4/B Sözleşmeli Personel Sürekli Görev Yolluğu (Harcırah) Alır mı?

4/B kapsamında sözleşmeli olarak görev yapmakta iken aynı kurumun başka ildeki görevine 4 A kapsamında kadrolu olarak atanan personele sürekli görev yolluğu ödenmesi gerektiği yönündeki Danıştay Beşinci Daire Başkanlığı kararı………….

Esas No: 2013/10293

Karar No: 2014/1031

Kanun Yararına Temyiz İsteminde Bulunan: Danıştay Başsavcılığı

Davacı: Ümit Verdi

Vekili: Av. Oğuzhan Coşkun

Cumhuriyet Cad. No:12/1 – KIRIKKALE

Davalı: Eflani Kaymakamlığı – KARABÜK

İsteğin Özeti: Zonguldak İdare Mahkemesi’nce tek hakim tarafından verilen 02.10.2012 günlü, E:2012/838; K:2012/1240 sayılı kararın bozulması yolundaki Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi’nin 10.01.2013 günlü, E:2013/39; K:2013/27 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istenilmektedir.

Danıştay Tetkik Hakimi: Sündüs Kurtoğlu

Düşüncesi: İstemin kabulü gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Başsavcısı: Mevlüt Çetinkaya

Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51’inci maddesinde, “niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade eden” kararların kanun yararına temyiz olunabileceği belirtilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7’nci maddesinin 1’inci fıkrasında, dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu hükmü getirilmiş; 10’uncu maddesinde, “İlgililerin, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilecekleri, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, ilgililerin altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde konusuna göre Danıştay’a, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilecekleri”; 11’inci maddesinde de, “İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurmanın işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı” hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacının atanması nedeniyle yolluk verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddi üzerine açılan davada; davacının 24.07.2011 tarihinde göreve başladığı, 6245 sayılı Yasa uyarınca göreve başladığı tarihten itibaren bir aylık süre sonunda harcırah beyannamesini verme süresinin sona erdiği, bu tarihten itibaren dava açma süresi içinde dava açması ya da2577 sayılı Kanun’un 11’inci maddesi uyarınca idareye başvurması gerekirken, bu süre geçirildikten çok sonra anılan atama işleminden kaynaklanan yolluğun verilmesi istemiyle idareye yapılan 18.05.2012 tarihli başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasını inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle, süre aşımı yönünden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Yolluk ödenmesine neden olan işlemin hukuki sebebi genellikle atama, nakil veya geçici görevlendirme işlemlerinden biri olmakla birlikte, yolluğun ödenmesi konusunda idari dava konusu olabilecek bir uyuşmazlığın doğması, yolluk konusunda bir işlemin tesis edilmiş olması koşuluna bağlıdır.

Yolluk konusundaki işlem ise yolluğa hak kazandıran atama, nakil veya geçici görevlendirme işlemiyle birlikte, atama, nakil veya görevlendirmenin “yolluklu veya yolluksuz” olduğunun işlemde belirtilmesi suretiyle tesis edilebileceği gibi yolluğa hak kazandığı iddiasında olan kişinin yolluk talebiyle başvurusu üzerine de tesis edilebilir.

Atama, nakil veya geçici görevlendirme işlemiyle birlikte tesis edilmiş bir yolluk işleminin varlığı halinde, dava açma süresi, yolluksuz ibaresi yer alan işlemin tebliğ tarihine göre; yolluk konusunda asıl işlemde ödenip ödenmeyeceği hususunda bir ibare konulmamış ya da ayrı bir işlem kurulmamış olması halinde dava açma süresi, 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesinde öngörüldüğü gibi ilgili tarafından yöneltilecek bir başvuru üzerine oluşacak açık veya zımni bir ret işlemine göre hesaplanacaktır.

Davacının, atanmasına ilişkin işlemde “yolluksuz” ibaresi bulunmadığına göre, bu işlemden doğan yolluğunun tarafına ödenmesi için yaptığı başvuru 2577 sayılı Yasa’nın 10’uncu maddesi kapsamında olup, bu başvuru üzerine kurulan işlemin iptali istemiyle açılan davanın süresinde olduğu açıktır.

