından yürütülür. Bu fonksiyonlar birlestirilerek bir veya daha
fazla alt birim tarafından yürütülebilecegi gibi, bir fonksiyon birden fazla sayıda alt birim
tarafından da yürütülebilir. Ancak, malî hizmetler fonksiyonu kapsamında yürütülen iç
kontrol faaliyetinin, diger faaliyetleri yürüten alt birim ve personelden ayrı bir alt birim ve
personel tarafından yürütülmesi zorunludur.
Buna göre, mali hizmetler fonksiyonu strateji gelistirme birimleri içinde yer alan mali
hizmetler alt birimi tarafından yerine getirilecektir. Mali hizmetler alt biriminin yöneticisi
mali hizmetler fonksiyonu kapsamına giren görev ve isleri yürütecek ve mevzuatla kendisine
verilen yetkileri kullanacaktır. Ayrıca iç kontrol ve ön mali kontrolden sorumlu birim
yöneticisi de iç kontrolün olusturulması ve ön mali kontrole tabi karar ve islemler üzerinde ön
mali kontrol yapılmasında görev ve sorumluluk üstlenecektir.
1050 sayılı Kanun uygulamasında kamu mali yönetim sistemimize yönetilen en
önemli elestirilerden birisi etkin bir iç kontrol sisteminin olusturulmadıgıdır. Önceki sistemde
Maliye Bakanlıgı ve Sayıstay Baskanlıgı tarafından kısmi olarak harcama öncesi kontrol
fonksiyonu gören vize ve tescil islemleri yapılmakla birlikte, bu kontroller beklenen etkiyi
göstermedigi gibi harcama sürecini de uzatmaktaydı. Bunun dısında, Maliye Bakanlıgının
kurumlar nezdinde faaliyet gösteren birimleri olan maliye baskanlıkları, bütçe dairesi
baskanlıkları ve saymanlıklar tarafından harcama öncesinde yapılan ve harcama öncesi
kontrol olarak nitelendirilebilecek bazı fonksiyonlar üstlenilmis olmakla beraber bu hususta
da harcamacı kurumlar ile Maliye Bakanlıgına baglı söz konusu birimler arasında çesitli
sorunlar yasandıgı ve sistemin etkin olarak isletilemedigi/islemedigi bilinmektedir.
Yeni sistemde bu yaklasımdan vazgeçilerek Maliye Bakanlıgının kurumlar nezdinde
hizmet gören birimleri (maliye baskanlıkları, bütçe dairesi baskanlıkları) kapatılmıstır. ç
kontrol sisteminin olusturulması ve harcama öncesi kontrol yapılması kurumların insiyatifine
bırakılmıs ve bu konudaki sorumluluk kurumlara verilmistir.
Kanuna göre (md. 58) harcama birimleri tarafından islemlerin gerçeklestirilmesi
asamasında yapılan kontroller yanında mali hizmetler birimi tarafından da ön mali kontrol
yapılması öngörülmüstür. Bir baska deyisle, ön mali kontrol, harcama birimlerinde islemlerin
gerçeklestirilmesi asamasında yapılan kontroller ile malî hizmetler birimi tarafından yapılan
kontrolleri kapsayan bir fonksiyon/süreç olarak belirlenmistir.
Ön malî kontrol süreci, malî karar ve islemlerin hazırlanması, yüklenmeye girisilmesi,
is ve islemlerin gerçeklestirilmesi ve belgelendirilmesinden olusur. Kamu idarelerinde ön malî
kontrol görevi, yönetim sorumlulugu çerçevesinde yürütülecektir.
Harcama birimlerinde islemlerin gerçeklestirilmesi asamasında yapılacak asgarî
kontroller, malî hizmetler birimi tarafından ön malî kontrole tâbi tutulacak malî karar ve
islemlerin usul ve esasları ile ön malî kontrole iliskin standart ve yöntemlerin Maliye
Bakanlıgınca belirlenecegi öngörülmüstür. Maliye Bakanlıgı merkezi uyumlastırma görevi
kapsamında iç kontrole iliskin standart ve yöntemleri belirleyecektir. Ayrıca Bakanlık bu
konuda, izleme, koordinasyonu saglama, sistemi gözetleme ve uyumlastırma görevi de
üstlenecektir. Kamu idareleri, Maliye Bakanlıgınca belirlenecek bu standart ve yöntemlere
aykırı olmamak sartıyla bu konuda düzenleme yapabilecektirler.
Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinde (düzenleyici ve denetleyici kurumlar
hariç) iç kontrol ve ön mali kontrol faaliyetlerinin yürütülmesine iliskin, ilke, is, islem ve
süreçler Maliye Bakanlıgınca yayımlanan iç Kontrol ve Ön Mali Kontrole iliskin Usul ve
Esaslar ile düzenlenmistir.
Mali hizmetler birimi yöneticisinin söz konusu görev ve yetkilerden dogan
sorumlulugu KMYKK’da belirlenmemis olup bu sorumluluk genel hükümler çerçevesinde
tespit edilecektir. Ayrıca, Strateji Gelistirme Birimlerinin Çalısma Usul ve Esasları Hakkında
Yönetmelik ve ç Kontrol ve Ön Mali Kontrole iliskin Usul ve Esaslarla da mali hizmetler
birimi yöneticisinin görev ve sorumlulukları belirlenmistir.
Bu düzenlemeler göz önünde bulunduruldugunda mali hizmetler birimi yöneticisinin
yeni kamu mali yönetim ve kontrol sisteminde etkin bir aktör oldugu görülmektedir.
5. Muhasebe Yetkililerinin Görev, Yetki ve Sorumlulukları
KMYKK’da (md. 61) muhasebe hizmeti; gelirlerin ve alacakların tahsili, giderlerin
hak sahiplerine ödenmesi, para ve parayla ifade edilebilen degerler ile emanetlerin alınması,
saklanması, ilgililere verilmesi, gönderilmesi ve diger tüm malî islemlerin kayıtlarının
yapılması ve raporlanması islemleri olarak tanımlanmıs ve bu islemleri yürütenlerin
muhasebe yetkilisi oldugu belirtilmistir. Kanun uyarınca memuriyet kadro ve unvanlarının
muhasebe yetkilisi niteligine etkisi yoktur.
