Erdemli insanların dokuz düşüncesi vardır:
- Baktıklarında berrak görmeyi düşünürler,
- Dinlediklerinde iyi duymayı düşünürler,
- Görünüşleri bakımından cana yakın olmayı düşünürler,
- Davranışlarında saygılı olmayı düşünürler,
- Konuşmalarında doğru sözlü olmayı düşünürler,
- İşlerinde ciddi olmayı düşünürler,
- Kuşkuya düştüklerinde soruları nasıl soracaklarını düşünürler,
- Öfkelendiklerinde sorunları düşünürler,
- Kazancı gördüklerinde adaleti düşünürler…
Konfüçyüs
Nikhomakos’a Etik’te Aristoteles, “techne” ile “phronesis” arasında da kesin bir ayrım yapmaktadır. Buna göre, techne bir şeyi yapıp etme bilgisi ve bu bilgi yoluyla ortaya bir şey, bir ürün koymadır. Bu anlamda techne bir üretme (poiesis) etkinliğidir. Phronesis ise doğrudan praksis (edim, eylem)
ile bağlantılı olduğu için belirtilen niteliklerden ayrı düşünülemez. Aristoteles erdem (arete) olmaksızın phronesis olamayacağını belirtmiştir. Erdem phronesis’in kendisine yöneldiği eylemin sonucunu belirler.Bu anlamda phronesis sadece amaca ya da sonuca ilişkin araçlarla değil aynı zamanda amaçların ya da sonuçların kendilerinin belirlenmesiyle de ilgilenmek zorundadır. Esasen Aristoteles’in phronesis’i bir erdem olarak nitelemesi de bunu gerektirmektedir. Phronesis’in etik açıdan kendi kendisine yeterliliği de sonuçların geniş ölçüde phronimos (phronesis sahibi kişi)’un dâhil olduğu kontekst tarafından belirlenmesinin bir ürünü olmaktadır…
….Aristoteles için ise phronesis ne bir zekâ (cleverness) ne de bir techne’dir. Phronesis hiçbir formülün (kuralsızlık değil) olmadığı özel hallerde doğru ve makul akla göre hareket etmektir. Phronesis’in bir erdem olarak sonuçları belirleyebilme yetisi onunla techne arasındaki farkın sophia ile episteme arasındaki farka benzediğini de bize göstermektedir. Bir teorik bilgelik
hali olarak sophia, bilimsel bilgi (episteme)’den farklı olarak, sadece ilkelerden hareket eden şeyleri değil ilkelerin kendilerine ilişkin hakikati de içerir. Buna göre bir pratik bilgelik hali olarak phronesis de, techne’den farklı olarak, sadece kendisini sonuçlara göre belirlemez; bir erdem olarak aynı zamanda sonuçları da iyi olarak belirlemek durumundadır. Buna göre sophianous (entelektüel sezgi)’u saf uygulanmasıyla ilkelere ilişkin hakikati bilirken phronesis yaşanmış tecrübelerle ortaya çıkan erdeme dayanmak zorundadır. Erdem ise dâhil olduğu kültürel, politik ve tarihsel kontekst tarafından belirlenmektedir.”
Aristoteles; Nichomachean Ethics, 1144b-15-20; 1145a3-5.
Long; “The ontological reappropriation of phronesis ”, s: 50.
Çebi/ Aristoteles’te Phronesis Kavramı ve Modern Hukukta Muhakeme
Hukuk Kuramı, C. 2, S. 6, Kasım-Aralık 2015 s.4