Bu nedenle, Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi’nin, yürürlükteki hukuka aykırı sonuçlar ifade ettiği açık bulunan 10.01.2013 gün ve E:2013/39; K:2013/27 sayılı kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51’inci maddesi uyarınca, kanun yararına bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesi’nce işin gereği düşünüldü:

Dava, Şanlıurfa İli, Viranşehir İlçe Müftülüğü’nde 657 sayılı Yasa’nın 4/B maddesi uyarınca sözleşmeli imam hatip olarak görev yapmakta iken, anılan Yasa’nın 4/A maddesi uyarınca Karabük İli, Eflani İlçe Müftülüğü’ne kadrolu olarak atanan davacının, söz konusu atama işlemi nedeniyle hak ettiğini ileri sürekli görev yolluğunun tarafına ödenmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Eflani Kaymakamlığı’nın 23.05.2012 tarih ve 840/231 sayılı işleminin iptali ile hesaplanacak yolluk tutarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Zonguldak İdare Mahkemesi Hakimi’nce verilen 02.10.2012 günlü, E:2012/838; K:2012/1240 sayılı kararla; temel ve asli fonksiyonları kamu hizmetini yürütmek olan kamu görevlilerinin, kamu hizmetinin iyi işlemesi için ya kendi isteklerine dayalı olarak ya da re’sen kanunlarda yer alan kurallar çerçevesinde yetkili idari makamlarca bulundukları yerden başka bir yere atanabildikleri, bu atamaya bağlı olarak da yeni görev yerlerinde göreve başlayabilmek için bazı giderler yapmak zorunda kaldıkları; yolluk ödemesinin, kamu hizmetinin gerektirdiği durumlarda bu hizmet için görevlendirilen kişilerin katlanacakları giderleri karşılamak üzere yapılan parasal ödemeyi içeren bir idari işlem olduğu, atama işlemi sonucunda görev yeri değişen kamu görevlisinin karşı karşıya kaldığı külfetin kamu hizmetinin yürütmesinden kaynaklanması nedeniyle Kanun koyucu tarafından bu külfetin kamuca karşılanması amacıyla yasal düzenlemeler yapıldığı; öte yandan, sözleşmeli personele geçici görev yolluğu dışında harcırah ödenemeyeceğine ilişkin tip hizmet sözleşmesi hükümlerinin de Danıştay tarafından hukuka aykırı bulunduğu belirtilerek, sözleşmeli personel olan davacının 6245 sayılı Kanunun hükümlerinden yararlandırılmasının ve bu suretle sürekli görev yolluğunun tarafına ödenmesinin gerekli olduğu, ilgilinin bu yöndeki talebinin reddi yolundaki dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, hak ettiği sürekli görev yolluğunun yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine hükmedilmiştir.

Bu karar, davalı idare tarafından itiraz edilmesi üzerine, Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi’nin 10.01.2013 gün ve E:2013/39; K:2013/27 sayılı kararı ile bozulmuş ve dava süre aşımı nedeniyle reddedilmiş, kararın düzeltilmesi istemi de Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi’nin 18.03.2013 gün ve E: 2013/266; K: 2013/299 sayılı kararı ile reddedilmiştir.

Davacının, Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi’nin 10.01.2013 gün ve E:2013/39; K:2013/27 sayılı kararının kanun yararına bozulması yönünde verdiği dilekçe üzerine, Danıştay Başsavcılığı anılan kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51. maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasını istemektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kanun Yararına Bozma” başlıklı 51. maddesinde, “1. Bölge idare mahkemesi kararları ile idari ve vergi mahkemelerince ve Danıştayca ilk derece mahkemesi olarak verilip temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenler, ilgili bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden başsavcı tarafından kanun yararına temyiz olunabilir.

2. Temyiz isteği yerinde görüldüğü takdirde karar, kanun yararına bozulur. Bu bozma kararı, daha önce kesinleşmiş olan mahkeme veya Danıştay kararının hukuki sonuçlarını kaldırmaz.