Muhasebe yetkilileri, bu hizmetlerin yapılmasından ve muhasebe kayıtlarının usulüne
uygun, saydam ve erisilebilir sekilde tutulmasından sorumlu tutulmuslardır. 9.12.1994 tarihli
ve 4059 sayılı Kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, genel bütçe kapsamındaki kamu
idarelerinin muhasebe hizmetleri Maliye Bakanlıgınca yürütülecektir.
Muhasebe yetkililerinin tasıyacakları nitelikler ve atanmalarına iliskin kosullar
Kanunun 62 nci maddesinde düzenlenmistir. KMYKK hükmü (md.62) geregi 9.12.1994
tarihli ve 4059 sayılı Kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, genel bütçe kapsamındaki
kamu idarelerinde muhasebe yetkilisi Maliye Bakanlıgınca, diger kamu idarelerinde üst
yöneticiler tarafından atanır.
Muhasebe yetkililerinin çalısma usul ve esaslarının, Maliye Bakanlıgınca hazırlanacak
ve Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenecegi öngörülmüs, bu usul
ve esaslar Maliye Bakanlıgınca hazırlanan ve Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüge konulan
15
Muhasebe Yetkililerinin Egitimi, Sertifika Verilmesi ile Çalısma Usul ve Esasları Hakkında
Yönetmelikle düzenlenmistir. Muhasebe yetkililerinin görev, yetki ve sorumlulukları
Kanundaki hükümlere paralel olarak Yönetmelikle (md.23, 24) detaylı bir sekilde
belirlenmistir.
Kanuna göre; muhasebe yetkilileri ödeme asamasında, ödeme emri belgesi ve eki
belgeler üzerinde;
a) Yetkililerin imzasını,
b) Ödemeye iliskin ilgili mevzuatında sayılan belgelerin tamam olmasını,
c) Maddi hata bulunup bulunmadıgını,
d) Hak sahibinin kimligine iliskin bilgileri,
kontrol etmekle yükümlüdürler. Ayrıca, muhasebe yetkilileri gerekli bilgi ve raporları
düzenli olarak kamu idarelerine vermekle de mükelleftirler.
Muhasebe yetkilileri, ilgili mevzuatında düzenlenmis belgeler dısında belge arayamaz.
Kanunda sayılan konulara iliskin hata veya eksiklik bulunması halinde ödeme yapamaz.
Belgesi eksik veya hatalı olan ödeme emri belgeleri, düzeltilmek veya tamamlanmak üzere en
geç bir is günü içinde gerekçeleriyle birlikte harcama yetkilisine yazılı olarak gönderilir.
Hataların düzeltilmesi veya eksikliklerin giderilmesi halinde ödeme islemi gerçeklestirilir.
Muhasebe yetkilileri islemlerine iliskin defter, kayıt ve belgeleri muhafaza eder ve denetime
hazır bulundurur.
Muhasebe yetkilileri, 5018 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki
ödemeye iliskin hükümler ile 61 inci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen ödemeye iliskin
kontrol yükümlülüklerinden dolayı da sorumlu tutulmuslardır. Kanunun 34 üncü maddesi
uyarınca, ödeme emri belgesine baglandıgı halde ödenemeyen tutarlar, bütçeye gider
yazılarak emanet hesaplarına alınır ve buradan ödenir. Ancak, malın alındıgı veya hizmetin
yapıldıgı malî yılı izleyen besinci yılın sonuna kadar talep edilmeyen emanet hesaplarındaki
tutarlar bütçeye gelir kaydedilir. Gelir kaydedilen tutarlar, mahkeme kararı üzerine ödenir.
Muhasebe yetkilisinin 34 üncü maddesinin birinci fıkrasından kaynaklanan sorumlulugu
ödemelerin bu hükme göre yapılmasını saglamaya yöneliktir.
Kanun geregi, muhasebe yetkililerinin 5018 sayılı Kanuna göre yapacakları
kontrollere iliskin sorumlulukları, görevleri geregi incelemeleri gereken belgelerle sınırlıdır.
Ayrıca, Sayıstay Kanunu Teklifinde de muhasebe yetkilileri, idarelerin üst yöneticileri veya
bunlar tarafından görevlendirilen harcama yetkilileri ile birlikte hesapların Sayıstay’a
verilmesinden de mesul tutulmuslardır. Muhasebe yetkilileri 5018 sayılı Kanundaki
sorumluluklardan baska Sayıstay’a karsı da sorumlu olacaklardır.
Muhasebe yetkililerinin görev, yetki ve sorumlulukları 1050 sayılı Kanunla
saymanlara verilen görev, yetki ve görevlerle kıyaslanmayacak kadar sınırlandırılmıstır.
Uygulamada saymanlarca dile getirildigi gibi saymanlar, muhasebe yetkilisi sıfatıyla bir nevi
veznedar konumuna getirilmislerdir. Ancak, zikredilmelidir ki muhasebe yetkilisinin görev ve
yetkilerinin 1050 sayılı Kanun uygulamasıyla kıyaslanması yanlıs olacaktır. Zira, muhasebe
yetkililerinin görev ve yetkilerinin fonksiyonel olarak düsünülmesi ve getirilen yeni mali
yönetim ve kontrol sistemi ile bu sistemin öngördügü harcama süreci içerisinde
degerlendirilmesi gerekmektedir.
1050 sayılı Kanun uygulamasında saymanlar/bütçe dairesi baskanları tarafından
yapılan ödeme öncesi kontroller (ödenek durumu, kadro sayısı, kanunlara uygunluk gibi) yeni
sistemde iç kontrol sisteminin bir unsuru olarak mali hizmetler birimi tarafından yapılacaktır.
Bu itibarla, saymanın üstlendigi bir kısım fonksiyonların harcama öncesi kontrol sürecinde
yer alan mali hizmetler birimine (mali hizmetler birimi yöneticilerine) verilmesi nedeniyle
muhasebe yetkilerinin görev ve yetkileri, Kanundaki yeni fonksiyonları çerçevesinde
tanımlanmıstır. Yeni düzenlemelerin bu çerçevede degerlendirilmesi gerekmektedir.
