Değerli okurlarımız TTK’da yapılacak değişiklikleri bundan önceki iki yazımda kaleme almıştım. Bu yazı TTK’da yapılacak değişikleri ele aldığım üçüncü ve son yazım oldu. Yapılacak değişiklikler oldukça önemli değişikliklerdir ve uygulamada sorun çıkan konular açıklığa kavuşturulmaya çalışılmıştır.
Örneğin genel kurulların Mayıs ayı sonuna kadar yapılmasının öngörülmesi önemlidir, ama kanaatimce Haziran sonu daha mantıklı olacaktır. Önemli olan genel kurulların düzenli olarak yapılması ise, şirketlere yeterli sürenin tanınması gerekir. Nitekim genel kurulların yapılmaması halinde cezai düzenleme öngörülmektedir.
Genel kurulların yapılmaması halinde cezai düzenleme öngörülürken aktif olmayan şirketler için istisnai düzenlemeyi de unutmamak gerekir. Nitekim ülkemizde 2014 yılı Haziran ayı itibariyle 713.861 limited ve 94.828 anonim şirket bulunmaktadır. Limited ve anonim şirketlerin toplam sayısı 808.689 adettir. Bu şirketlerin %10’unun aktif olmadığını düşünecek olur isek, yaklaşık 80.000 şirket senede genel kurul yapmayabilir ve devlet bu şirketlere senede (80.000 x 4.000=) 20.000.000.-TL Bunu önlemenin yolu ise, genel kurul yapma zorunluluğuna istisnai hükümler koymaktır. Örneğin, yıllık cirosu 50-100 bin Türk Lirası altında olan şirketler için cezai düzenleme öngörülmeyebilir ya da bu şirketlerin 2 ya da 3 yılda bir genel kurul yapmaları yönünde düzenleme yapılabilir.
SERMAYE ARTIRIMINA KOLAYLIK!
6102 sayılı Kanunun 456 ncı maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde
“Sermayenin yüzde beşinden azının ödenmemiş olması sermaye artırımım engellemez.”
6102 sayılı Kanunun 456 ncı maddesinde, sermaye artırımına ilişkin esaslara yer verilmiştir. Birinci fıkrası mevcut düzenlemesinde geçen “sermayeye oranla önemli sayılmayan tutarlar”; “sermayenin yüzde beşinden azı”; olarak düzenlenerek, net bir oran ortaya konulmuş, böylece farklı uygulamaların önüne geçilerek uygulama birliği ve belirlilik sağlanması amaçlanmaktadır. 6102 sayılı Kanunun 462 nci maddesinin üçüncü fıkrası da aşağıdaki şekilde değiştirilecektir.
“(3) Bilançoda sermayeye eklenmesine mevzuatın izin verdiği fonların bulunması halinde, sermaye taahhüt edilmesi yoluyla sermaye artırımı yapılabilmesi için, aynı zamanda ve aynı oranda fonların da sermayeye dönüştürülmesi zorunludur. Bu şekilde yapılacak sermaye artırımlarında, fon miktarı taahhüt edilen miktardan az ise, fonun tamamı sermayeye dönüştürülür. Ancak; şirkette oy hakkına haiz bütün pay sahiplerinin sermaye artırımına ilişkin genel kurulda oybirliği ile alacakları bir kararla, fonun kullanılmasına ilişkin bu kurallara tabi olunmaksızın da taahhüt yoluyla sermaye artırılabilir. Artırım genel kurul veya yönetim kurulu kararının ve esas sözleşmenin ilgili maddelerinin değişik şeklinin tescili ile kesinleşir. Tescil ile o anda mevcut pay sahipleri mevcut paylarının sermayeye oranına göre bedelsiz paylan kendiliğinden iktisap ederler. Bedelsiz paylar üzerindeki hak kaldırılamaz ve sınırlandırılamaz; bu haktan vazgeçilemez.”
6102 sayılı Kanunda fonların sermayeye dönüştürülmesi ile birlikte aynı zamanda ve aynı oranda sermaye taahhüdü yoluyla sermaye artırımı yapılabileceği hükme bağlandığından, söz konusu fonların düşük bir miktarda kaldığı durumlarda, şirketler ancak bu düşük fon miktarı kadar sermaye artırımında bulunabilmektedir. Bu da sermaye artırımı yaparak yatırımda bulunacak şirketler bakımından iki kez sermaye artırımı kanın alınmasını gerektirmektedir.
Yapılan değişiklikle, taahhüt yoluyla yapılacak sermaye artırımlarında; bilançoda sermayeye eklenmesine mevzuatın izin verdiği fonların bulunması hâlinde, sermaye taahhüt edilmesi yoluyla sermaye artırımı yapılması durumunda, fon miktarı veya bu miktardan daha fazla sermaye artırımı yapılacaksa fonun tamamının eş zamanlı olarak sermayeye dönüştürülmesi zorunlu kılınarak, fon miktarından daha fazla miktarda taahhüt yoluyla sermaye artırımı yapılabilmesi mümkün kılınmış; sermaye artırımının yapıldığı genel kurulda, şirkette oy hakkına haiz bütün pay sahiplerinin oybirliği ile karar alınması kaydıyla bu kurallara tabi olunmaksızın da taahhüt yoluyla sermaye artırımıyapılabileceği düzenlenmiştir.
PAY SENETLERİNİN DEVRİ KANUNA GİRMEKTEDİR!
6102 sayılı Kanunun 490 ıncı maddesinin;
a) Birinci fıkrasında geçen “ibaresinden sonra gelmek üzere” veya “pay senetleri” ibaresi
b) İkinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fikra eklenmiştir.