3. Bozma kararının bir örneği ilgili Bakanlığa gönderilir ve Resmi Gazete’de yayımlanır.” hükmü yer almaktadır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7/1. maddesinde; dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu hükmü getirilmiş; 10. maddesinde ise; “İlgililerin, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilecekleri, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, ilgililerin altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde konusuna göre Danıştay’a, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilecekleri, altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgilinin bu cevabı istemin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebileceği, bu takdirde dava açma süresinin işlemeyeceği, ancak, bekleme süresinin başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemeyeceği, dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilecekleri.” hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; Şanlıurfa İli, Viranşehir İlçe Müftülüğü’nde 657 sayılı Yasa’nın 4/B maddesi uyarınca sözleşmeli statüde imam hatip olarak görev yapmakta iken, anılan Yasa’nın 4/A maddesi uyarınca Karabük İli, Eflani İlçe Müftülüğü’ne atanarak yeni görevine 25.07.2011 tarihinde başlayan davacının, bu atama işleminden dolayı sürekli görev yolluğunun ödenmesi talebiyle yaptığı 18.05.2012 tarihli başvurusunun 23.05.2012 tarih ve 840/231 sayılı Eflani Kaymakamlığı işlemi ile reddedildiği anlaşılmaktadır.

Yolluk ödenmesine (hak kazanılmasına) neden olan işlemin hukuki sebebi, genellikle atama, nakil veya geçici görevlendirme işlemlerinden biri olmakla birlikte, yolluğun ödenmesi konusunda idari dava konusu olabilecek bir uyuşmazlığın doğması, yolluk konusunda bir işlemin tesis edilmiş olması koşuluna bağlıdır. Yolluk konusundaki işlem ise ya yolluğa hak kazandıran atama, nakil veya geçici görevlendirme işlemiyle birlikte, atama, nakil veya görevlendirmenin “yolluklu veya yolluksuz” olduğunun işlemde belirtilmesi suretiyle, ya da yolluğa hak kazandığı iddiasında olan kişinin yolluk talebiyle başvurusu üzerine tesis edilebilir. Doğal olarak sözü edilen işlemle birlikte tesis edilmiş bir yolluk işleminin varlığı halinde, yani yolluklu veya yolluksuz ibaresinin işlemde yer alması durumunda dava açma süresi, yolluksuz ibaresi yer alan işlemin tebliğ tarihine göre belirlenecek; yolluk konusunda işlemde bir ibare konulmamış ya da ayrı bir işlem kurulmamış olması halinde dava açma süresi, 2577 sayılı Kanun’un 10. maddesinde öngörüldüğü gibi ilgili tarafından yöneltilecek bir başvuru üzerine oluşacak açık veya zımni bir ret işlemine göre hesaplanacaktır.

Buna göre;

1- Davacıya tebliğ edilen atama işleminde, işlemin “harcırahsız” (yolluksuz) olarak kurulduğu yolunda bir ibare yer almışsa, ilgili bu işlemin kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren, atama işleminde yer alan “harcırahsız” (yolluksuz) ibaresinin iptali ve bu atama işlemi nedeniyle yoksun kaldığı harcırahın (yolluğun) kendisine ödenmesine hükmedilmesi istemiyle dava açabilir.

Bu durumda davacı, niteliği yukarıda belirtilen davayı, atama işleminin kendisine tebliğ edildiği tarihi izleyen günden itibaren 2577 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen süre içerisinde doğrudan açabileceği gibi; anılan Kanunun 11. maddesinin tanıdığı olanak nedeniyle idareye başvurarak, bu başvuru üzerine idarece kurulacak olan olası olumsuz işleme karşı bu maddedeki süreci işleterek de açabilir.

2- Davacıya tebliğ edilen atama işleminde “harcırahsız” (yolluksuz) ibaresi bulunmamakta ise; ilgilinin, atama işleminden doğan harcırahının (yolluğunun)tarafına ödenmesi için yaptığı başvuru, 2577 sayılı Yasanın 10. maddesi kapsamında olup, bu başvuru üzerine kurulacak işlemin iptali istemiyle açılacak davanın süresinin de10.madde hükmüne göre belirlenmesi gerekmektedir.