KMYKK’ elestirilen diger bir yönü 4059 sayılı Kanun hükümleri geregi Hazine
Müstesarlıgına baglı üç saymanlıgın bu durumunun korunmus olmasıdır. Genel bütçeye dahil
tüm kurumların saymanlık hizmetleri yeni deyimiyle muhasebe hizmetleri Maliye
Bakanlıgına baglı birimlerce yürütülmesine-yürütülecek olmasına karsın Hazine Müstesarlıgı
bünyesindeki üç saymanlıgın mevcut konumu korunmak suretiyle muhasebe hizmetleri
konusunda birlik saglanmamıstır. 5018 sayılı Kanunla bu konuda yeni bir düzenleme
yapılmamıs olması mevcut durumun en iyi çözüm olmasından ziyade, kurumlar arası güç
dengeleri ve mücadelesinden kaynaklanmaktadır. Kanunun TBMM Genel Kurulundaki
görüsmelerinde bu husus dile getirilmesine ragmen tasarı metninde bir degisiklik yapılmamıs
ve mevcut durum korunmustur.
6. Mal Yönetiminde Görev Alanların Görev ve Sorumlulukları
Kamu mali yönetim sisteminde görev alan aktörlerden biri de kamu idarelerine ait
malların yönetimini üstlenen kamu görevlileridir. Bunların görev ve sorumlulukları Kanunda
kısaca tanımlanmıstır. Buna göre, kamu idareleri, tasınırların yönetimi, kaydı, muhafazası ve
kullanımından sorumlu tutulmuslardır (5018 s. Kanun md. 48). Ancak, tasınırların
özelliginden veya olagan kullanımından kaynaklanan yıpranma ile usulüne uygun olarak
belirlenen firelerden dolayı sorumluluk aranmaz.
Kullanılmak üzere tasınır teslim edilen görevliler, tasınırın korunmasından ve tasınıra
verilen zararlardan sorumludur. Kamu idareleri, verilen zararların sorumlularına
ödettirilmesini saglamakla yükümlüdür.
Kamu idarelerine ait malları edinme, kiralama, tahsis, yönetim, kullanma ve elden
çıkarma islemleri, mevzuatında öngörülen kurallar dahilinde hizmetin amacına uygun olarak
verimlilik ve tutumluluk ilkesine göre yapılır. Bu ilkeye aykırı eylem ve islemlerden dogacak
zararlardan, malların yönetimi veya kullanılması hususunda yetki verilenler sorumludur.
Kamu idarelerine ait tasınırların kaydı, muhafazası ve kullanımı ile yönetim hesabının
verilmesi, merkez ve tasrada tasınır yönetim sorumlularıyla bunlar adına görev yapacak
olanların belirlenmesi ve kamu idareleri arasında tasınırın bedelsiz devrine iliskin esas ve
usuller Maliye Bakanlıgınca hazırlanan Tasınır Mal Yönetmeligi Taslagıyla düzenlenmistir.
Söz konusu Taslak henüz Resmi Gazete’de yayımlanmamıstır ve yürürlüge girmemistir.
7. Muhasebe Mutemetlerinin Görev ve Sorumlulukları
Muhasebe yetkilisi adına ve hesabına para ve parayla ifade edilebilen degerleri geçici
olarak almaya, vermeye ve göndermeye yetkili olanlar muhasebe yetkilisi mutemedi (1050
sayılı Kanun uygulamasında sayman mutemedi) olarak tanımlanmıstır (5018 s. Kanun
md.61/son). Muhasebe yetkilisi mutemetleri (veznedar, tahsildar, icra memuru gibi görevliler)
anılan isleri muhasebe yetkilisi adına ve hesabına yapar ve yetkileri kullanırlar.
Muhasebe yetkilisi mutemetleri dogrudan muhasebe yetkilisine karsı sorumludur. Bu
sorumluluk, muhasebe yetkilisi adına yapılan is ve islemlerden dogmaktadır.
Kanunda, muhasebe yetkilisi mutemetlerinin görevlendirilmeleri, yetkileri, denetimi,
tutacakları defter ve belgeler ve diger hususlara iliskin usul ve esasların Maliye Bakanlıgınca
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenecegi öngörülmüstür. Söz konusu usul ve esaslar Muhasebe
Yetkilisi Mutemetlerinin Görevlendirilmeleri, Yetkileri, Denetimi ve Çalısma ve Usul ve
Esasları Hakkında Yönetmelikle belirlenmistir.
8. Harcama Yetkilisi Mutemetlerinin Görev ve Sorumlulukları
Harcama yetkilisi mutemetleri 1050 sayılı Kanun uygulamasında avans çekmek
suretiyle harcama yapan ita amiri mutemetlerinin dengidir. KMYKK geregi (md. 35) harcama
yetkilisinin uygun görmesi ve karsılıgı ödenegin saklı tutulması kaydıyla, ilgili kanunlarda
öngörülen haller ile gerçeklestirme islemlerinin tamamlanması beklenilemeyecek ivedi veya
zorunlu giderler için avans vermek veya kredi açmak suretiyle ön ödeme yapılabilecektir.
Kanun geregi verilecek avansın üst sınırları merkezî yönetim bütçe kanununda gösterilir.
Ön ödemeler harcama yetkilileri tarafından yazılı olarak görevlendirilen kisilerce
yapılacaktır. Mutemetlerin sorumlulugu genel olarak söyle belirlenmistir. Kanuna göre, her
mutemet (harcama yetkilisi tarafından bu konuda vazife tevdi edilen görevliler) ön
ödemelerden harcadıgı tutara iliskin kanıtlayıcı belgeleri, ilgili kanunlarında belirtilmemis
olması halinde avanslarda bir ay, kredilerde üç ay içinde muhasebe yetkilisine vermek ve
artan tutarı iade etmekle yükümlüdür. Süresi içerisinde mahsup edilmeyen avanslar hakkında
21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun
hükümleri uygulanır.
Mutemetlerin görevlendirilmesi ve diger islemlere iliskin usul ve esaslar Kanunun
verdigi yetkiye istinaden Maliye Bakanlıgınca hazırlanan ve Bakanlar Kurulunca çıkarılan Ön
Ödeme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikle düzenlenmistir. darelerce mutemet
görevlendirilmesi, ön ödemelerin baska mutemetlere devri, ön ödemelerde mahsup süresi ve
sorumluluk gibi hususlar anılan Yönetmelikle düzenlenmistir.
Harcama yetkilisi mutemetlerinin görev ve sorumlulukları söz konusu yasal
düzenlemeler ile Yönetmelik hükümleri çerçevesinde belirlenir.