“(3) Pay senedi bastırılmamış nama yazılı payın devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılışekilde yapılır ve tarafların imzalan noterce onaylanır.”
6102 sayılı Kanunun 490 ıncı maddesinde senede bağlanmış nama yazılı payların devri düzenlenmiş olmakla birlikte, senede bağlanmamış nama yazılı payların devri hakkında herhangi bir şekil şartı veya düzenleme öngörülmemiş, sadece bunların kanunda veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe, herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın devredilebileceği hükme bağlanmıştır. Anılan maddenin başlığı ise, “Nama yazılı payların ve pay senetlerinin devrinde ilke” şeklindedir. Anonim şirketlerin çoğunda nama yazılı paylar senede bağlanmamaktadır. Bu itibarla, uygulamada boşluk yaratan senede bağlanmamış nama yazılı payların devrine ilişkin devir ve devir borcunu doğuran işlemlerin yazılı şekilde yapılacağı ve tarafların imzalarının noterce onaylanacağı düzenlenmiştir. Böylece anonim şirket pay defterinin ve genel kurul toplantılarında hazırlanan hazır bulunanlar listelerinin içeriğinin doğruluğu da söz konusu işlemler vasıtasıyla daha kolay saptanabilecektir. Maddenin içeriği de başlığına uygun şekilde yeninden kaleme alınmış olmaktadır.
ÖNEMLİ KARARLARIN ALINMASINDA NİSAP DEĞİŞMEKTEDİR!
6102 sayılı Kanunim 621 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde “Aşağıdaki genel kurul kararlan, şirketteki toplam oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin salt çoğunluğunun bir arada bulunması hâlinde alınabilir” 6102 sayılı Kanunun 589 uncu maddesinde genel kural olarak sözleşme değişikliklerinin nisabı hükme bağlanmış ve esas sermayenin üçte ikisini temsil eden ortakların kararıyla şirket sözleşmesinin değiştirilebileceği düzenlenmiş, Kanunun 621 inci maddesi hükmü saklı tutulmuştur. Şirket için önemli kararların alınmasına ilişkin istisnai bir hüküm olan 621 inci maddede ise toplantı yeter ve karar nisabı temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması olarak hükme bağlanmıştır. Ancak, 589 uncu maddede öngörülen nisap, 62 inci maddede öngörülen nisaptan daha ağırdır. Buna göre şirket sözleşmesinin değiştirilmesini gerektiren adres değişikliği için esas sermayenin üçte ikisini temsil eden ortakların olumlu oyu aranacakken, şirketin tüzel kişiliğini sona erdirmeye yönelik oldukça önemli bir kararda, 621 inci madde uyarınca oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun olumlu oyu Bu itibarla, 589’uncu madde ile 621 inci madde arasında mantıksal bir paralellik sağlamak adına 621 inci maddedeki nisap şirketteki toplam oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin salt çoğunluğunun bir arada bulunması olarak belirlenmiş ve Kanunun farklı hükümlerindeki nisaplar arasında paralellik sağlanmaya çalışılmıştır.
6102 sayılı Kanunun 428 inci maddesi, 430 uncu maddesi ve 431 inci maddesi yürürlükten 6102 sayılı Kanunun 428 inci maddesinde şirketlerde, organ temsilcisi, bağımsız temsilci ve kurumsal temsilciye ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Madde gerekçesinde hükmün hedefinin “…özellikle halka açık anonim şirketlerde pay sahiplerinin tek seçenekle ve bir oldu bitti ile karşı karşıya kalmalarına engel olmak ve pay sahipleri demokrasisinin kurulmasını sağlamak…”olarak belirtildiği dikkate alındığında, anılan maddede düzenlenen temsil kurumlarının paylan borsada işlem gören ve çok sayıda ortağı bulunan halka açık anonim ortaklıklarda, ortağın haklarının korunması bakımından önem taşıdığı anlaşılmaktadır. Ancak maddede herhangi bir ayrım yapılmadığından tüm anonim ortaklıkların maddede belirtilen zorunlulukları yerine getirmek durumundadırlar. Maddenin uygulanması özellikle az sayıda pay sahibi olan şirketlerde sorun yaratmaktadır. Bu şirketler bakımından böyle bir ihtiyaç bulunmadığı gibi, uygulama mali külfet doğurmakta ve genel kurul toplantılarının gecikmesi ihtimalini ortaya çıkarmaktadır. Diğer yandan hükmün asıl fayda sağlayacağı halka açık anonim ortaklıklar bakımından 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 30 uncu maddesinin son fıkrasında "6102 sayılı Kanunun 428 inci maddesi bu Kanun kapsamında uygulanmaz." denilerek, halka açık anonim ortaklıklar bakımından istisna tanınmıştır Bu itibarla, halka açık anonim ortaklıklarda uygulanması yolu kapatılan hüküm, yukarıda belirtilen uygulamada yaşanabilecek sorunların önüne geçilebilmesi amacıyla madde yürürlükten kaldırılmaktadır.
TTK’da yapılacak değişiklikler bu yazımız ve bu yazımızdan önceki iki yazımda ele alınmıştır. Yapılacak değişiklikler oldukça önemli değişikliklerdir ve tasarı yasalaştıktan sonra uygulamada da değişiklikler olacaktır. Ancak yazımızın giriş bölümünde açıklandığı üzere aktif olmayan şirketler için istisnai düzenlemeler unutulmamalıdır.