Davacının Karabük İli, Eflani İlçe Müftülüğü’ne atanmasına ilişkin işlem, dosya içerisinde yer almamakla birlikte; davalı idarece, atamanın harcırahsız olarak tesis edildiğine dair savunmada bulunulmaması ve bu yönde bir belge ya da bilginin sunulmaması karşısında,harcırah (yolluk) ödenmesi talebiyle 18.05.2012 tarihinde idareye yapılan başvurunun, 2577 sayılı Kanunun 10. maddesi kapsamında yapılmış bir başvuru olarak kabulü zorunludur. Bu nedenle davacının yeni görevine başlama tarihinin dava açma süresi için başlangıç olarak alınması hukuken mümkün bulunmamaktadır.

Öte yandan, davacının harcırah (yolluk) istemli başvurusunun reddine ilişkin 23.05.2012 günlü işlemin iptali istemiyle açılan davanın, 2577 sayılı Kanunun 7. ve 10. maddeleri uyarınca süresinde olduğu da açıktır.

Bu durumda; dava konusu işlemin iptali, söz konusu yolluğun davacıya ödenmesi yolunda Zonguldak İdare Mahkemesi Hakimi’nce verilen 02.10.2012 günlü, E:2012/838; K:2012/1240 sayılı karar hukuken isabetli olduğu halde, bu kararın onanması yerine bozulmasına ilişkin olarak verilen Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi’nin 10.01.2013 günlü, E:2013/39; K:2013/27 sayılı kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle; Danıştay Başsavcılığı’nın kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi’nce verilen 10.01.2013 günlü, E:2013/39; K:2013/27 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 51. maddesi uyarınca hükmün sonuçlarına etkili olmamak üzere kanun yararına bozulmasına; kararın birer suretinin Danıştay Başsavcılığı’na, Eflani Kaymakamlığı’na ve davacıya gönderilmesine ve bu kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasına, 13.02.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

Related Posts

Temininde Güçlük Zammı Kimlere Verilir?

TEMİNİNDE GÜÇLÜK ZAMMI   –657 (15.5.1975-1897/1 Kanunla değişik) Md. 147/G-c -657 Md. 213’den sonra gelen (9.4.1990-KHK 418/8 ile değişik ) Ek Madde – 30.12.1991-91/2574 Bakanlar Kurulu Karan -19.01.1998 tarih ve…

Şükrü Kızılot – Şirket ortağına ve işyeri kirasına vergi müjdesi (07.01.09)

ANONİM ya da limitеd şirkеt ortağı olanlar ilе işyеri kira gеliri еldе еdеnlеr, 2009 yılında vеrgi yönündеn avantajlılar. KÁR PAYINDA 239 BİN TL SINIRI 2009 yılında еldе еdilеn vе 239…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Kaçırdığın Haberler

Şükrü Kızılot – Şirket ortağına ve işyeri kirasına vergi müjdesi (07.01.09)

  • By admin
  • Kasım 24, 2024
  • 12 views
Şükrü Kızılot – Şirket ortağına ve işyeri kirasına vergi müjdesi  (07.01.09)

Tela Nedir? Kaç Çeşit Tela Vardır? Tela Ne İşe Yarar?

  • By admin
  • Kasım 24, 2024
  • 14 views
Tela Nedir? Kaç Çeşit Tela Vardır? Tela Ne İşe Yarar?

Temininde Güçlük Zammı Kimlere Verilir?

  • By admin
  • Kasım 24, 2024
  • 22 views
Temininde Güçlük Zammı Kimlere Verilir?

Mahalli İdare Birliklerinin Damga Vergisi ve Kdv Tevkifatına Tabi Olup Olmadığı Hk.

  • By admin
  • Kasım 24, 2024
  • 27 views
Mahalli İdare Birliklerinin Damga Vergisi ve Kdv Tevkifatına Tabi Olup Olmadığı Hk.

Doğrudan Temin Yönteminde İhaleye Fesat Karıştırma Suçu Olur mu?

  • By admin
  • Kasım 24, 2024
  • 17 views
Doğrudan Temin Yönteminde İhaleye Fesat Karıştırma Suçu Olur mu?

Bütçe Türleri…Bütçe Hazırlık ve Uygulama Süreçleri

  • By admin
  • Kasım 24, 2024
  • 14 views
Bütçe Türleri…Bütçe Hazırlık ve Uygulama Süreçleri