9. Gelirlerin Toplanmasında Görevli/Sorumlu Olanlar
Kanuna göre (md. 38) kamu gelirlerinin tarh, tahakkuk, tahsiliyle yetkili ve görevli
olanlar, ilgili kanunlarda öngörülen tarh, tahakkuk ve tahsil islemlerinin zamanında ve
eksiksiz olarak yapılmasından sorumludurlar. Vergilerin tarh, tahakkuk, teblig ve tahsiline
iliskin esas ve usuller Vergi Usul Kanununda, kamu alacaklarının tahsil usulü ise Amme
Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunda düzenlenmistir. Ayrıca vergi kanunları ve
diger bazı özel kanunlarda da konuya iliskin düzenlemeler yapılmıstır. Gelirlerin
toplanmasında görev alanların yetki ve sorumlulukları söz konusu ilgili mevzuat hükümleri
çerçevesinde tespit edilecektir.
10. iç Denetçilerin Görev, Yetki ve Sorumlulukları
KMYKK’da (md. 63) iç denetim, kamu idaresinin çalısmalarına deger katmak ve
gelistirmek için kaynakların ekonomiklik, etkililik ve verimlilik esaslarına göre yönetilip
yönetilmedigini degerlendirmek ve rehberlik yapmak amacıyla yapılan bagımsız nesnel
güvence saglama ve danısmanlık faaliyeti olarak tanımlanmıstır. ç denetim faaliyeti,
idarelerin yönetim ve kontrol yapıları ile mali islemlerinin risk yönetimi, yönetim ve kontrol
süreçlerinin etkinligini degerlendirmek ve gelistirmek yönünde sistematik, sürekli ve disiplinli
bir yaklasımla ve genel kabul görmüs standartlara uygun olarak gerçeklestirilir.
iç denetim, Kanun geregi iç denetçiler tarafından yapılır. Kanuna göre, kamu
idarelerinin yapısı ve personel sayısı dikkate alınmak suretiyle, ç Denetim Koordinasyon
Kurulunun uygun görüsü üzerine, dogrudan üst yöneticiye baglı iç denetim birimi
baskanlıkları kurulabilir.
iç denetçilerin görevleri Kanunun 64 üncü maddesinde sayılmıstır. Kanunda iç
denetçilerin yetki ve sorumlulukları ayrıca düzenlenmemistir. Bu konudaki düzenleme
hazırlanan Yönetmelikle (Taslak) yapılmıstır. Ancak, Basbakanlıga gönderilen söz konusu
Yönetmelik henüz Resmi Gazete’de yayımlanmamıstır.
iç denetçiler Kanunda sayılan görevlerini, iç Denetim Koordinasyon Kurulu tarafından
belirlenen ve uluslararası kabul görmüs kontrol ve denetim standartlarına uygun sekilde
yerine getirir. iç denetçi, görevinde bagımsızdır ve iç denetçiye asli görevi dısında hiçbir
görev verilemez ve yaptırılamaz.
Kanun geregi, kamu idarelerinin yıllık iç denetim programı üst yöneticinin önerileri de
dikkate alınarak iç denetçiler tarafından hazırlanır ve üst yönetici tarafından onaylanır. ç
denetçiler, raporlarını dogrudan üst yöneticiye sunar. Bu raporlar üst yönetici tarafından
degerlendirmek suretiyle geregi için ilgili birimler ile mali hizmetler birimine verilir. ç
denetim raporları ile bunlar üzerine yapılan islemler, üst yönetici tarafından en geç iki ay
içinde iç Denetim Koordinasyon Kuruluna gönderilir.
Kamu idarelerinin iç denetim sistemlerini izlemek, bagımsız ve tarafsız bir organ
olarak hizmet vermek üzere ve Kanunun 67 inci maddesinde sayılan görevleri yürütmek üzere
Maliye Bakanlıgına baglı iç Denetim Koordinasyon Kurulu8 teskil edilmesi öngörülmüstür.
iç denetçilerin nitelikleri ve atanmasına iliskin kosullar Kanunun 65 inci maddesinde
sayılmıs, ayrıca geçici 5 inci maddede sayılan denetim elemanlarının iç denetçilige geçisine
iliskin düzenlemeye yer verilmistir. Kanuna göre iç denetçiler, bakanlıklar ve baglı idarelerde,
üst yöneticilerin teklifi üzerine ilgili bakan, diger idarelerde üst yöneticiler tarafından
sertifikalı adaylar arasından atanır ve aynı usulle görevden alınır.
Kamu idarelerine iç denetçi olarak atanacaklar, ç Denetim Koordinasyon Kurulu
koordinatörlügünde, Maliye Bakanlıgınca iç denetim egitimine tâbi tutulur. Egitim programı,
iç denetçi adaylarına denetim, bütçe, mali kontrol, kamu ihale mevzuatı, muhasebe, personel
iç Denetim Koordinasyon Kurulunun çalısma usul ve esasları ile diger hususlar iç Denetim Koordinasyon
Kurulunun Çalısma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelikle düzenlenmistir.
mevzuatı, Avrupa Birligi mevzuatı ve mesleki diger konularda yeterli bilgi verilecek sekilde
hazırlanır. Bu egitimi basarıyla tamamlayanlara sertifika verilir.
Kanunda, iç denetçi adayları için uygulanacak egitim programının süresi, konuları ve
egitim sonucunda yapılacak islemler ile diger hususların ç Denetim Koordinasyon Kurulu
tarafından hazırlanarak Maliye Bakanlıgınca çıkarılacak yönetmelikle, iç denetçilerin kamu
idareleri itibarıyla sayıları, çalısma usul ve esasları ile diger hususların ise ç Denetim
Koordinasyon Kurulunca hazırlanarak, Maliye Bakanlıgının teklifi üzerine Bakanlar
Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenecegi öngörülmüstür.
ç denetçi adaylarının belirlenmesi, egitimi, yapılacak sınavlar, egitim programının
süresi, konuları, egitim sonucunda yapılacak islemler ile basarılı adaylara verilecek iç denetçi
sertifikasına iliskin esas ve usuller ç Denetçi Adayları Belirleme, Egitim ve Sertifika
Yönetmeligi ile düzenlenmis ve Yönetmelik yayımlanarak yürürlüge girmistir. ç denetçilerin
kamu idareleri itibarıyla sayıları, nitelikleri, atanmaları, çalısma usul ve esasları,
sertifikalarının verilmesi ve derecelendirilmesi, iç denetçilerin görev, yetki ve sorumlulukları
ise Maliye Bakanlıgınca hazırlanıp Basbakanlıga gönderilen ve Bakanlar Kurulu kararıyla
yayımlanacak olan ç Denetçilerin Çalısma Usul ve Esasları le Diger Hususlar Hakkında
Yönetmelikle düzenlenmistir.
