Türk kamu yönetiminde, teftiş kurulları ve kontrolörler açısından 2004 yılını milat olarak
kabul edebiliriz.
Zira Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri ve Yeniden Yapılandırılması
Hakkında Kanun bu tarihte çıkartılmıştır. 15.07.2004 tarihli ve 5227 sayılı bu
kanun her ne kadar veto edilmiş de olsa, sonrasında Türkiye’ nin teftiş kurulları
politikasını temelden etkilemiştir (Yürekli, 2013).
Veto edilen 5227 sayılı Kanun kamu yönetiminde denetim paradigmasını
değiştirmiştir. Artık teftiş kurullarının mevcudiyeti ve müstakil kamu idarelerinde
standart bir birim olarak bulunmaları tartışmalı hale gelmiştir (Yürekli, 2014, s.
59).
2004 sonrası dönemde, özellikle 2011 yılında; 06.04.2011 tarihli ve
6223 Kamu Hizmetlerinin Düzenli, Etkin ve Verimli Bir Şekilde Yürütülmesini
Sağlamak Üzere Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Teşkilat, Görev ve Yetkileri ile
Kamu Görevlilerine İlişkin Konularda Yetki Kanunu çerçevesinde Bakanlıkların
pek çoğu Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) yeniden yapılandırılmıştır. Bu
yapılandırılma sonucunda, Bakanlıkların teşkilat yapılarını düzenleyen KHK’larla
teftiş kurulları da düzenlemeye tabi tutularak, yeniden yapılandırılmıştır.
Dönem içerisinde iç denetim birimleri oluşturulmuştur. 1990’lı yıllarda
özel sektörde, 2000’li yılların başından itibaren bankalarda uygulamaya konulan
iç denetim, 5018 sayılı Kanunla KİT’ler dışındaki kamu kurumlarında zorunlu hale
getirilmiştir. Dolayısıyla kamu kurumlarında iç denetim birimlerinin oluşturulması
2004 sonrasında realize olmuştur.
2.2. Mevcut Durum
Türkiye’ de idari teftiş ve denetim birimlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu; Başbakanlık, Bakanlıklar, bağımsız
Genel Müdürlükler ve kurumlar bünyesinde bulunan teftiş kurulları, kontrolörler
başkanlıkları, iç denetim birimleri ve diğer denetim birimleri.
Diğer denetim birimleri olarak rehberlik ve teftiş başkanlıkları, rehberlik ve denetim başkanlıkları,
denetim hizmetleri başkanlığı ve denetim hizmetleri daire başkanlıklarını
sayabiliriz.
2004 sonrasında, bilhassa 2011 yılında yapılan düzenlemeler sonrasında
teftiş ve denetim birimlerinde hem denetim birimlerinin isimleri ve hem de
denetim elemanlarının unvanları açısından önemli farklılıklar ortaya çıkmıştır.
Önceleri teftiş kurulu başkanlığı olan birçok bakanlık ve kamu kurumunda,
yeniden yapılanma sonrasında rehberlik ve teftiş başkanlığı, rehberlik ve denetim
başkanlığı, denetim hizmetleri başkanlığı ve denetim hizmetleri daire başkanlığı
gibi farklı birim isimleri ortaya çıkmıştır.
Öte yandan, denetim elemanı unvanı müfettiş olan bazı bakanlık ve
kamu kurumlarında denetçi ve uzman unvanlarının kullanılmaya başlandığı
görülmektedir.
Genel olarak kamu yönetimine bakıldığında müfettiş unvanının genel
kabul görmekle birlikte, 2011 sonrasında denetçi ve uzman unvanlarının
(denetimle yetkili) da sisteme girdiği anlaşılmaktadır (Yürekli, 2014, s.67)
Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü (TODAİE) tarafından
yürütülen “Türk Kamu Yönetiminde Teftiş ve İç Denetim” başlıklı araştırması
sonucuna göre, üniversiteler ve yerel yönetimler hariç, Türk kamu yönetiminin
merkez yönetimi bünyesinde 5477 müfettiş, 1307 kontrolör ve 506 iç denetçi
görev yapmaktadır. Bu bilgiler çerçevesinde bilgileri eksik bulunan birimlerde
çalışanlar, yerel yönetimler ve üniversiteler hariç olmak üzere, Türk kamu
yönetiminde yaklaşık olarak 8886 denetim çalışanı görev yapmaktadır (Akbulut
vd., 2012, s. 688-699).