11. Dıs Denetim Yapanların Görev, Yetki ve Sorumlulukları
Kamu mali yönetim ve kontrol sisteminde harcama sonrasında iç denetçiler dısında
görev alan diger aktörde Türkiye Büyük Millet Meclisi adına dıs denetim yapan-yapacak olan
Sayıstay meslek mensuplarıdır. Dıs denetim yapacakların görev, yetki ve sorumluluklarına
iliskin esaslar KMYKK’nda düzenlenmemis, sadece dıs denetime iliskin bazı esaslara yer
verilmis ve düzenlemenin özel kanunlarla yapılacagı hükme baglanmıstır.
KMYKK’nda (md. 68); Sayıstay tarafından yapılacak harcama sonrası dıs denetimin
amacı, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin hesap verme sorumlulugu
çerçevesinde, yönetimin mali faaliyet, karar ve islemlerinin; kanunlara, kurumsal amaç, hedef
ve planlara uygunluk yönünden incelenmesi ve sonuçlarının Türkiye Büyük Millet Meclisine
raporlanması olarak belirlenmistir.
Bu denetim, genel kabul görmüs uluslararası denetim standartları dikkate alınarak
Kanunda (md. 68) belirtilen esaslar çerçevesinde yapılacaktır. Sayıstay tarafından yapılacak
dıs denetim, uygunluk denetimi, mali denetim ve performans denetimi olarak
gerçeklestirilecektir. Mevcut mali yönetim ve kontrol sistemimizde Sayıstay denetimi daha
çok uygunluk denetimi biçiminde yapılmakta iken, son yıllarda pilot çalısmalar kapsamında
kısmi olarak performans denetimi yapılmasına baslanmıstır. Mali denetim ise uygunluk
denetimi kapsamında kısmi ve sınırlı olarak yapılan bir denetim türü idi.
KMYKK geregi dıs denetim yapan Sayıstay meslek mensupları denetim sırasında,
kamu idarelerinin iç denetçileri tarafından düzenlenen raporları isteyebilecektir. Raporların
talep edilmesi halinde Sayıstay denetçilerinin bilgisine sunulması gerekmektedir.
Sayıstay tarafından yapılacak dıs denetim ve hesapların hükme baglanmasına iliskin
diger hususlar KMYKK’nda detaylı bir sekilde düzenlenmemis, bu hususların ilgili
kanununda düzenlenecegi öngörülmüstür. Halihazırda uygulanmakta olan 832 sayılı Sayıstay
Kanununun yeni kamu mali yönetim ve kontrol sistemini ihdas eden 5018 sayılı Kanunla
uyumlu olmadıgı ve gerekli yasal degisikliklerin yapılması icap ettigi herkesçe bilinmektedir.
20
Bu kapsamda yapılan çalısmalar sonucunda Sayısta Kanunu Taslagı hazırlanmıs ancak, bu
Taslak çesitli nedenlerle Hükümet Tasarısı halini alamamıs ve TBMM Baskanlıgına
sunulamamıstır. Daha sonra bir kısım milletvekillerince Sayıstay Kanunu Teklifi hazırlanıp
TBMM Baskanlıgına sunulmus, fakat komisyon görüsmeleri devam eden bu Teklif de henüz
kanunlasmamıstır. Bu Teklifin 2006 yılı içinde kanunlasması beklenmektedir.
Sayıstay Kanunu Teklifinde, Sayıstay tarafından yapılacak denetim “düzenlilik ve
performans denetimi” olarak belirtilmistir. “Düzenlilik denetimi”nin de “mali denetim” ve
“uygunluk denetimi”nden olustugu öngörülmüstür. Ayrıca, Teklifte, Sayıstay denetiminin
amacı, genel esasları, kapsamı, denetim süreci, raporlama ve rapor türlerine iliskin
düzenlemeler yapılmıstır.
Diger yandan, Teklifte, Sayıstay’ın yargılama fonksiyonu; kanunlarda belirlenen
sorumluların hesap ve islemlerinin mevzuata uygun olup olmadıgının yargılama yoluyla kesin
hükme baglanması olarak tanımlanmıstır. Sorumlular ve sorumluluk halleri konusunda 5018
sayılı Kanuna atıfta bulunulmustur. Ayrıca her türlü kamu kaynagının elde edilmesi ve
kullanılmasında görevli ve yetkili olanların kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka
uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, muhasebelestirilmesinden,
raporlanmasından ve kötüye kullanılması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumlu
oldukları öngörülmüstür.
Bu sorumlulugun yerine getirilip getirilmediginin Türkiye Büyük Millet Meclisine
sunulacak Sayıstay raporlarında belirtilecegi; kamu zararına sebep olunan durumlarda bu
zararın tazminine iliskin hükme baglama islemi ile sonuçlandırılacagı, kesin hükümde miktarı
ve sorumluları belirtilen kamu zararını, sorumluların ortaklasa ve zincirleme veya tek
baslarına tazmin ile yükümlü oldukları belirtilmistir. Kamu zararı ise 5018 sayılı Kanunda
belirtilen/tanımlanan kamu zararı olarak tanımlanmıstır. Sayıstay’ın yargı birimleri tarafından
yapılan yargılama sonucunda ise; hesap ve islemlerin yasal düzenlemelere uygunluguna veya
yasal düzenlemelere uygun olmayan hesap ve islemlerden dogan kamu zararının
sorumlulardan tazminine hüküm verilecegi öngörülmüstür.
Bu düzenlemeler Sayıstay’a karsı olacak sorumlulugun sadece mali sorumlulukla
sınırlı kalmayacagı; mali sorumlulugunda 1050 uygulamasında oldugu gibi sadece tahakkuk
memurları ve saymanlar üzerinde kalmayacagı; üst yöneticilerin, harcama yetkililerinin,
gerçeklestirme görevlileri, muhasebe yetkilileri ve diger görevlilerin görev ve yetkileri
çerçevesinde sorumlu tutulacakları anlasılmaktadır.
12. Kamu Zararına Sebebiyet Verenlerin Sorumlulukları
KMYKK geregi kamu zararına sebep olan görevliler verdikleri bu zarar nedeniyle
mali yönden sorumlu tutulmuslardır. Ayrıca belirli durumlarda cezai sorumluluk da
dogabilecektir. Kamu zararı, Kanunda (md. 71) mevzuata aykırı karar, islem, eylem veya
ihmal sonucunda kamu kaynagında artısa engel veya eksilmeye neden olunması olarak tarif
edilmistir. Kamu zararının belirlenmesinde;
– s, mal veya hizmet karsılıgı olarak belirlenen tutardan fazla ödeme yapılması,
– Mal alınmadan, is veya hizmet yaptırılmadan ödeme yapılması,
– Transfer niteligindeki giderlerde, fazla veya yersiz ödemede bulunulması,
– s, mal veya hizmetin rayiç bedelinden daha yüksek fiyatla alınması veya
yaptırılması,
21
– dare gelirlerinin tarh, tahakkuk veya tahsil islemlerinin mevzuata uygun bir sekilde
yapılmaması,
– Mevzuatında öngörülmedigi halde ödeme yapılması,
esas alınır.
Kontrol, denetim, inceleme, kesin hükme baglama veya yargılama sonucunda tespit
edilen kamu zararı, zararın olustugu tarihten itibaren ilgili mevzuatına göre hesaplanacak
faiziyle birlikte ilgililerden tahsil edilir. Kamu zararının tahsil edilecegi ilgililerin kimler
oldugu Kanunda açık bir biçimde belirtilmemistir. KMYKK kapsamında görev üstlenen, yetki
kullanan ve yukarıda belirtilen türde is ve islemleri yapan görevlilerin Kanunun 71 nci
maddesinde belirtilen hallerde mali ve cezai yönden sorumlu tutulabilecegi anlasılmaktadır.
Kanunda geçen “ilgililer” ibaresinin kimi ve hangi görevlileri kapsadıgı açık degildir.
Maliye Bakanlıgınca yapılan Taslak düzenlemede (Yönetmelik Taslagı) kamu zararının
olusmasına sebep olan kamu görevlileri sorumlu tutulmuslardır. TBMM’nin gündeminde
bulunan Sayıstay Kanunu Teklifinde de kamu zararı konusunda 5018 sayılı Kanuna atıfta
bulunulmus ve yapılan yargılama sonucunda; yasal düzenlemelere uygun olmayan hesap ve
islemlerden dogan kamu zararının sorumlulardan tazminine hükmedilecegine iliskin
düzenleme yer almıstır. Söz konusu Kanun Teklifinde sorumlular ve sorumluluk halleri
konusunda da 5018 sayılı Kanuna atıfta bulunuldugundan kamu zararıyla ilgili olarak
sorumluların ve sorumlulukların bu Kanun hükümlerine göre belirlenecegi anlasılmaktadır.
Buna göre, görev ve yetkileri çerçevesinde harcama yetkilileri, gerçeklestirme
görevlileri, ön mali kontrolde görev alanlar, muhasebe yetkilileri, gelirlerin tahsilinde görev
alanlar veya diger görevliler dogmasına sebebiyet verdikleri kamu zararından dolayı sorumlu
tutulabileceklerdir.
Diger yandan, alınmamıs para, mal ve degerleri alınmıs; saglanmamıs hizmetleri
saglanmıs; yapılmamıs insaat, onarım ve üretimi yapılmıs veya bitmis gibi gösteren gerçek
dısı belge düzenlemek suretiyle kamu kaynagında bir artısa engel veya bir eksilmeye neden
olanlar ile bu gibi kanıtlayıcı belgeleri bilerek düzenlemis, imzalamıs veya onaylamıs
bulunanlar hakkında Türk Ceza Kanunu veya diger kanunların bu fiillere iliskin hükümleri
uygulanır. Ayrıca, bu fiilleri isleyenlere her türlü aylık, ödenek, zam, tazminat dahil yapılan
bir aylık net ödemelerin iki katı tutarına kadar para cezası verilir.
Sayıstay Kanunu Teklifinde öngörülen düzenlemeler Sayıstay tarafından yapılacak
denetim ve yargılamada kamu zararına iliskin olarak sorumluların tespitinde, zararın
belirlenmesi ve tahsilinde 5018 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde islem tesis edilecegi ve
hüküm verilecegi anlasılmaktadır.
Kamu kaynagının elde edilmesi, yönetilmesi, kullanılması, harcanması ve
korunmasından sorumlu kamu görevlilerinin neden oldukları kamu zararlarının tahsiline
iliskin usul ve esaslar konusunda Maliye Bakanlıgınca Kamu Zararlarının Tahsiline liskin
Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik Taslagı hazırlanmıstır. Söz konusu Yönetmelik henüz
Bakanlar Kurulu kararıyla Resmi Gazete’de yayımlanmamıs ve yürürlüge girmemistir.
IV. Sonuç ve Degerlendirme
22
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, mevcut Türk kamu mali
yönetim ve kontrol sisteminde önemli bir degisim ve dönüsüm öngörmektedir. Reform
kanunu ile mali yönetim ve iç kontrol sistemi yeniden tanımlanmakta ve kurgulanmakta,
sistemde görev alacak aktörlerin görev, yetki ve sorumlulukları yeniden belirlenmekte ve
sistemin isleyis mantıgı yeni bazı esaslara dayalı olarak tarif edilmektedir.
Yeni kamu mali yönetim ve kontrol sistemi beraberinde farklı bir konsept getirmekte
ve sistemin dayandıgı paradigmalar mevcut mali yönetim ve denetim sistemimizi köklü bazı
degisikliklere konu etmektedir.
Bu baglamda, mali yönetim ve kontrol sisteminde rol alan aktörler ve bunların rolleri
yeniden belirlenmistir. Bakanlar ve üst yöneticiler harcama süreci dısında bırakılmıs, harcama
yetkisi bütçeyle ödenek tahsis edilen her bir birim yöneticisine verilmistir. Harcamacı
kurumlar nezdinde faaliyet gösteren Maliye Bakanlıgına baglı birimler kaldırılmıs, bu
konudaki insiyatif yönetim sorumlulugu çerçevesinde kamu idarelerine bırakılmıstır. Sadece
genel bütçeli idarelerin muhasebe hizmetlerinin Maliye Bakanlıgınca yürütülmesi
öngörülmüstür.
Kamu idarelerinde iç kontrol sistemi kurulması esası benimsenmis, bu amaçla Maliye
Bakanlıgı ve Sayıstay tarafından harcama öncesinde yapılan kontrol uygulamalarına ve
Maliye Bakanlıgına baglı birimler (maliye baskanlıkları, bütçe dairesi baskanlıkları,
saymanlıklar) tarafından ifa edilen ve kısmen harcama öncesi kontrol fonksiyonu olarak
nitelendirilebilecek görevlere son verilmistir. İç kontrol ve ön mali kontrolün kurumların
hesap verme ve yönetim sorumlulugu çerçevesinde harcama birimleri, gerçeklestirme
görevlileri ve mali hizmetler birimi tarafından yapılması esası getirilmistir.
Stratejik planlama, performans esaslı bütçelemeye iliskin çalısmaları yürütmek ve
5018 sayılı Kanun ile 5436 sayılı Kanunda sayılan görevleri ifa etmek üzere kamu
idarelerinde strateji birimleri kurulmus ve strateji birimleri ile mali hizmetler birimlerinin
görev ve fonksiyonları tanımlanmıstır.
Harcama sürecinde yer alan harcama yetkilileri, gerçeklestirme görevlileri, mali
hizmetler birimi yöneticileri ve muhasebe yetkililerinin görev, yetki ve sorumlulukları
yeniden belirlenmistir. Ayrıca, mali yönetim ve kontrol sisteminde çesitli sekillerde görev
alan diger aktörlerin (iç denetçiler, dıs denetim yapacaklar, harcama yetkilisi mutemetleri,
muhasebe yetkilisi mutemetleri, gelirlerin toplanmasında görev alanlar, mali yönetiminde
görev alanlar) görev, yetki ve sorumlulukları düzenlenmistir.
Harcamaların mevzuata aykırılıgından kaynaklanan mali sorumluluk dısında yeni bir
sorumluluk türü olarak hesap verme sorumlulugu ve yönetim sorumlulugu öngörülmüstür.
Bu baglamda, bakan ve üst yöneticilerin yönetim ve hesap verme sorumluluguna yer
verilmistir. Harcama sürecinde görev alan görevliler ise yaptıkları is ve islemler çerçevesinde
sorumlu tutulmuslardır. Diger yandan, kamu zararı tanımı yapılarak dogan zararın ilgililerden
tahsil edilecegi öngörülmüstür. Yetki kullandıgı halde sorumlulugu bulunmayan ita amirligi
müessesine/yetkisine (birinci derece ita amirligi) son verilmis ve harcama yetkililerinin
verdigi harcama talimatından sorumlu oldukları belirtilmistir.
Saymanlardan farklı olarak muhasebe yetkililerinin yetki ve sorumlulukları daha dar
bir sekilde tanımlanmıstır. Saymanların, yeni tanımlamayla muhasebe yetkililerinin ödeme
öncesinde mevzuata uygunluk incelemesi yapmalarına son verilmistir. Muhasebe
23
yetkililerinin ödeme öncesinde ödeme belgeleri ve eki kanıtlayıcı belgeler üzerinde
yapacakları kontroller açıkça düzenlenmis ve sorumlulukları yapmaları gerekli is ve
islemlerle sınırlı tutulmustur.
Söz konusu düzenlemeler 1050 sayılı Kanun uygulamasıyla mukayeseli olarak
incelendiginde su degerlendirmelerin yapılması mümkündür.
lk olarak belirtelim ki, 1050 sayılı Kanundan farklı olarak mali sorumluluk belli
birkaç aktöre (tahakkuk memuru ve saymanlar) yüklenmemis, bu sorumluluk yeni bir
yaklasımla tanımlanmıstır. Kamu zararının dogmasına sebep olan tüm görevliler bu konuda
sorumlu tutulmuslardır ve kamu zararının ilgililerden tahsil edilecegi belirtilmistir.
kinci olarak, harcama sürecinde görev alan aktörlerin görev, yetki ve sorumlulukları
ayrı ayrı düzenlenmistir. Bakan ve üst yöneticiler ile harcama yetkilisi olan yöneticilerin
sistem içindeki konumu, görev ve yetkileri yeniden belirlenmistir. Her bir aktörün
sorumlulugu Kanunla kendisine yüklenilen görev ve yetkiler çerçevesinde düzenlenmistir.
Üçüncü olarak, 1050 sayılı Kanundan farklı olarak mali yönetim ve kontrol sistemi
hesap verme ve yönetim sorumlulugu üzerine kurgulanmıs, sistem mali sorumluluk esasına
dayandırılmamıstır.
Dördüncü olarak, gerçeklestirme görevlileri tahakkuk memuru tanımından farklı
olarak giderin gerçeklestirme sürecinde görev alan tüm görevlileri kapsayacak biçimde
tanımlanmıstır. Ödeme belgelerini düzenlemekle görevli gerçeklestirme görevlisinin ise
harcama yetkilisi tarafından ayrıca belirlenecegi esası getirilmistir.
Getirilen bu yerinde düzenlemelerden baska mali yönetim ve kontrol sisteminde görev
alan aktörlerin görev, yetki ve sorumluluklarının belirlenmesinde bazı sorunlu alanların da
bırakıldıgı söylenmelidir.
Kanaatimize göre, Kanunda mali yönetim ve kontrol sisteminde ve özellikle harcama
sürecinde yer alan aktörlerin görev ve yetkileri açıkça düzenlenmesine karsın, bu görev ve
yetkilerden dogan sorumlulugun mahiyet ve keyfiyeti bu kadar sarih bir sekilde
düzenlenmemis, muglak bazı alanlar bırakılmıstır. Sorumluluklara yer verilmesine karsın bu
sorumlulugun tespit usulü ve sonucu, uygulanacak müeyyideler açıkça belirtilmemistir. Bu
konu genel hükümlere ve Sayıstay’ın teskilat yasasıyla yapılacak düzenlemelere bırakılmıstır.
Bakanlar, Anayasa, 3046 sayılı Kanun, 3056 sayılı Kanun ve bakanlıkların teskilat
kanunlarındaki sorumluluklar dısında ayrıca hesap verme sorumlulugu yönünden de sorumlu
tutulmuslardır. Keza, yeni bir sorumluluk müessesesi olan hesap verme sorumlulugu sözü
edilen hukuki düzenlemelerde yer alan genel sorumluluklar yanında kamu kaynaklarının
etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasını da ihtiva etmektedir. Bakanların hesap verme
sorumlulukları Anayasada düzenlenen siyasi sorumluluk kapsamında degerlendirilebilir. Bu
sorumlulugun hukuki/mali bir tazmin sorumlulugu olmadıgı açıktır.
Fakat 1050 sayılı Kanun uygulamasından farklı olarak, 5018 sayılı Kanun bakanlara
harcama yetkisi vermediginden bakanların bu sorumluluklarının gereklerini ancak Anayasa,
3046 sayılı Kanun, bakanlıgın teskilat kanunu ve personel kanunlarındaki yetkilerini
(denetim, atama, disiplin, sorusturma vb.) kullanarak yerine getirebilecekleri anlasılmaktadır.
Ancak, bakanların harcama yetkilerinin olmaması, 5018 sayılı Kanunla bakanların mali
yönetim ve kontrol sistemi içindeki konumlarının zayıflatılmıs olması ve yeni sistem içindeki
24
rollerinin kendilerine anılan Kanunla verilen sorumlulukların gereklerini yerine getirmeyi
saglayacak sekilde açıkça belirlenmemis olmasının, bakanlar bakımından yetki ve sorumluluk
dengesinin yeteri kadar tesis edilmedigini/korunmadıgını gösterdigi söylenebilir.
Yeni mali yönetim ve kontrol sisteminin en önemli yeniliklerinden birisi de üst
yönetici olarak tanımlanan yöneticilerin sistem içindeki rol ve konumunun güçlendirilmis
olmasıdır. Bakanların mali yönetim ve kontrol sistemi içindeki konumları zayıflatılırken üst
yöneticiler sistem içinde güçlü bir konuma getirilmislerdir. Mali yönetim ve kontrol sistemi
içindeki konumları geregi üst yöneticiler için hesap verme sorumlulugu ve yönetim
sorumlulugu öngörülmüstür. Bakanlarda oldugu gibi üst yöneticilerin bu sorumlulugu da
kaynakların etkili, ekonomik ve verimli kullanılmasını da kapsamaktadır.
Burada bir baska riskli alan da üst yöneticiler ile bakanlar arasında mali yönetim ve
kontrol sisteminin isletilmesi, denetimlerin gerçeklestirilmesi, harcamaların yapılması
konusunda yasanacak/yasanabilecek uyusmazlık ve çatısmalardır. Bakanların anayasal ve
yasal konum ve yetkileri göz önünde bulunduruldugunda, üst yöneticilerin bakanlar karsısında
bu konuda güçsüz kalacagı ve KMYKK ile üst yönetici olarak kendilerine verilen yetkileri
geregi gibi kullanamayacakları anlasılmaktadır.
Bu konuda eksik bırakılan en önemli husus ise üst yöneticilerin yönetim
sorumlulugunun sonucunun ne oldugu hususudur. Üst yöneticilerin hesap verme ve yönetim
sorumluluklarının sonuçları ve uygulanacak müeyyideler Kanunda açıkça düzenlenmemistir.
Personel kanunlarında herhangi bir degisiklik öngörülmediginden ve bu konuda bir
düzenleme yapılmadıgından mevcut yapıyla öngörülen yönetim sorumlulugu Kanunda lafzen
zikredilen bir ibareden/temenniden ibaret kalacak ve bu mekanizmanın etkin olarak
isletilemeyecegi gözükmektedir.
Sonuç olarak sunu belirmeliyiz ki;
5018 sayılı Kanunla öngörülen sistemde ve Kanun metninde bazı eksiklikler
bulundugu kabul edilmektedir. Ancak, uygulamada yeni kamu mali yönetim sisteminin
dayandıgı temel varsayımların ve yeni yaklasımların ihmal edilerek yeni sistemin 1050 sayılı
Muhasebe-i Umumiye Kanunu mantıgı çerçevesinde degerlendirmeye tabi tutuldugu ve hatalı
bazı sonuçlara/yargılara varıldıgı görülmektedir.
1050 sayılı Kanun ve 5018 sayılı Kanunda öngörülen veya tanımlanan müessese yahut
aktörlerin söz konusu Kanunlarla ortaya konan mali yönetim sisteminin bütünlügü içerisinde
ele alınması ve degerlendirmelerin bu çerçevede yapılması gerekmektedir. 5018 sayılı Kanun
ile ihdas edilen kamu mali yönetim sisteminin dayandıgı temel yaklasımların, Kanunun
çatısını olusturan esasların ve her bir aktöre ve müesseseye yüklenen fonksiyonların göz ardı
edilmesi ve eski ile yeni mukayesesinin bütüncül bir yaklasımla ve sistematik olarak degil de,
birebir görev-yetki-sorumluluk denkleminde sayısal olarak yapılması meselenin özünden
uzaklasılmasına neden olmaktadır.
Tasarlanıp hayata geçirilen yeni sistemin özü, keyfiyeti, dayandıgı modern
yaklasımlar, getirdigi yenilikler, saglayacagı faydalar yerine bazı görevlilerin veya kurumların
kaybettigi mevzilerin, görev ve yetkilerin, unvanların öncelenmesi, yıllardır herkesçe
elestirilen mevcut mali yönetim sisteminin eksiklik ve zafiyetlerinin görmezden gelinmesi ve
eski sistemin yeniden canlandırılmaya çalısılması, hatta mübalagalı bir tanımlamayla
söyleyecek olursak 1050 sayılı Kanunun ve bu Kanuna dayalı mali yönetim sisteminin
25
kutsanması, kusur ve noksanlıklardan münezzeh tutulması bu konuda yapılan tenkit ve
önerilerin samimiyetine gölge düsürmektedir.
Bu nedenle, yeni kamu mali yönetim ve kontrol sisteminde rol alan aktörlerin bir
bütünlük içerisinde ve sistemin dayandıgı esas ve yeni yaklasımlar göz önünde
bulundurularak degerlendirilmesi gerekmektedir.
5018 sayılı Kanunla ihdas edilen mali yönetim ve kontrol sisteminin kusursuz ve
mükemmel bir sistem olmadıgı açıktır. Yetki ve sorumluluklarla ilgili olarak bu yazıda da
belirtildigi gibi Kanunda bazı belirsiz alanların oldugu, sistemin isleyisinde çesitli sorunlar
yasanacagı tartısmasızdır. Ancak, bu sorun ve eksikliklerin zaman içinde giderilebilecegi
unutulmamalıdır. Yapılması gereken ülke ve millet menfaatleri dogrultusunda en iyi sistemi
tasarlayabilmek ve hayata geçirebilmektir. Bunun da müspet yönde yapılacak tenkit ve
tavsiyelerle mümkün olabilecegi malumdur.